Onun babası traduction Français
1,788 traduction parallèle
Onun babası o.
C'est son père.
Benim annem onun babasının kız kardeşi.
Ma mère est la sœur de son père.
- Bunları konuşmak istemiyorum. - Tamam, anlıyorum. Ama ben onun babasıyım.
Je comprends, mais je suis son père et je suis un peu inquiet.
Sen onun babasısın.
Mais vous êtes son père.
Onun babası falan değilsin!
Tu n'es pas son père!
Ben onun babasıyım.
- Bien là, je suis son père...
Norick onun babası mı?
Norick est son père?
Ben onun babası sayılırım.
Je suis presque son père.
Onun babası.
Et son père?
Ben onun babasıyım, o kadar işte!
Je suis son père, point!
Onun babası da.
Et son père avant lui.
- Hadi ama! - Ben onun babasıyım!
Je suis ton papa!
Onun babası da itfaiyeciydi.
Son père était pompier.
Size karşı böyle sert olan onun babasıdır.
Son père est le plus véhément à votre sujet.
- Onun babasıyla.
- A son père...
Onun babasını öldürdün mü?
T'as tué son père?
Onun babası olduğum için gurur duyuyorum.
je suis fier d'être son père.
Sen onun babasısın. Seninle her şekilde görüşmek isteyecekti.
Et maintenant il va découvrir que tu lui as menti.
Ben onun babasıydım, Mikey.
J'étais son père, Mickey.
Sen onun babasısın.
C'est ta fille.
Onun babası değil, süveter giymiş kurye.
Ce n'est pas son père. C'est le livreur.
- Ben onun babasıyım.
- Je suis son père.
Onun babası Kaitlin.
C'est son père, Kaitlin.
Bak, Christine, ben onun babasıyım.
Ecoute, Christine, je suis son père.
İşte bu durum, onun babasıyla benim aramdaki tartışmanın sebebiydi.
On n'était pas d'accord son père et moi à ce niveau-là.
Sen onun babası değilsin. Lyla, bunun...
- T'es pas son père.
- Onun babası olduğunu biliyor muymuş?
- Il savait qu'il était son père?
O, onun babası.
C'est son père.
- Hayır. Bu onun babası.
Non, c'est son père.
Ben onun babasıyım.
Je suis son père.
Onun babası olsaydın, onun eş amcasıydım, ve ona neden bu kadar kızdım ki, soktuğumun parası için mi?
Si tu avais été son père, j'aurais été l'oncle sévère. Et qu'est-ce que j'ai foutu à part me mettre en rogne, me battre avec lui pour du putain d'enculé de fric?
Babam onun babası değildi.
Papa n'était pas son père.
Babam onun babası değil.
Papa n'était pas son père.
O da yıllarca İskenderiye ve Jaffa'da yaşamış olan Banning Cocq'un babasını tanıyordu. Ve onun da bir koleksiyonu vardı anlayacağın bir anlaşma yaptık.
Quand j'ai demandé à Pieter de me trouver un tapis de Turquie pour vous, il s'est souvenu que le père de Banning Cocq avait vécu pendant plusieurs années à Alexandrie et à Jaffa et qu'il en avait en nombre.
- Ufak Willem'ımız terfi etti, sonra. Görünüşe göre babasının da onun gibi ilginç eğilimleri varmış.
Apparemment, le père avait tendance à avoir les mêmes inclinations que son fils.
Tüm kasaba onun ana babası.
La ville entière l'a adopté.
- Onun bir babası var zaten.
- ll a un père.
Babası onun şu an listede beklediği "Collegiate" de... okumasını istiyor.
Son père veut qu'il entre à Collegiate où il est sur liste d'attente. Français?
Onun gibi bir pislikte olsa, kendi öz babasını öldüren bir piç olma!
Ne sois pas le connard qui a tué son propre père pour un moins que rien comme lui!
Onun hayattaki durumu, anne ve babasının konumları, ve kendi şahsiyeti ve mizacı, hepsi aynı şekilde onun aleyhineydi.
Son rang, la personnalité de son père et de sa mère, son propre physique et son caractère, rien ne jouait réellement en sa faveur.
Onun değil, babasının.
Mets 25 hommes de plus à la gare..
Ve sen hala onun babası olduğunu düşünüyorsun.
Et tu continues de penser que c'est le père.
Ben onun vaftiz babasıydı.
Ben était son parrain. Sa famille est richissime.
Ama sonradan dedim ki, İsa da bir marangozdu, ve onun da öğreneceği bir babası yoktu, o yüzden kendi kendime öğrendim.
Mais je me suis dit que Jésus était charpentier alors que son père était pas là pour lui apprendre alors, j'ai appris tout seul.
Bu adam da onun babası. O sonsuza kadar hayatımızda olacak.
Il sera dans nos vies pour toujours.
biz onlara benzemiyoruz. Benim babam onun da mı babasıymış?
Mon père est aussi le sien?
Onun için çok zor oluyor. Babasını çok severdi.
Ouais, il prend ça plutôt mal.
Şimdi düşünüyorum da belki öz babasını biliyordu. Onun şiddet eğilimli olduğunu biliyordu ve belki de onunla gitmemi istedi.
Et à présent, je pense que peut-être elle savait que le père biologique... de Randy était violent, et... elle devait vouloir que je l'accompagne.
Polis, cesedi babasının çalıştığı inşaat alanında bulunca onun üzerine odaklanmış.
La police s'est concentrée sur le père après que le corps ait été découvert sur un site en construction dont il s'occupait.
Babası Dickie, ben onun için neysem, benim için oydu.
Son père Dickie était... comme mon moi pour lui.
Çenesiz Nancy'den vaftiz babası olmasını istedim çünkü biliyorum ki ruhunun derinliklerinde ona değer veriyorsun. Onun kızımız için harika bir vaftiz babası olacağını biliyorsun.
J'ai demandé à Nancy d'être le parrain parce que je sais qu'au fond, tu l'aimes bien, et que tu sais qu'il serait un excellent parrain.
babası 140
babası kim 32
babası mı 22
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onun neyi var 30
onun için 179
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
babası kim 32
babası mı 22
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onun neyi var 30
onun için 179
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun gibi bir şey 154
onun mu 44
onun yüzünden 27
onun nesi var 154
onun için endişeleniyorum 35
onun gibi 58
onun adı neydi 18
onun sorunu ne 32
onun dışında 36
onun için üzülüyorum 44
onun mu 44
onun yüzünden 27
onun nesi var 154
onun için endişeleniyorum 35
onun gibi 58
onun adı neydi 18
onun sorunu ne 32
onun dışında 36
onun için üzülüyorum 44