Kimse bilemez traduction Anglais
910 traduction parallèle
Gilda, seni ilgilendiren konularda ne kadar özverili davrandığımı senden iyi kimse bilemez.
Gilda, no one knows better than you how unselfish I've been... in all matters pertaining to you.
Özsaygısını kaybederse nasıl biri olacağını kimse bilemez.
No one knows the man he might become if he loses his self-respect.
Onun o durgun aklından neler geçtiğini kimse bilemez.
One never knows what goes on in that quiet mind of his.
Bunu benden iyi kimse bilemez ama artık köşemize çekilip aile hayatı kurmak istiyoruz.
No one knows that any better than I do but we want to settle down and raise a family.
O çocuğun bana yaşattığı sıkıntıları kimse bilemez.
Nobody could know the trouble I've had with that child.
Akıl yürütmeyi ondan daha iyi kimse bilemez.
Nobody knew more about reasoning.
Yaralandığını duydum ama orada neler olduğunu kimse bilemez.
I heard he was wounded, but who can be sure what's going on over there?
Parayla imanın kimde olduğunu kimse bilemez.
When a priest is devout, the organist is an atheist, and vice versa.
Sizden daha iyi kimse bilemez.
No one should know better than you.
Ne olacağını kimse bilemez.
Nobody can tell what'll happen.
Bir yılda ne olacağını kimse bilemez.
Nobody knows what can happen in a year.
Nasıl bunaldığımı kimse bilemez.
Nobody knows how much.
Bu uzun yolculukta, kötü düşünceden ne geleceğini hiç kimse bilemez.
No one knows what can come of an evil thought in the long run.
Bunu kimse bilemez.
That, no one can tell.
Geleceği hiç kimse bilemez ama demiryollarının her zaman yeni bir sonu olacak.
What the future holds, no man can know but there'll always be a new end of track.
Dönüp dönüp nerede duracağını kimse bilemez.
Round and round it goes and where it stops, nobody knows.
Bunu benden iyi kimse bilemez.
I have it on the best authority.
Rolünüzü nasıl özenle oynadığınızı benden iyi kimse bilemez.
No one can know better than myself how conscientiously you have played your role.
Sawamoto başarılı bir şekilde ilerliyordu... ve herkes annene özendi... ama gelecek ne getirir, kimse bilemez.
Sawamoto had the wind in his sails and everyone envied her... but no one knows what the future holds.
Bakılacak 1000'e yakın resim var... Sonrasını kimse bilemez.
We have a thousand photos to go through... and from here on in, it's anybody's guess.
Ama sonradan tabii, kimse bilemez.
Later on, of course, nobody knows.
Kendi beyzbol sopasını alacak ve ondan ne olur kimse bilemez.
She'd get her own baseball bat and tell me about it afterwards.
Ama onun ne düşündüğünü kimse bilemez.
But one never knows what he's thinking.
# Yarını kimse bilemez
One never knows about tomorrow
Ne yapacaklarını kimse bilemez.
Who knows what they will do.
Duracağı yeri kimse bilemez.
Where she stops, nobody knows.
Kimse bilemez.
No one would know.
- Hayır. Kimse bilemez.
With him, you never know.
Bunu hiç kimse bilemez.
No one can tell that.
Aslında kimse bilemez.
Nobody really can.
Ona burada ne olacağını kimse bilemez.
No telling what'll happen to her here.
Ve kimse bilemez.
And nobody would ever know.
Ev alabileceğin bir sürü tepelikleri de var, ve bu vukuatı kimse bilemez.
And they've got a lot of hills, where you can buy a house and nobody knows anything about it.
O şeyin ne zaman patlamaya karar vereceğini kimse bilemez.
There's no telling when that thing will decide to go up.
Eğer bizi bırakırsan, neler olacağını kimse bilemez.
If you abandon us who knows what will happen.
Yarın neye gebe kimse bilemez.
No one can ever know what will happen tomorrow.
Kimse senin için çektiğim acıları bilemez.
No man ever suffered as I did for you.
Kimse bunu bilemez.
Nobody's gonna get that.
Hiç kimse hiçbir medeni insan ne kadar kötü olduklarını bilemez.
Nobody no civilized human being can know how bad they are.
Hiç kimse, hiçbir medeni insan onların ne kadar kötü olduğunu bilemez.
Nobody, no civilized human being can know how bad they are.
Fransız milletinin tarihindeki bu destansı dönemin önemini kimse sizin kadar iyi bilemez.
No one knows better than you the importance of this heroic period in the history of the French nation.
Ben yaşlı bir bekarım. Kimse aşkı yaşlı bekarlardan daha iyi bilemez.
I am an old maid, nobody knows more about love than an old maid.
Diyebilirim ki kimse neyin peşinde olduğumu bilemez.
I daresay nobody knows what I'm after.
Karakoldan dönüp dönemeyeceğini kimse asla bilemez.
One never knows if one will return from the police station.
# Hiç kimse beni benden iyi bilemez...
No one knows better than I, myself
- Hiç kimse başkasının nasıl hissettiğini bilemez.
- Nobody knows how another person feels!
Kimse güneş batmadan günü bilemez
None knoweth the day, before the sun goeth down
Hiç kimse böyle bir şeyi bilemez.
Nobody can know a thing like that.
Kimse daha iyisini bilemez
No one knows better
Bunu kimse benden daha iyi bilemez.
Nobody knows that better than me.
Kimse senden daha iyi bilemez, sevgilim.
No one should know better than you, darling.
bilemezsin 104
bilemezsiniz 26
kimse 362
kimse bilmez 26
kimseye güvenme 28
kimseye ihtiyacım yok 23
kimseye 60
kimse yok 236
kimse yok mu 633
kimsenin 42
bilemezsiniz 26
kimse 362
kimse bilmez 26
kimseye güvenme 28
kimseye ihtiyacım yok 23
kimseye 60
kimse yok 236
kimse yok mu 633
kimsenin 42
kimse var mı 301
kimseyle 40
kimseyi incitmek istemiyorum 17
kimse bilmeyecek 25
kimseye söyleme 61
kimse yoktu 35
kimseyi 33
kimse bilmiyor 174
kimsem yok 19
kimse mükemmel değildir 31
kimseyle 40
kimseyi incitmek istemiyorum 17
kimse bilmeyecek 25
kimseye söyleme 61
kimse yoktu 35
kimseyi 33
kimse bilmiyor 174
kimsem yok 19
kimse mükemmel değildir 31