Kimse bilmeyecek traduction Anglais
653 traduction parallèle
Her şeyin Sıfır-Sıfır cyborglar tarafından halledildiğini hiç kimse bilmeyecek ama bu kahramanlar, Kutsallar adı verilen üstün insanlardan oluşan esrarengiz bir ırkın korkunç planını bozmak için hayatlarını riske attılar. Cyborglar vardı.
No one would ever know everything that the Zero-Zero cyborgs had accomplished, but these unsung heroes put their lives on the line to avert the threat of an evil plot by a race of mysterious superhumans called The Blessed.
Bunu kimse bilmeyecek taa ki... senin yaratığın yürüyene dek baba.
And no one will know that he is here... until your creation, Father, walks again.
Hiç kimse bilmeyecek, sadece sen ve Benson. Hiç kimseye söylemez.
No one know now, but you and Benson man.
Ne olduğunu kimse bilmeyecek.
Nobody will know who did it.
Gittiğini kimse bilmeyecek. Size iyi yolculuklar dileyeceğim.
No one will know that you go, I will give you my wishes.
O paranın yerini hiç kimse bilmeyecek ta ki onu ben gidip oradan çıkarana kadar.
Nothing comes out of that money, until I take it out myself.
Sizle Matmazel Zeena haricinde kimse bilmeyecek.
No one will know but yourself and Mademoiselle Zeena.
Farklar çok az olacak ve kimse bilmeyecek.
The differences need to be so slight, and nobody ever has to know.
Bu dalgıç giysisi içindeki kişinin ben olduğunu kimse bilmeyecek!
Nobody will know it's me in this diving suit!
Söz veriyorum Kid. Kimse bilmeyecek.
I promise you, Kid, no one'll know.
İçeri girerken de, çıkarken de kimse görmedi, dolayısıyla asla kimse bilmeyecek.
No one saw me come in, no one saw me leave, so no one will ever know.
Burada olduğumuzu kimse bilmeyecek.
No one will ever know we've been here.
Kime ait olduklarını kimse bilmeyecek.
No one will know whose they are.
Hiç kimse bilmeyecek.
Nothing. Nobody'll ever know.
Ama bankadaki başka kimse bilmeyecek.
But no one else in the bank. All right.
şu ağlayan rütbeli adamlardan kimse bilmeyecek yada öğrenmek istemeyecek neden, hangi zorunluktan dolayı
Not one of these crying dignitaries will know or will want to know by what necessity and for what reasons
- Kimse bilmeyecek.
No one will know.
Savaş devam edecek. Sonuç aynı olacak sadece sen ölmüş olacaksın ve nasıl öldüğünü bile kimse bilmeyecek.
The outcome will be just the same... only you'll be dead... and no one will even know how you died.
Kimse bilmeyecek.
No one'll be the wiser.
Onu Pazartesi günü iade edeceğim. Peruğun bende olduğunu kimse bilmeyecek.
- I'll return it Monday No one will know I have it
Burada kimin yattığını hiç kimse bilmeyecek bile.
No one will even know who lies here.
Enjeksiyonları siz yapacağınız için bunu kimse bilmeyecek.
But since I will arrange for you to administer each of the injections, no one else will notice.
Bunu kimse bilmeyecek.
No one will ever know.
Hiçbir zaman kimse bilmeyecek.
And no one ever will.
Bunu kimse bilmeyecek. Biz bile kim olduğunuzu bilmeyeceğiz.
We won't know you from Adam's house cat.
Fakat ben yaşadığım sürece, bunu senin dışında kimse bilmeyecek.
Yeah, but outside of you, nobody even knows I exist.
Duracak ve kimse bilmeyecek.
It's going to stop and they won't know...
Yani ölecek, ölecek onlar beni gömecek Ve mezarımı hiç kimse, bilmeyecek. Ve mezarımı hiç kimse, bilmeyecek.
So I'll die, I'll die They'll bury me and nobody'll know grave of me and nobody'll know the grave of me
Hiç kimse benimle olduğunu bilmeyecek.
No one will know that I was with her.
Kimse bunu bilmeyecek.
No one will know it.
Ve kimse bunu nasıl öğrendiğinizi bilmeyecek?
And nobody will ever learn how you know what you do?
Böylece kimse kimseyi bilmeyecek.
That makes it all foolproof.
Kimse rahip olmadığımı bilmeyecek mi demek istiyorsunuz?
You mean no-one is to know I'm not a priest?
Kimse bilmeyecek.
No one will know.
Kesinlikle, kimse artık onun buraya geldiğini, korulukta saldırıya uğradığını bilmeyecek.
Certainly, no one will ever know that he came here. Could have been attacked in the woods.
Hiç kimse seni ele vermeyecek, çünkü hiç kimse orada olduğunu bilmeyecek.
No one's going to turn you in'cause no one knows you're going to be here.
Kimse ben olduğunu bilmeyecek. Başka birini bul, o kadar.
No one will know that it was I. Find someone else, that's all.
Ama hiç kimse bir şey bilmeyecek.
- No. Nobody can know.
- Kimse bilmeyecek!
- Nobody.
Hiç kimse seni bilmeyecek.
Nobody will know you.
Çünkü kimse gerçek ismimi bilmeyecek.
Because no one would know my real name.
Bu maskenin altındakini, hiç kimse, asla bilmeyecek.
It remains hidden from everybody under this mask.
Şu kapıdan çık git, kimse ne olduğunu bilmeyecek.
Now why don't you just walk out that door and nobody will know the difference.
Ama unutmayın, geleneğimize göre her şeyin gerçekçi olması lazım. Kimse bir şey bilmeyecek.
Remember, the custom demands that everything look natural.
Bu olanları kimse bilmeyecek.
Nobody will know that any of this has ever happened.
Bu konuda kimse bir şey bilmeyecek.
Nobody will ever know anything about it.
Öleceğim ve kimse yaşadığımı bile bilmeyecek. " demiş.
I'm gonna die, and ain't nobody gonna know I lived, " dig?
Hiç kimse kim olduğumuzu bile bilmeyecek ya da umursamayacak.
- I told you I couldn't come.
Kimse kuzeye gittiğini bilmeyecek.
No one knows you up north.
Onu oradan dışarı atacağım. ve kimse asla bilmeyecek.
I'll just toss it out of there and no one will ever know.
Kimse ayrıntıları bilmeyecek, siz de benden haber almayacaksınız.
No one else will get the details and you won't hear from me again.
kimse 362
kimse bilmez 26
kimseye güvenme 28
kimseye ihtiyacım yok 23
kimseye 60
kimse yok 236
kimse yok mu 633
kimse var mı 301
kimsenin 42
kimseyle 40
kimse bilmez 26
kimseye güvenme 28
kimseye ihtiyacım yok 23
kimseye 60
kimse yok 236
kimse yok mu 633
kimse var mı 301
kimsenin 42
kimseyle 40