English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bana ne yaptın

Bana ne yaptın traduction Français

2,224 traduction parallèle
Bana ne yaptın?
- Que m'as-tu fait?
Bana ne yaptın?
- Attends. Et Britta?
- Bana ne yaptınız? - Bu geçici bir şey.
- Qu'est-ce que vous m'avez fait?
Dinle beni, son zamanlarda yaptıklarını neden bana elektronik posta ile göndermiyorsun?
Pourquoi ne pas m'envoyer ce que tu as écrit?
Bana ne yaptığını biliyor musun? Beni içten bitiriyorsun, Francine.
Tu me tortures.
Bana kızgın tabii. Ona yaptıklarımı asla affetmeyecek.
Il ne me pardonnera jamais.
O hayvanın bana ne yaptığına bak!
Regarde ce que m'a fait cet animal.
Ben dışarıdaydım... Teach dışarı çıktı o bana söyleyinceye kadar ne yaptığını bile bilmiyordum.
J'étais sorti dehors, Teach, Teach m'a rejoint, et je ne savais même pas c'qu'il avait fait jusqu'à ce qu'il me le dise.
Onu kendin öldüremezdin bu yüzden bana yaptırdın.
Vous ne pouviez pas le tuer vous-même, alors vous m'avez poussé à le faire.
Chloe bana ne yaptığını anlattı.
Chloé m'a dit ce que tu as fait.
Belki bana düğmemi iliklememi söylemelisin. Uçakta yaptığın gibi.
Tu ne me dis pas de le reboutonner... comme dans l'avion?
Bana Palm Springs'te olduğunu söylediğin zaman Avustralya'da ne yaptığını bilmek istiyorum.
Je veux savoir ce que tu faisais en Australie, alors que tu étais censé être à Palm Springs.
Bunun açıklamasını yaptırma bana.
Ne m'oblige pas à te l'expliquer encore.
Bana ne yaptırdığını gördün mü.
Maintenant regardez ce que vous me faites faire.
Bana ya da sana yaptıklarıma dair hiçbir şey hatırlamayacaksın.
Vous ne vous souviendrez pas de moi ou ce que je vous ai fait.
Ne yaptın bana?
Que m'avez-vous fait?
Bana yaptığın şu teklife ne oldu?
- Alors, cette baise promise?
- Bana ne yaptığını görüyor musun?
- Tu vois ce que tu me fais?
Bana bunlarla gelme, yaptıklarınız normal değil.
- Ne me la faites pas. Vous êtes anormaux.
Bana ne yaptığını söyler misin?
Tu veux me dire ce que tu fais?
* Ne yaptığını bana *
What you ve done to me
- Bak, ne yaptın bana!
Regarde ce que tu m'as fait!
Karım, kardeşim, bakın Piç Jack bana ne yaptı.
Ma femme! Martha, regarde ce qu'il m'a fait.
Bana, burada ne yaptığınızı söylemek ister misiniz?
Vous voulez me dire ce que vous faites ici?
Bana söylediğin herhangi bir şeyde yaptığın herhangi bir şeyde doğruluk payı var mıydı?
Y a-t-il une seule de tes paroles, un seul de tes actes qui ne mentait pas?
Bana ne yaptığın hakkında en ufak bir fikrin var mı?
Tu réalises ce que tu m'as fait?
Büyükannen bana ne yaptığını söyledi.
Ta grand-mère m'a dit ce qu'il t'arrivait.
Bana yaptıkların için sana ne kadar minnettar olduğumu söylemek istiyorum.
Je te suis reconnaissante de tout ce que tu as fait pour moi.
Bana ne yaptığını hatırladın mı?
Tu te rappelles ce que t'as fait?
Güvenin bana Bay Darwin. Sizin yaptığınız gibi hata yapmayacağım.
Je suis sûr que vous ne ferez pas la même erreur que M. Darwin.
Ama dinle, bilirsin, bak bu kadar çok alışveriş yaptım, Yarın gece bana yemeğe gelmeye ne dersin?
Mais écoute, tu sais, j'ai toutes ces courses à faire, pourquoi ne pas continuer demain soir?
Yapacağım şey şu : Eğer biriniz bana, bunu kimin yaptığını söylemezse hepinizi yeniden sınava girmek zorunda bırakırım.
Si personne ne balance, vous allez tous repasser l'examen.
Ona ne yaptığın umurumda değil, oğlumu bana geri getir..
- Je me fous de ce que tu lui fais. - Rends-moi mon fils.
Hayır. Güzel. Çünkü yaptığım şeyi düşünerek bana bakmasını istemiyorum.
Bien, parce que je ne veux pas qu'elle me regarde en y pensant.
Senin sayende. Bana ne yaptığını söyledi.
Grâce à toi, elle m'a tout raconté.
Eğer bana kalsa saçların beyazlayana kadar bütün ayak işlerini sana yaptırırdım.
Oh, mais au fait, ça ne tient qu'à moi!
Ne yaptığın umurumda değil. İlk başta bana rapor vereceksin. Tamam mı?
Quoi que vous fassiez, je veux votre rapport au plus vite.
Thorne ne yaptığını bana söyleseydi,... tanıklar ya da kanıtlar gibi küçük şeylerle muhteşem zekâsını rahatsız etmezdim.
Si Thorne m'avait prévenu, en prenant la peine d'informer son supérieur des témoins, des preuves.
Kimin Cole'u öldürdüğünü bilmiyorum ama bana yaptığını hak etmişti.
Je ne sais pas qui a tué Cole. Mais après ce qu'il m'a fait, il le méritait.
İsveçlilerin yaptığı hiç bir şeyi yaptıramayacaksın bana.
Tu ne me feras jamais rien faire comme les Suédois.
Thomas'ın bana karşı yaptığı suçlamalara karşı bir şey yapmamaya karar verdiniz. Çünkü asılsız olduğuna inanıyorsunuz. Bu doğru.
Vous avez décidé... de ne pas tenir compte de ces allégations contre moi, parce que vous n'y croyez pas.
Bana bunu asla yaptıramazsın.
Tu ne me feras pas faire ça.
Bak bana ne yaptırdın.
Regarde ce que tu m'obliges à faire.
- Bak bana ne yaptırdın.
Regarde ce que tu m'obliges à faire.
Dylan'a, "bombardımancı" Linda'nın bana yaptığını yapma.
Ne fais pas subir à Dylan ce que Linda Concannon m'a fait.
Ona neler yaptıklarını bilmek istemezsin. İnan bana.
Tu ne veux pas savoir ce que ça peut lui faire.
Bana güvenmediğini biliyorum. Yaptıklarımı geri çeviremem.
Tu n'as pas confiance en moi, et je ne peux pas revenir en arrière.
Kurk bana ne yaptığını söyledi.
Kurt m'a tout raconté.
Bunu kimin yaptığını söyleseydim bile bana inanmazdın.
Et je vous dirais bien de qui... Mais vous ne me croiriez pas.
Eğer aileni önemsiyorsan soruları geçiştirmeyi kes ve bana burada ne yaptığını söyle.
Si la famille compte, dis-moi ce que tu fais ici et arrête d'éviter la question.
Bana yaptıklarını sana yapsalardı- - Ne zaman uyuyacağına kendin karar veremeyince ne zaman yemek yiyeceğine, konuşacağına- -
Quand ils t'auront détruit comme ils m'ont détruit, quand tu ne peux pas choisir quand tu te couches, ni quand tu manges,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]