Herkes için traduction Anglais
8,039 traduction parallèle
Görünüşe göre, bugün Baltimore'daki herkes için vaziyet dehşet verici.
Obviously, the conditions are just horrendous for anyone in Baltimore today.
Ya da belki herkes için en iyisini yaptığımı düşünür.
Or maybe he'll realize it was the best thing I could've done for everyone.
Tamam.Bu herkes için geçerli belki.
Okay. I think that's everybody.
Neredeyse herkes için bu zayıflık en çok sevdiği kişidir.
And for almost everyone, that weakness is the thing they love most.
Herkes için tek bir seferde ağır sudan kurtulabiliriz.
We can get rid of the heavy water once and for all.
- O konuyla ilgili yaşanan onca şeyden sonra belki de şimdilik onu işlerimizden uzak tutmak herkes için daha iyi olur.
Now, about that, after everything that's happened... Perhaps it would be best if we left him out of our operations for now.
Herkes için uygun değil, değil mi?
Not for everyone, right?
"Herkes için bedava" demek.
"Free for all"?
Sadece bana herkes için şehir planlarının nasıl olacağına dair yazdığı makaleden bahsetmişti, çoğunluklada çocukların... Manolis.
He was just telling me about this article he wrote about how city planning is for everyone but mostly for children, which... ( Aisha ) Manolis.
Herkes için değil.
Well, not for everyone.
Herkes için bir şeyin var ve orta sınıf geçmişin var, böylece insanlar sana oy verebilir.
You got an everyman's husky build and a middle class background, so people can relate to you.
- O zaman herkes için hayırlı olanı yaparız.
Well, then we do what's best for everybody involved.
İşleri herkes için kolaylaştırır diye düşündüm.
I thought it might make things easier for everybody.
Herkes için en iyisi olmuş Bunchy.
Well, it's for the best, Bunchy.
Herkes için uygun bir plan ama hemen gelmen gerek.
It's going to work out for everyone, but I need you to come now.
Dönüp bakınca herkes için faydalı bir evlilikti.
In hindsight, my marriage was good for everyone.
Onu Montauk'tan uzaklaştırırsam, herkes için daha iyi olur diye düşündüm.
I thought it'd be better for everybody if I got her out of Montauk.
Herkes için insan haklarını desteklemeyen bir kuruluşun bir üyesi olamazdım.
I can't be part of an organization that doesn't support human rights for everyone.
Espheni etkisi şüphelisi olan herkes için standart prosedür.
I assure you, it's standard operating procedure for anyone suspected of Espheni influence.
Herkes için tehlikeli olup olmadığını merak ediyorum.
I was just curious if he was dangerous to everyone.
Herkes için.
It's that way for everyone.
İhtiyacım olan şeyi feda etmeden herkes için doğru olanı yapmak istiyorum. Neye ihtiyacın var?
I want to do right by everyone without sacrificing what I need.
Onu özgür bıraktım. Baba, herkes için en doğrusu bu.
Dad, really, it's for the best.
- Su var. Herkes için havlular var.
I got water, so...
Sevgililer günü çiftler için olabilir ama gezi herkes için.
Valentine's Day might be for couples, but the crawl is for all.
Gezi herkes için!
The bar crawl is for all!
Gezi herkes için!
The crawl is for all!
Dava herkes için olabilir ama bunu tek kişi var eder.
The cause may be for all people, but a single person makes it happen.
Artık o, gücü elinde tutan herkes için bir tehdit.
He's a threat to everyone who now holds power.
Gücü olmayan herkes için çabucak ölme ödülüdür.
The reward for anyone without powers is instant death.
Gücü olmayan herkes için çabucak ölme bir ödüldür.
The reward for anyone without powers is instant death.
Bakın, Eddie'nin grubundaki herkes ona Yoko derdi onlar için şöhret ve talih demekti.
Look, all the guys in Eddie's band called her Yoko, felt like she was in their way of, you know, fame and fortune.
Herşey için müteşekkirim, sen hala adalet sistemine mi inanıyorsun, Jack, fakat herkes rüşvetle, kuralları esnetir.
I appreciate that after everything, you still believe in the justice system, Jack, but everyone bends the rules when it pays.
Daha önce gerçekleşmemiş ve muhtemelen bir daha gerçekleşmeyecek olan... Herkes bu lise futbol maçını görmek için burada.
Never before and perhaps never again have there been so many people to see a high school football game.
Herkes o çocuğun yanlış şeyler yaptığını biliyor ve Şerif de onu korumak için elinden geleni yapıyor.
Everyone knows there's something off about that boy, and the Sheriff does everything he can to protect him.
Hikayesi, şimdiye kadar duyduğum en acıklı hikaye fakat onunla beş dakika geçirirseniz iyi kötü anlarsınız çünkü başka herkes elinde olmayanlar için ağlarken bu çocuk, bu hasta çocuk, bir sonraki adımını planlıyor.
His story should be the saddest story ever, but you spend five minutes with him, and somehow it isn't because while everyone else is crying about all the things that they don't have, this kid, a sick kid, is... is plotting his next move.
Ve öğle yemeği sırasında dedikodu başladı ve ertesi gün de, herkes küfredip tükürmek için beni bekliyordu, bana "geri zekalı becerici" diyorlardı.
And so during lunch, a rumor started, and by the next day, everyone was waiting for me, to yell and cuss and spit at me, calling me "the retard fucker."
Fakat bu hukuk bürosundaki herkes senin için ölü olamaz, çünkü er ya da geç, birilerine ihtiyacın olacak.
But everybody at this firm can't be dead to you, because sooner or later, you're going to need someone.
Hemen geldiğiniz için teşekkürler, herkes burada mı?
Okay, thanks for coming on short notice, is everyone here?
Gizli anlamlardan anlamadığım için soruyorum. Ben hariç buradaki herkes birbirlerinin e-postalarını mı okudu?
I'm not usually the best at non-verbal cues, so I have to ask, is it possible that everyone here but me read all of each other's leaked emails?
- Biliyorum. Şimdi herkes tarih için yaygara koparacak.
You understand that the press and the opposition and will now only speak of date?
Taktırmak için izin aldım, herkes olumlu karşıladı.
I got permission and found inside the chamber. They relaxed - and I feel good.
Şimdi milli marşımız için herkes ayağa kalksın.
Now please rise for the National Anthem.
Işler sizinle konuşmak için hazır değil edişinin vardır. Veya lütuf ya da herkes ı'em yerleşmek kadar. Tanrı ile ilk.
There are things I'm not ready to talk about with you or Grace or anybody until I settle'em with God first.
- Herkes gibi almak için çalışın.
- Try to get by like anyone else.
Herkes bakabilir mi? Bunca yeni simayı bu gece evimizde ağırlamak bizim için büyük keyif. İkiniz adına çok mutluyuz.
Excuse me, everyone, um, it's such a pleasure to have so many new faces here tonight in our home, and we're so happy for both of you, and we know that this is a start of a beautiful family
Bence kendisini biraz olsun anlamak için herkes üniversiteden önce boş bir süre geçirmeli.
I think everyone should take time off before college, figure themselves out a little.
Eminim herkes görüşmek için sıraya girmiştir.
I, uh, know your schedule must be completely insane.
Bu odadaki herkes, Missy'yi geri getirmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır.
You know that everyone in this room will do whatever is in their power to get Missy back.
Herkes kendi çocuğu için öyle düşünür.
Everyone feels the same way about their child.
Herkes endişeli olacağı için, ben de dahil, sanki hiç olmamışsın gibi olacak.
You see, as far as everyone will be concerned, including me, it'll be as though you never existed.
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
herkes 808
herkese merhaba 146
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
herkes 808
herkese merhaba 146
herkese günaydın 69
herkese 98
herkese iyi geceler 79
herkese selam 29
herkesin 60
herkesi 62
herkese iyi günler 18
herkes gibi 80
herkese iyi akşamlar 52
herkesten 26
herkese 98
herkese iyi geceler 79
herkese selam 29
herkesin 60
herkesi 62
herkese iyi günler 18
herkes gibi 80
herkese iyi akşamlar 52
herkesten 26