Çok işim var traduction Espagnol
1,248 traduction parallèle
Yapacak çok işim var.
No. Demasiado que hacer.
- Yapılacak çok işim var.
- Tengo cosas que hacer.
Orası çok yoğun. Yapacak çok işim var.
Tengo tanto trabajo que hacer
Çok işim var.
Tengo muchas cosas que hacer.
- Çok işim var gitmeden- -
- Me queda mucho hacer antes- -
Yapacak çok işim var.
Tengo que hacer un montón de cosas.
Yapılacak çok işim var.
Tengo mucho trabajo que hacer.
Çok meşguldüm ve şu anda da çok işim var.
He estado muy ocupado. - En realidad, estoy... - ¿ Sabes qué?
Demek istediğim, bak yapacak ne kadar çok işim var.
Quiero decir, vean cuánto trabajo tengo por hacer aquí.
Çok işim var. Bir şeyler bulmak üzereyim, Marlon.
- Es un mal momento, estoy atrasado...
Yapacak çok işim var.
Oh, no hay problema. Tengo mucho por hacer.
Çok işim var, vaktim yok.
Tengo mucho trabajo y nada de tiempo.
Çok işim var.
Tengo demasiado trabajo.
Neyse kalıp sohbet etmeyi çok isterdim, Bay Garibaldi ama yapacak çok işim var.
Bueno... quisiera charlar más, Sr. Garibaldi... pero tengo demasiadas cosas que hacer.
Yarın çok işim var.
Tengo mucho que hacer mañana.
Yapacak bir çok işim var.
Tengo un montón de trabajo.
- Çok işim var.
- Estoy abrumada.
Yapacak çok işim var.
Tengo mucho que hacer.
Maalesef sinemaya gidemeyecek kadar çok işim var.
No tengo tiempo para ir, me temo.
Beni rahat bırak, anne, yapacak çok işim var.
- No molestes. Tengo que hacer.
Canım aslında, burada çok işim var. Bir konu bulmalıyım yarım saatim var.
Necesitamos una trama en media hora.
Canım derse girmek istemediğinde, hep çok işim var diyorum.
Cuando, no lo sé. estoy viéndolo...
Aslında, benim.. benim burda yapacak... hala çok işim var...
En realidad, tengo muchísimo trabajo para hacer aquí... todavía.
Ben muhtarım. Çok işim var.
Estoy muy ocupado.
Çok işim var.
Tengo mucho trabajo.
- Biliyor musun, Leti? Yarın erken kalkmalıyım, yapacak çok işim var.
Me tengo que levantar temprano, tengo que escribir un toco.
Gidemem. Yapacak çok işim var.
Tengo un montón de trabajo pendiente.
- Evet. Artık saat geç oldu ve yapacak çok işim var, bu yüzden...
Bueno, se está haciendo tarde y aún tengo cosas que hacer, así que...
Şimdi müsaade edersen, yapacak çok işim var yani belki gidip başka birini rahatsız edebilirsin.
Si no te importa, tengo mucho trabajo así que podrías irte a molestar a otro en el vestíbulo.
Ama öyle çok işim var ki.
Estaba ocupada.
Yapacak çok işim var.
Tengo mucho trabajo que hacer.
Yapacak çok işim var.
Creo que tengo muchas cosas que hacer.
Yapacak çok işim var ve kalbini kırabilirim.
Estoy muy ocupado y probablemente te rompería el corazón.
Burada yapacak çok işim var, Geç geleceğim.
Tengo mucho que hacer, llegaré tarde.
- Yapacak çok işim var.
- Tengo mucho trabajo.
Bu gece uygunn değil Bu gece çok işim var.
Esta noche no. Estaré muy ocupado.
Hayatımda birçok şey var. İnsanlar, işim, bebek. Her şey çok iyi.
Tengo tantas cosas la gente, el trabajo, el bebé, y todo es genial.
Çok isterdim ama burada zevk süren siz tanrıların aksine... bendenizin ilgilenmesi gereken, senin bana bahsettiğin bir işim var.
Me encantaría, pero al contrario de vosotros, yo, por desgracia, tengo un trabajo perpetuo que tú, por cierto, muy caritativamente me otorgaste... Zeus.
Size birkaç soru sormak istiyordum ama şu an çok işim var.
Quiero hacerle algunas preguntas... pero aún no he terminado aquí.
Çok gururlandım ama çok işim var...
Me siento alagado, pero no tengo mucho tiempo...
Sadece yapacak çok fazla işim var.
Acabo de recibir un montón de cosas para hacer.
George, beni dinle. Senin için çok önemli işim var.
George, escúchame, tengo un trabajo muy importante para ti.
Şey, yapmam gereken çok fazla işim var, tamam mı? - Ayrıca oraya gelmeye param yetmez.
Tengo un montón de trabajo y no tengo dinero para...
Daha çok işim var.
Además Wally se va a Melbourne un par de meses.
Gelin. Hayır, çok naziksiniz ama işim var. Zamanım yok.
Gracias, pero tengo trabajo, no tengo tiempo.
Benim yapacak çok fazla işim var.
Tengo cosas que hacer, discúlpame.
Çok naziksiniz ama birkaç işim var.
Muy amable de su parte, pero tengo... uno o dos casos urgentes.
Çok fazla işim var, eminim bir tanesini unuturum.
Tengo que hacer tantos recados, que seguro que se me olvida alguno.
Çok isim var, özellikle de soyundaki kişileri de ekleyince.
Son muchos nombres sobre todo si sumamos los descendientes.
- Gerçekten çok işim var.
- Ahora estoy ocupada.
Sanırım yapacak çok işim var.
¿ Me puede excusar?
çok işimiz var 27
işim var 162
işim vardı 18
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
işim var 162
işim vardı 18
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
çok iyiyim 275
çok iyisin 250
çok incesin 28
çok iyi anlıyorum 64
çok iyi 3262
çok istiyorum 25
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
çok iyiyim 275
çok iyisin 250
çok incesin 28
çok iyi anlıyorum 64
çok iyi 3262
çok istiyorum 25
çok isterim 272
çok iyi anladım 27
çok iyi olur 170
çok iyi biliyorum 33
çok iyi gidiyor 28
çok iyiydin 139
çok iyiydiniz 31
çok iyi görünüyorsun 123
çok iyisiniz 98
çok iyi değil 53
çok iyi anladım 27
çok iyi olur 170
çok iyi biliyorum 33
çok iyi gidiyor 28
çok iyiydin 139
çok iyiydiniz 31
çok iyi görünüyorsun 123
çok iyisiniz 98
çok iyi değil 53