English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ E ] / Evet bu o

Evet bu o traduction Espagnol

2,527 traduction parallèle
Evet bu o, bej rengi tulum, beysbol şapkası.
Sí, ese es él ; ropa de trabajo beige, gorra de béisbol.
Evet bu o.
- Sí, es ella.
Evet, ama bu ayak izleri en az 43-44 numara.
Sí, bueno, estos pies son a lo sumo 11 o 12.
Evet, bu kostümde ellerimi kullanamıyorum, o yüzden...
Sí, bueno, no puedo usar mis manos con este disfraz, así que...
Evet. Ve siz gençler daha önce bizimle çalışmadığınız ve bu büyüklükte sipariş almadığınız için... Kıtır'ın bizim güvendiğimiz bir üreticiden çıkmasını istiyoruz.
Si, y porque vosotros nunca habéis trabajado con nosotras antes o tuve un pedido de esta talla, queremos Crisp para tener un fabricante en el que confiemos.
evet, biliyorum, o. bu konuda size ihtiyacım var.tamam mı?
- Lo sé, hombre. Por eso te necesito.
Evet ama o zaman, Anne, neden bu ailenin reisi bu ailenin bölgesini armağan etti hem de Boyd Crowder'a?
Sí, ¿ y por qué es, mamá, que la cabeza de la familia le entregó nuestro territorio a Boyd Crowder, nada menos?
Evet, bu o.
Si.
- Evet. O bu odadaydı ve bende diğer odada...
Sí, bueno ella se quedó aquí en este cuarto y yo en el mío, separados.
Evet, ama bu kaçırmadan önce miydi, yoksa sonra mıydı?
Ya, ¿ antes o después de que perdiera la cabeza?
Bu evde o dövüşten bahsetmeyiz. Evet.
No hablamos de ese combate por aquí.
Evet mi hayır mı demek bu?
Señora, es sólo una pregunta : ¿ "Sí" o "no"?
Evet ama bu gece büyük bir fırtına kopacak, o yüzden...
Si, pero esta noche quizá tengamos tormenta, asi que no sé si...
Bu arada, o salak oto yıkama yerini de alıyoruz. Evet.
Mientras tanto, compramos este estúpido lavadero de coches.
Evet, şekil değiştiren Sam'e yemek yapmakla o kadar meşgulmüşsün ki teknik olarak onu bu eve davet etmeden ve kızımla tanıştırmadan önce bana haber vermen gerektiğini unutmuşsun.
Sí, bueno, aparentemente, estás demasiado ocupada cocinando para el cambiador Sam, de quien, técnicamente, deberías habarme hablado antes de invitarlo aquí a tu casa y presentárselo a nuestra hija.
Evet, gerçekten çabaladığını söyledim o da seni bulup bu akşam okuldan sonra salona gelmeni söylememi istedi. Çünkü sana ve diğer birkaç çocuğa bir deneme hakkı daha verecek.
Si, le dije que pegas duro y me pidió que te busque para que vuelvas al gimnasio después de la escuela porque a ti y un par mas, les dará otra oportunidad.
Evet, bu o.
Sí, él es.
Gidelim mi? Evet, sanırım bu o... saat.
Sí, supongo que es la hora.
Evet, ya Darth Vader ya da Paul Reiser ama kimin gerçek baban olduğunu öğrenmek istemiyorlar bu yüzden seni beraber büyütecekler.
Si, o es Darth Vader o es Paul Reiser pero ellos no quieren saber cual es tu verdadero padre así que te criarán juntos.
Evet, bu harika... eger frekans döngüsünü tersine çevirebilirsek, o zaman muhtemelen ona bir mesaj ulastirabiliriz.
Bueno, eso es genial... si invertimos el ciclo de frecuencia entonces probablemente pueda llegar un mensaje de vuelta a él.
Evet, sürekli bocalıyorum o da bu durumdan bunaldı.
Sí, no dejo de meter la pata y se está hartando.
Evet, çünkü o zaman lüks bir karavanda sevişmiştik. Bu koltuk hepimizi almaz.
Ahí sí podía porque era una caravana de lujo pero este autobús es muy pequeño para mis rollos.
Evet, bu o.
Sí, es él.
- Evet o bu insanları tanıyor
- Sí, ella conoce a esta gente.
Evet, bu arada sen o kelepçelerden nasıl kurtuldun?
Si, a propósito, ¿ cómo te sacaste las esposas?
Evet, onu özel bir okula sokmaya çalışıyormuş, ama bir çekiliş varmış. Bu yüzden o da bahşiş parasını oğluna rayları olan büyük boy bir yatak almak için biriktiriyormuş.
Sí, está tratando de meterlo en una'Escuela Con Privilegios', pero se accede por sorteo, así que está ahorrando el dinero de sus propinas... para comprarle su primera cama con barandillas.
Dikkat et. Evet, işte bu o. Burada.
Necesitamos establecer algunas reglas.
Evet, o CT * taraması yaptırdı ve biz bu konuda endişeleniyoruz.
Sí, ella tenía un escáner CT, y estamos preocupados por ella.
Evet, şey, bir şeyler bu akarları yaralamış, o kesin
Sí, bueno, algo le dio a este ácaro, eso es seguro.
İşte, o yüzden bu ev, evet çok güzel. Bizim pis kokumuz olmadan.
Entonces la casa, sí, es linda pero no tiene nuestra esencia.
Evet, RJ, bu akşam o kız için birşeyler yapmaya hazır mısın yoksa korkak bir tavuk mu olacaksın?
Por lo tanto, RJ, alguna vez terminaras de hacer tu movida con esa chica o que?
- Evet. - Neden o zaman bu kadar uzun sürdü?
Bueno, entonces, ¿ qué les toma tanto tiempo?
Evet, işte bu o!
Sí, es él. ¡ Sí!
Eğer, bak eğer diyorum, Ferraro insanlara bir şekilde Fae gücü veriyorsa o zaman evet, bu ciddi bir suç demektir.
Si, y es un gran "si", Ferraro de alguna manera está dando a los humanos poderes Fae entonces sí, eso es un crimen serio.
# Eğer sen de bu şeyleri seviyorsan # # Evet, evet aynı benim sevdiğim gibi # # O zaman bir gün düşünebilirsin #
Así que si te gusta alguna de estas cosas también, si sí como a mí entonces un día, ¿ crees que... podría jugar contigo?
Evet. Evet, bu o, koca oğlan.
Sí, sí, lo es, grandote.
Evet, ama bu o kadar kolay değil.
- No siempre es fácil.
Evet, bu o.
Era él.
Evet, bence bu ya kokain ya da amfetamin.
Si, creo que esto es cocaina o anfetaminas.
Evet, bu valiz de küçük bir kıza ya da nonoş bir cüceye ait.
Sí, esta pertenece o a una niña o a un enano maricón.
O da çok seksi. Bu yüzden hiçbir şey, Tanrı'nın kendisi bile... Evet, böyle dedim Sakallı.
Y en verdad es sensual... y por eso nada... ni el mismísimo Dios... sí, lo dije, barbón... impedirá que esta noche sea legen...
Evet, ama posta olarak bir türlü gelmediler bu yüzden Pardeux ondan kartları sakladığımı düşündü o yüzden arabamızı uçurdu ve babamı dövdürdü.
Sí, pero nunca llegaron y Pardeux cree que me las he quedado, así que voló el coche... y le dio una paliza a mi padre.
Evet, o halde tahmin edeyim bu havada değilsin demek.
Sí, entonces, supongo que eso significa que no estás en el aire. Oh, no, no.
- Evet, bu o.
- Sí, es él.
- Sicilya zeytinyağı da dahil. Evet. Sorun şu ki, Bay Bell bu sahtecilik çemberinin bir parçası mıydı, yoksa yalnızca gizli paraya mı rastladı?
Sí, ahora la pregunta es si el señor Bell era parte de esta red de falsificación o si simplemente se encontró con el dinero oculto.
Evet? O soygunları adamlarının yapmadığını biliyorum. Ama özür dilemek, onları bu durumdan kurtarmayacak.
Sé que sus hombres no cometieron esos robos, pero las disculpas no van a sacarlos de la situación en que se encuentran.
Bizi oyaladıkları şey bu kadar büyükse, hedef de bir o kadar büyüktür. Evet.
- Mayor distracción, mayor el objetivo.
Evet, ayrıca konusu açılmışken bu görevi sen üstlen ve olabildiğince çabuk o silahı bana getir.
Sí. Y sobre eso, quiero que lo termines y devuelvas el arma tan pronto como puedas.
Bu o mu? Evet.
- ¿ Ese es él?
Bu evet miydi hayır mıydı?
¿ Eso fue un sí o un no?
Doğru, evet. Bu bir kaberne güzel kokulu, kavrulmuş bir saç, ve o da ne, Marlboro sigarası.
Sí, es un Cabernet, con reminiscencias a pelo quemado y a Marlboro Lights.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]