English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ H ] / Hepsi bu değil

Hepsi bu değil traduction Anglais

1,133 traduction parallèle
Hepsi bu değil mi?
Isn't that all you do?
Hepsi bu değil Komutan.
That is not all, Commander.
Hayır, hepsi bu değil.
No. That ain't all.
Ayrıca hepsi bu değil. Tüm San Francisco emniyeti adamını arıyor.
On top of that, the San Francisco Police Department is looking for your man.
Hepsi bu değil. Dudağımda... beni çok rahatsız eden bir de uçuk çıkıyor.
Not only that, but I'm developing a herpes on my lip here that is really killing me.
Hayır, hayır, hepsi bu değil.
No, no, that's not all. Grilled mullet..
- hayır, hepsi bu değil.
- No, that's not all.
- Hepsi bu değil.
- That's not all.
- Hepsi bu değil.
- And that's not all.
Hepsi bu değil.
That ain't all.
Evet, bir kız işin içinde, ama hikayenin hepsi bu değil.
Yeah, a girl's involved, but that's not the whole story.
- Hepsi bu değil mi, bakanım?
Would that be all, Minister?
- ve hepsi bu değil!
- And that's not all!
Ve hepsi bu değil.
And that's not all.
- Hayır, hepsi bu değil!
No, it isn't.
Bekle, hepsi bu değil.
Hold on, that's not it.
Hepsi bu değil.
That's not everything.
Hepsi bu değil.
Not at all.
Çok iyi biliyorsun ki, hepsi bu değil.
You know perfectly well it isn't so.
Hepsi bu değil.
It's not that.
Elbette hepsi bu değil.
It most certainly is not it.
Hepsi bu değil.
That isn't all.
Hepsi bu değil aslında.
Well, not really all.
- Sanırım hepsi bu değil mi?
- We're finished, yes?
- Kahretsin, hepsi bu değil.
- Goddammit, that's not all.
Hepsi bu değil!
None at all!
Hepsi bu kadar da değil.
And that's not all.
Hepsi bu değil.
- No. No, no, no, no.
Ama hepsi bu kadar değil.
But that's not all.
- Hayır, hepsi bu kadar değil.
- No, that isn't all.
Hepsi bu kadar değil.
That's not all.
Bu 240 kişinin hepsi İsrailli değil.
Are 240 people, and not all are Israeliteni.
Clara kültürlü değil, hepsi bu.
Clara isn't emancipated, thats all.
Hepsi bu değil.
Look at that.
Eski eşim değil, sadece bir süre ayrıyız hepsi bu.
He is not my ex-husband. We are just separated for now.
Bu yaratıkların hepsi Tanrı'nın eseri, bayanlar baylar, bunlar insan yapımı değil.
These are all creatures of God, ladies and gentlemen, not man.
Bu yaratıkların hepsi Tanrı'nın eseri baylar ve bayanlar, insan yapımı değil.
And these are creatures of God, ladies and gentlemen, not man.
Aslında, bildiklerimizin hepsi bu kadar değil.
Actually, it's not all we've got to go on.
Hepsi, bu tür hakkında her şeyi biliyor, değil mi?
All them, they know all about that sort of thing, don't they?
Hepsi bu da değil.
And not only that.
Hayır, seni seviyorum. Hepsi bu. Sen canım, kanım değil misin?
"Are you not my own flesh and blood?"
Sevgili Avigdor, hepsi bu değil!
Dear Avigdor.
Hepsi bu kadar da değil. Arkadaşlarım birilerinin başlarına dadandığından şikâyet ediyor. İş yerinden aramalar, fotoğraf çekmeler takip etmeler, isimsiz aramalar falan.
My friends started complaining that some man haunts them..... goes to their work places, takes photos of them and their families follows them, makes anonyomous phone calls...
Ne kadar zeki olduğunu unutmuşum, Tango. Hepsi bu kadar değil, şef.
Glad you got wise, Tango.
Bu Nazilerin hepsi deli değil.
Them Nazis ain't all crazy.
Fakat sizler seçim sonuçlarını takip edenler biliyor ki hepsi bu kadar değil.
But those of you following the election results know that that's not so.
Bütün bu sihir ve yıldızlık olayı hepsi senin için öyle değil mi, Eddie?
All this glamour and stardom it's all for you, isn't it, Eddie?
Hepsi bu kadar da değil.
- By Jove, you're right. - And that's not all.
Evet, ve hepsi bu da değil.
And that's not all.
Hepsi bu değil.
Not only that
Hepsi bu da değil.
And that's not all!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]