Kimse bilmiyordu traduction Anglais
783 traduction parallèle
Orada kimin olduğunu kimse bilmiyordu bile.
Nobody even knew who was in there.
Dikkatli analizim sonucu elektriği birbirine bağladığını ve... aslında kozmik ışınları çektiğini öğrendim... o zamanlar bilim dünyasında bunun var olduğunu... ne o ne de hiç kimse bilmiyordu.
From a careful analysis of his electrical hookup... I've learned that he actually attracted cosmic rays... which neither he, nor anyone else in the world of science at that time... even knew existed.
- Sezar'ın karısı dışında hiç kimse bilmiyordu.
- Nobody did, except Caesar's wife.
Orada olduğunu kimse bilmiyordu.
No one knows he's there.
Bir oğlu olduğunu buradaki hiç kimse bilmiyordu.
Nobody around here ever knew he had a son.
Kimse onun sakladığı yeri bilmiyordu, ve onun öldüğü zaman ben hariç kimse bilmiyordu.
He thought no one knew about his hiding place, and once he... was dead, nobody did know except me.
Kimse bilmiyordu.
Nobody knew.
Ne olup bittiğini kimse bilmiyordu.
Very few of us knew what was happening.
Nerede olduğumu kimse bilmiyordu.
No one knew where I was.
Geleceğimi kimse bilmiyordu ve ona odasında sürpriz yaptım.
No one knew of my coming. I surprised her in her room.
Ne inşa ettiklerini, veya niçin böyle ıssız bölge seçtriklerini kimse bilmiyordu.
What they were building, or why they chose such a remote place, no one could say.
Marsilla'daki bu cinayetin Berlin'den organize edildiği daha sonradan ortaya çıkmıştı ancak bunu o zaman henüz kimse bilmiyordu.
Later, it was revealed that the assassination was plotted by Berlin, although nobody knew it then.
Savaştan bir kaç saat önce savaş bile ilan edilmeden başladığını hiç kimse bilmiyordu. Ve bombaların bir kaç saattir Sovyet Topraklarına düştüğünü kimse bilmiyordu.
And certainly nobody knew that the war had started several hours ago, without an official declaration, and that for several hours the bombs had been raining on the Soviet soil.
Kız kardeşi benden daha fazla şey biliyordu ama önemsemedim çünkü ağzındaki iki eksik dişten ve dört dolgudan bahsediliyordu ve kimsenin bilmediği sol bacağındaki eski bir kırıktan kimse bilmiyordu çünkü babam hiç bir zaman topallamadı.
His sister seemed to know more about it than me but I tore up her statement because it said something about four fillings and two missing teeth and an old break of the lower left leg, that no one knew about because Father never limped.
Kimse bilmiyordu..
No one else knew.
Mesajı veya şifreyi kimse bilmiyordu.
No one else could have known the combination, or the message.
Binbaşı kontese ne zaman yerleşti, kimse bilmiyordu.
No one knows when the major occupied the countess.
İçinde kimin olduğu kimse bilmiyordu. 25 Ağustos 1944'te firar ettim.
I hadn't seen my parents in four years, and I was told they'd been deported.
Nereden geldiğini kimse bilmiyordu, ya da baskınlardan sonra nereye gittiğini.
No one knew where it came from or where it went after its raids.
Mussolini'nin nasıl öldürüleceğini kimse bilmiyordu.
No one knew how Mussolini was to be killed.
Hiç kimse bilmiyordu. Bu Hobsonville'li köylülerden çok daha zekiyim. Herkesden!
Nooody kew t was too smat o t em, o t ese oosovv e poeasats, evveyoody!
Planı kimse bilmiyordu.
No one knew the plan.
Ve kimse bilmiyordu Nerede ya da neden olduğunu
And no one knows the whens or whys
Ben oraya tek başına gitti ve orada olduğumu kimse bilmiyordu.
And I am up there by myself, and nobody know I am there.
Hiç kimse bilmiyordu onlar kimdiler Onların yaptıklarını kimse bilmiyordu.
No one knew who they were or what they did.
Ancak elbette hiç kimse okyanus tabanının nelerden oluştuğunu kesin olarak bilmiyordu zira göremiyorlardı.
MANNING : But of course, nobody knew for sure what the ocean floor was made of because they couldn't see it.
Ancak, hâlâ hiç kimse bunun nasıl oluştuğunu bilmiyordu.
But still nobody knew how it had got there.
Wynant şehir dışında olacaktı, kimse yerini bilmiyordu.
Wynant was supposed to be out of town, no one knew where.
Hiç kimse kesin olarak bilmiyordu.
Nobody never did know for sure.
Temize çıkacaktın, çünkü hiç kimse İsveçli ile beraber olduğunu bilmiyordu.
You were in the clear because no one knew you'd been with the Swede.
Bizden hiç kimse Dutcher'in onlari öldürecegini bilmiyordu.
None of the crew knew Dutcher was going to kill them fellows.
Hoffy dışında hiç kimse Dunbar'ın nerede saklandığını bilmiyordu.
Nobody except Hoffy knew where Dunbar was hidden. And he wouldn't tell us.
General, dün gece burada barbut attık ama misyonerlikten hiç kimse bunu bilmiyordu.
General, we did shoot crap here last night, but unbeknownst to anybody connected with the mission.
Hiç kimse nasıl biri olduğunuzu bilmiyordu, değil mi?
No one knew what kind of a man you were, did they?
Mesela, herkes Truva'nın varlığını biliyordu, ama kimse nerede olduğunu bilmiyordu.
Everyone knew about ancient Troy for thousands of years but nobody knew where to find it.
Ailede hiç kimse Julia hakkında pek bir şey bilmiyordu.
Nobody in the family ever knew much about Julia. She was impossible to know.
Sahneyi bırakmıştı ve kimse nereye gittiğini bilmiyordu.
She'd left the stage and no one knew where she'd gone.
Kimse onun adını bilmiyordu, bu yüzden onu Walter diye söyledik.
Nobody ever knew his name, therefore we called him Walter.
Kimse nerede yaşadığımı bilmiyordu.
- No one knows where I live.
Kimse kimin çaldığını bilmiyordu.
And no one knew who did it.
Kimse bunu bilmiyordu,
No one knew it ;
Evde, hiç kimse başarısız kaçış girişimini bilmiyordu.
In the house, no one knew about the failed escape.
Kimse arabanın bugün yola çıkacağını bilmiyordu.
No one knew the stage was going today.
Kimse adını bilmiyordu.
No one knew her name or who she was.
1955'de kimse iş kanunlarını bilmiyordu.
In 1955 one did not know the labour laws.
İşler kötüye gidiyordu, çünkü hiç kimse nasıl suflörlük yapacağını bilmiyordu... hatta suflörlüğün varlığından bile habersizlerdi.
The world's going to pot, because no-one knows how to prompt anymore... and what's worse is they have nothing to prompt.
Kimse Onbaşı Clearboy'un Volkswagen'a ne zaman aşık olduğunu bilmiyordu.
No one knew exactly when Corporal Clearboy fell in love with the Volkswagen.
Bunlar 1964 Martının Miami Beach'ini hatırlatıyor. Clay, Liston'la orada ilk kez karşılaşmıştı. Kimse sonunun nasıl olacağını bilmiyordu.
A reminder, in a way, of how it was in March of 1964 at Miami Beach when Clay met Liston for the first time and nobody was certain how it would turn out.
Zaten kimse Guernsey'nin neye benzediğini bilmiyordu. Hastaneye bu sabah yatırılmıştı.
Nobody knew what the patient looked like, since he'd only been admitted that morning.
Devasa limanın ışıkları Japon pilotlara saldırı için adeta rehberlik etmişti. Kimse ışıkların nasıl söndürülebileceğini bilmiyordu.
The lights of the great port they had guided them e had been lighted during raide because nobody wise person disconnect.
Birlikler karmakarışık olmuştu. Kimse ne olup bittiğini bilmiyordu.
The units left hasty, nobody wise person what she transferred herself.
bilmiyordum 699
bilmiyordun 27
bilmiyordu 23
bilmiyorduk 25
kimse 362
kimse bilmez 26
kimseye güvenme 28
kimseye ihtiyacım yok 23
kimseye 60
kimse yok 236
bilmiyordun 27
bilmiyordu 23
bilmiyorduk 25
kimse 362
kimse bilmez 26
kimseye güvenme 28
kimseye ihtiyacım yok 23
kimseye 60
kimse yok 236
kimse yok mu 633
kimsenin 42
kimse var mı 301
kimseyle 40
kimseyi incitmek istemiyorum 17
kimse bilmeyecek 25
kimseye söyleme 61
kimse yoktu 35
kimseyi 33
kimse bilmiyor 174
kimsenin 42
kimse var mı 301
kimseyle 40
kimseyi incitmek istemiyorum 17
kimse bilmeyecek 25
kimseye söyleme 61
kimse yoktu 35
kimseyi 33
kimse bilmiyor 174