Yapman gerekeni biliyorsun traduction Anglais
177 traduction parallèle
Evet Luke, yapman gerekeni biliyorsun.
Luke, you know your duty.
Yapman gerekeni biliyorsun.
You know what to do.
Yapman gerekeni biliyorsun.
You know what you have to do.
Yapman gerekeni biliyorsun, Joe.
You know what I've gotta do, Joe.
Karşı tarafa geçtiğinde yapman gerekeni biliyorsun.
You know when to come in on the other side.
O halde bu gece yapman gerekeni biliyorsun.
So you know what you have to do tonight.
Yapman gerekeni biliyorsun kovboy.
You know what you gotta do, cowboy?
Yapman gerekeni biliyorsun.
You already know what you have to do
Şimdi sen bedeni yapan video terimisin. Yapman gerekeni biliyorsun.
And now that you are the video word made flesh... you know what you have to do.
Al, yapman gerekeni biliyorsun.
Al, you know what you have to do.
Worf, yapman gerekeni biliyorsun.
Worf, you do know what to do.
Yapman gerekeni biliyorsun.
Now, you know what you have to do.
Yapman gerekeni biliyorsun, Kovboy.
AL : You know what you have to do, cowboy.
Yapman gerekeni biliyorsun, kovboy.
You know what you have to do now, cowboy.
Aptal rolü yapma, yapman gerekeni biliyorsun.
Stop playing dumb, you know what to do.
Yapman gerekeni biliyorsun, moruk.
You know the routine, old man.
Yapman gerekeni biliyorsun, Gnaghi.
You know the rest, Gnaghi.
Haydi Guy, yapman gerekeni biliyorsun. Başka seçeneğin yok.
You know what you have to do.
Yapman gerekeni biliyorsun.
'You know what you gotta do, right? '
- Yapman gerekeni biliyorsun değil mi?
You know what you have to do.
- Yapman gerekeni biliyorsun.
- You know the drill.
Aç. Yapman gerekeni biliyorsun.
Open it.
Yapman gerekeni biliyorsun.
You know what you gotta do.
Tyr, yapman gerekeni biliyorsun.
Tyr, you know what to do.
Yapman gerekeni biliyorsun.
you know what you have to do, right?
- Yapman gerekeni biliyorsun.
You know what to do.
Yapman gerekeni biliyorsun, Carla'ya karşı dürüst ol, ne kadar zor gelse de.
You know what to do. Be straight with Carla, no matter how hard it is.
Yapman gerekeni biliyorsun.
You know what you must do.
Yapman gerekeni biliyorsun, bebeğim?
You know what to do, baby?
Yapman gerekeni biliyorsun, Billie.
You know what to do, Billie.
Yapman gerekeni biliyorsun.
- Ben, you know what you have to do.
Gitmemizi istiyorsan yapman gerekeni biliyorsun.
You want us out, you know what you need to do.
- Sanırım yapman gerekeni biliyorsun.
Yeah, I think you know what you have to do.
Yapman gerekeni biliyorsun, değil mi?
You know what you're supposed to do, right?
- Bir şey olursa yapman gerekeni biliyorsun.
You know what to do if something happen. - Oh, yeah, I got you.
Eric, yapman gerekeni biliyorsun!
Eric, you know what you got to do!
Yapman gerekeni biliyorsun.Çoğal ve yakala.
You know the drill. Divide and conquer.
- Ve yapman gerekeni biliyorsun?
- And you know what to do?
Bip sesinden sonra yapman gerekeni biliyorsun.
Here comes the beep. You know what to do.
Bence, onu kaybetmek istemiyorsan, yapman gerekeni biliyorsun.
I think if you don't want to lose her, you know what you have to do.
Roberto, yapman gerekeni biliyorsun.
Roberto, you know what to do.
Yapman gerekeni biliyorsun Alice.
You know what you need to do, Alice?
Eğer biz yeni ürünümüzü açıklarsak sen de o küçük kalbinin istediği kadar sipariş verebilirsin. Tamam, yapman gerekeni biliyorsun.
If we announce a new product, then you can order as many as your little heart desires.
Yapman gerekeni biliyorsun.
Well, you know what to do...
Ama yapman gerekeni biliyorsun, değil mi?
But you know what you need to do, don't you?
Zamanımız bitiyor ama içinde bir yerde yapman gerekeni biliyorsun.
I'm running out of time, caller, but you know, deep inside... what you need to do. Thank you for calling.
Yaşlı adamı görürsen yapman gerekeni biliyorsun. Hey, nereye gidiyorsun?
If you see the old man, you know what to do.
Yapman gerekeni biliyorsun. Bu yüzden benim yardımcımsın.
That is why you are my assistant.
- Yapman gerekeni her zaman biliyorsun.
- You know exactly what you must do.
Evet, şey, biliyorsun, yapman gerekeni yapmalısın.
Yeah, well, you know, you gotta do what you gotta do.
Selam, ben Ellie. Yapman gerekeni biliyorsun.
Hi, it's Ellie.
yapman gerekeni yap 39
yapman gerekeni yaptın 18
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
yapman gerekeni yaptın 18
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmayın 745
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmayacaksın 53
yapmaz 37
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapmam 83
yapmalıyız 39
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmayacaksın 53
yapmaz 37
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapmam 83
yapma be 35
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmak zorundasın 42
yapmayın çocuklar 34
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmak zorundasın 42
yapmayın çocuklar 34