Önemli olan traduction Espagnol
13,360 traduction parallèle
Önemli olan bu mu şimdi?
¿ Eso importa ahora?
Ama harikayım. Önemli olan da bu.
Pero molo, y eso es lo que importa de verdad.
Reddington'ın bize verdiği her dava.. .. Kabal için önemli olan birisini devre dışı bıraktı. Bununla ilgili sorun var mı?
El Djinn, la acusación contra Verdiant, cada caso que Reddington nos ha dado ha acabado con alguien importante para la Cábala.
Önemli olan şey Halmi.
Halmi es lo único que importa.
Şu anda önemli olan yarığı mühürlemek.
Sellar la grieta es lo que importa.
Önemli olan Dash.
Lo sabes. Dash es todo lo que importa ahora.
Şu anda önemli olan tek şey bebeğimiz Adam.
Lo único que importa es el bebé, Adam.
İster ikimiz haklı olalım, ister sadece ben haklı olayım önemli olan her şeyin kendiliğinden çözülüyor olması. Artık eve gidebiliriz bence.
Bien, si ambos estábamos en lo cierto o solo yo, el punto es que las cosas funcionan por nosotros mismos, creo que podemos irnos a casa.
Önemli olan mahkeme günü alana kadar beni temsil etmeye devam etmen.
Todo lo que importa es que va a seguir representándome hasta que consiga justicia.
Önemli olan neyi kanıtlayabildiğim.
Lo que importa es lo que yo puedo demostrar.
Önemli olan tek sey... Burasi.. simdi..
Lo que verdaderamente importa es esto... el aquí... el ahora...
Önemli olan onlar bu işi yapıyor ve acayip inanıyorlar.
Lo importante es que ellos sí creen, y son fanáticos.
En önemli olan şey kazanmaktır.
Lo más importante es ganar.
Hayatta her şeyden daha önemli olan şey içinde olduğumuz andır.
El presente es el momento más importante de la vida.
"Senin için en önemli olan şey kariyerin..."
" Lo más importante es tu carrera.
Hayır, demek istediğim bana kızgın fakat burada önemli olan onun beni aramaması ve benim onu merak etmem.
No, quiero decir, sí, está enfadada conmigo, pero la cuestión es que no me ha vuelto a llamar y estoy preocupado por ella.
Delirmeye başlamış olabilirim ama bu dünyada senin için en önemli olan şeyi kurtarmak için uğraşmaya delirmek diyebilir misin?
Tal vez estoy comportándome como una loca. ¿ Pero es de locos intentar por todos los medios salvar... la única cosa en el mundo que más te importa?
Önemli olan tek şey dönmen Go Eun Byul.
Lo importante es que regresaste, Go Eun Byul.
Önemli olan da bu zaten.
- Esa es la cuestión.
Şu anda tek önemli olan, hâlâ zamanımız varken ailemle birlikte olmam.
Ahora todo lo que importa es que necesito estar con mi familia mientras pueda.
Önemli olan senin hikayen.
Es tu cuento el que importa.
Önemli olan, birlikte olmamız.
Lo más importante es que estamos juntos.
Ve benim için önemli olan şey birbirimizi sevmeye devam ediyor olmamız.
Y el importante cosa para mí ahora es que seguimos amarnos unos a otros.
- Önemli olan Gabi'nin iyi olması.
Lo importante es que Gabi está bien. Sí.
Baylar, Bayanlar. Bugün bizim için önemli olan iki şeyi neredeyse kaybediyorduk. Evimiz gibi olan burayı ve bu evin kalbi olan birisini.
Damas y caballeros, hoy casi perdimos dos cosas muy importantes para nosotros... a nuestro hogar lejos de casa, y a una persona... que es el corazón de este hogar.
Mesaj bırakamayacak kadar önemli olan konu neydi?
Entonces, ¿ qué es tan importante que no podía dejar un mensaje?
Önemli olan, keskin nişancının tahmini yerini biliyor.
Lo que importa es que él sabe presunta ubicación del francotirador.
Konuşmak için okyanusu geçecek kadar önemli olan konu ne?
Asi que... lo que es tan importante que había que cruzar un océano para discutir?
Çocuklara asıl önemli olan gelecekte geçmişi anmanın bir değeri olduğunu öğretiyorlar.
Ellos están enseñando a los niños que hay un valor a revisar el pasado, cuando se trata del futuro que es importante.
Önemli olan nokta bu.
Esa es la cuestión.
Asıl önemli olan bu hislerinle ne yapacaksın?
¿ Qué vas a hacer con estos sentimientos?
Benim için önemli olan tek şey o kadının işe dönmeye hazır olup olmaması.
Lo único que me importa es si esta mujer está o no lista para volver a trabajar.
Bu kadar önemli olan nedir Eli?
¿ Qué es tan importante, Eli?
Önemli olan hatalardan ders çıkarmaktır, haklı mıyım?
Lo importante es aprender de ellos. ¿ O me equivoco?
Önemli olan beraber vakit geçirmemiz.
Lo importante es que puedo pasar tiempo contigo.
Önemli olan birbirimize sahip olmamız.
¡ Lo importante es que nos tenemos el uno al otro!
Bugün havaalanında 2 saat ter döktüm,... ve benim için önemli olan şey, ailemle huzur içinde lezzetli bir ev yemeğinin tadını çıkarmak.
Hoy trabajé 12 horas como un esclavo en el aeropuerto y para mí lo importante es tener un momento de paz con mi familia y compartir esta deliciosa comida.
Bu çekimin başarısı için önemli olan bir başka etken de birlikte çalışılacak doğru çitayı seçmekti.
Otro factor crucial en el éxito de este rodaje... fue elegir el guepardo correcto con el cual trabajar.
Bana göre önemli olan kendisi bir cinayet davasında sanık olmasına rağmen açmış olduğu kamu davasının savunması için gereken paraya kavuşmasını sağlayacak bir anlaşmaya varmamıza yetecek kadar değerli olması.
Pero a pesar de esa acusación de asesinato, su demanda civil aún tenía suficiente valor para que nosotros pudiéramos dirimirlo de manera tal que él contara con fondos para defenderse en el juicio penal.
Buradaki herkes çok yağmacı, ben de benim için önemli olan şeyleri sütyenime saklamaya karar verdim. Nane şekerlerim, dudak parlatıcım, şarj aletim.
Todos aquí son tan egoístas, que decidí esconder las cosas que me son importantes... mis mentas, mi labial, mi cargador de teléfono.
Önemli olan gerçeğin ortaya çıkmamış olması.
Lo importante es guardar el secreto.
Önemli olan Hayalet Avcıları'nın tekrar bir araya gelmesi.
Porque los cazafantasmas... estan juntos de nuevo.
Önemli olan her şey, kontroller, reaktörler, motorlar güvenlik duvarlarının arkasında.
Todo lo importante, los controles, los reactores, los motores... Todo está protegido.
Asıl önemli olan, seslerinin çıkmaması.
Mejor preocúpese cuando el zumbido se detenga.
Bu kadar önemli olan ne?
¿ Qué es tan importante?
Ama önemli olan... tek bir şey vardı.
Pero solo había una cosa que realmente importaba.
Önemli olan da bu.
Y eso es lo que vale.
Hatırlamıyorum, ama önemli olan seni artık buldum ve...
No lo recuerdo, pero lo importante es... - Te encontré y ahora...
Önemli olan o.
Él es lo único que importa.
Çinli bir göçmen ve oldukça önemli bir savunma donanımı sağlama şirketi olan Miller-Bluett Teknoloji'de mühendis şefi.
Es un inmigrante chino, y es un ingeniero estrella en Miller-Bluett Technologies, un muy importante contratista de defensa.
Yoksa gerçek doktor mu? Gerçek doktorsa hayatı kadar önemli olan doktorluk lisansı elinden gidecek.
Tal vez...
önemli olan bu 110
önemli olan şey 19
önemli olan da bu 101
önemli olan bu değil 23
olan 30
olan oldu 100
olan bu 81
olan olmuş 22
olanaksız 58
olanlardan sonra 18
önemli olan şey 19
önemli olan da bu 101
önemli olan bu değil 23
olan 30
olan oldu 100
olan bu 81
olan olmuş 22
olanaksız 58
olanlardan sonra 18
olan oldu artık 19
olanlar için üzgünüm 57
olanlar için çok üzgünüm 24
olanları duydum 24
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli birşey değil 33
önemli değil mi 21
önemli bir şey değil 261
olanlar için üzgünüm 57
olanlar için çok üzgünüm 24
olanları duydum 24
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli birşey değil 33
önemli değil mi 21
önemli bir şey değil 261