Acele ediyorum traduction Français
122 traduction parallèle
Nedendir bilmiyorum ama uzun süre yalnız kalacağımı sanmıyorum. Çünkü acele ediyorum.
Je ne sais pas pourquoi, mais je pense que je ne serai pas seule longtemps, parce que je me dépêche.
Artık daha da acele ediyorum.
Je grandis vite, maintenant.
Tamam hayatım, acele ediyorum.
Oui, chérie, je vais me dépêcher.
Sadece eve dönmek için acele ediyorum, hepsi bu.
Je suis pressé de rentrer chez moi.
- Acele ediyorum.
- Je vais vite le voir.
- Acele ediyorum.
Je me dépêche.
Bu yüzden acele ediyorum.
Voilà pourquoi je suis pressé de partir.
Bunu düşünmek istemiyorum. Ben senin için acele ediyorum, Jake.
Je ne veux pas que tu trouves que je te presse Jake.
Acele ediyorum, ama elim ayağım dolaşıyor.
Je me dépêche, mais je suis nerveuse.
SanırımI... Acele ediyorum!
- Je me dépêche.
Ellerindekinin General Carnaby... olmadığını anlamadan şatoya girmek için acele ediyorum.
J'ai hâte d'arriver au château avant qu'ils s'aperçoivent que ce n'est pas Carnaby.
Buradan uzaklaşmak için acele ediyorum.
J'ai hâte de repartir.
Ama manastıra ulaşmak için acele ediyorum!
Je suis pressée d'arriver au Couvent!
Sizin kraliyet giysinizi çıkarmak için ben de acele ediyorum.
Oui, je vais vite enlever la royale robe.
Acele ediyorum!
Je me dépêche!
Acele ediyorum, çünkü Karol yorgun.
Vite, monsieur Karol est fatigué.
- Acele ediyorum!
- Je me grouille!
- Senden kaçmak için acele ediyorum. - Hayır, etmiyorsun.
Je vais pas t'attendre longtemps!
Acele ediyorum işte!
Oui, je me dépêche!
Teslimat için acele ediyorum.
C'est urgent.
Özür dilerim acele ediyorum, ama Cambridge'te olmalıyım.
Pardon de vous presser. J'ai rendez-vous en banlieue à Cambridge.
Pazar gelsin diye acele ediyorum.
J'ai hâte d'être à dimanche.
Belki acele ediyorum.
Je vais sûrement trop vite.
Acele ediyorum.
J'en perds jamais.
Sabah rüzgarının kanatlarında sana dönmek için acele ediyorum
Avec les ailes du vent matinal Je me hâte vers toi
Acele ediyorum, tamam mı?
Je me dépêche, vu?
- Elimden geldiğince acele ediyorum.
- Je fais aussi vite que possible.
Biliyorum, çok acele ediyorum ama, emrin çıkarılması şart.
Je sais que le délai est court, mais j'ai besoin d'une injonction.
Elimden geldikçe acele ediyorum.
Je fais aussi vite que je peux.
- Acele et hadi. - Acele ediyorum, tamam mı?
- C'est ce que je fais.
Ben de bu yüzden evlenmek için... acele ediyorum.
Et c'est exactement pourquoi j'aimerais que nous nous mariions... vite.
- Acele ediyorum! Haydi, haydi!
Dépêchez-vous, les gars!
Acele ediyorum. Ama ağır çekim gibi görünüyor.
- Je me presse, malgré les apparences.
Acele ediyorum, zaten bütün vaktimi de acele ederek geçiriyorum.
Mais pour l'amour du ciel, dépêche-toi! Mais je me dépêche.
Tabii. Fazla acele ediyorum.
- C'est soudain, je sais.
Müdürüm bana pek vakit vermediğim için acele ediyorum.
Je suis à la bourre alors je mets la gomme.
Biliyorum bu çok ani oldu, acele ediyorum ve benim yapacağım türden bir şey değil. Ama bu yapamayacağım anlamına gelmez. Değil mi?
Je sais que c'est un peu soudain et précipité... et c'est pas mon style, ce genre de chose... mais ça veut pas dire que je peux pas.
Acele ediyorum.
Je me dépêche.
Biliyorum, acele ediyorum.
Je sais, je dois me dépêcher.
"İşe dönmek için o kadar çok acele ediyorum ki nerdeyse unutuyordum!"
Tellement pressé de travailler que j'ai failli oublier.
Tamam. Ben de yatağa dönmek için acele ediyorum.
Je suis pressé aussi, de me recoucher!
Fotoğraflar için bu kadar acele ediyorum ve o, ortada yok.
Elle m'a fait suer avec ces photos et c'est le deuxième lapin qu'elle me pose.
Korkarım gelirken acele etmeliydim, ama merak ediyorum..
Je ne suis que de passage, mais...
Hükümetiniz karar için ne kadar acele ettiğinin farkında mısınız acaba merak ediyorum.
Je me demandais si vous saviez à quel point votre gouvernement espérait une condamnation.
Acele ediyorum.
Je me depêche.
Acele et, Burada 30 önemli yasayı ihlal ediyorum.
Vous allez vous depecher? J'enfreins comme 30 lois de base, ici.
Seni acele ettirmekten nefret ediyorum MacGyver..
- Je ne veux pas vous presser.
Profesör, neden bu kadar acele ettiğinizi merak ediyorum.
Professeur, pourquoi tant de hâte?
Acele et! - Ediyorum.
Katherine, fuyez votre frère.
- Elimden geldiğince acele ediyorum.
Je fais aussi vite que je peux.
- Acele ediyorum, tamam
Je me grouille.
ediyorum 314
acele 140
acele etmene gerek yok 16
acelem var 277
acele et 3198
acele edin 1685
acelesi yok 54
acele etme 360
acelem yok 70
acele etmeyin 121
acele 140
acele etmene gerek yok 16
acelem var 277
acele et 3198
acele edin 1685
acelesi yok 54
acele etme 360
acelem yok 70
acele etmeyin 121