Onun için traduction Français
31,301 traduction parallèle
Onun için çok şey ifade ediyorsun.
Tu as été très méchant avec elle.
"Tanrım, birlikte olmaya ve yalan söylemeyi bırakıp onu sevdiğimi ve buraya onun için taşındığımı söylemeye sabırsızlanıyorum."
- J'ai si hâte qu'on soit enfin ensemble - pour enfin lui dire que je l'aime - et que j'ai emménagé ici pour lui.
Bunu biliyorsun. Bu onun için çok önemli.
Tu sais combien c'est important pour lui.
Çift olarak da yakışmıyorlar. Adam onun için fazla yaşlı.
En plus, il est trop vieux pour elle.
Onun için sadece kod değil, gerçek bir şey.
C'est plus qu'un code : c'est réel.
Lexa'nın ölümü onun için zor olmuş olsa gerek.
La mort de Lexa a dû être dure pour lui.
Becky onun için biraz Hora dansı yapar.
Becky peut lui faire une petite danse juive.
Yani bütün bu potansiyel bağlantılardan onun için vaz mı geçeceksin?
Donc tu abandonnerais toutes ces possibles relations juste pour elle?
Neyse, Bu her neyse onun için listedeyim.
Peu importe, je suis sur la liste. Channing, Caroline.
Onun için endişeleniyorum.
Je suis inquiète pour elle.
Bunu sonunda onun için yapabildiğime mutluyum.
Je suis contente de finalement le faire pour lui.
Ben onun için, ah, köşe yaptım. Gördün mü?
J'ai fait une petite place pour lui.
Onun için önemli olduğumuzu söylemişti.
Disant que nous étions importants.
Onun için elimizden gelen her şeyi yapacağız.
On fera tout ce qu'on peut pour elle.
Onun için sadece Philip vardı.
Pour elle, il n'y a jamais eu que Philip.
Son takıldığımızda beni neredeyse öldürdüğünü görmezden geldiğimi fark edersin. Onun için teşekkürler.
Tu remarqueras que j'ignore le fait que tu m'as presque tuée la dernière fois qu'on s'est vus, merci pour ça.
Onun için üzüldüm.
Je me sens tellement mal pour elle.
Evet, onun için yaptığımız onca şeyden sonra.
Après tout ce qu'on a fait pour elle.
Yaptıklarından sonra hayatını onun için riske atmaya razı mısın?
Tu es prêt à risquer ta vie après ce qu'elle a fait?
Bu bebeğin bir gün daha içimde kalması onun için iyi bir şey.
Chaque jour que je porte ce bébé est bénéfique pour lui.
- Peki onun için ne yapmayı istiyorsun?
- Que veux-tu faire pour lui?
Onun için çok zor olduğunu tahmin edebilirsiniz. Ama sizi ve Richard'ı hatırlıyor. Ve sizi istiyor.
Vous imaginez bien qu'elle a vécu un enfer, mais elle se souvient de vous et Richard, elle a demandé à vous voir.
Onun için üzüldüm, onu cesaretlendirdim.
Je me sentais mal pour lui. Je l'ai encouragé.
Hayır, bence bu onun için çok zor bir durum.
Non, je pense que c'est juste difficile pour elle.
Ona kendi hislerimi anlattım çünkü onun için üzüldüm.
Je lui ai raconté mes amourettes parce que je me sentais mal pour elle.
Onun için ne kadar kötü hissettiğimi söylemiştim efendim.
Je vous ai dit que je me sentais mal.
Sonra Benedetto bana hapse girmek istemiyorsam gizli muhbir olarak onun için çalışmak zorunda olduğumu söyledi.
La prochaine chose que je sais, Benedetto de me dire que si je ne veux pas aller en prison, Je dois travailler pour lui comme un informateur.
Sebep her neyse kurbanları sarmanın onun için bir önemi var.
Quoi que ce soit, les envelopper est important pour lui. Aucun signe d'effraction.
Demek ki mekan onun için önemli.
L'emplacement est important pour lui.
Ve sık sık onun için kontrol edeceğim kişisel paketlerini değil, iş ile alakalı olanları.
Je signe sans arrêt pour ses paquets, et pas pour elle, mais pour ses affaires.
Onun için bir apartman dairesindeki hukuk şirketi pek de heyecanlı değildi.
Elle n'appréciait pas que son cabinet soit dans un immeuble résidentiel.
Daha fazla bir şey beklemesi onun için adil olmaz.
Ça ne serait pas juste d'attendre plus.
Eğer onun için umudunuz ve inancınız varsa bütün düşmanlarınızdan kurtulursunuz.
Si vous avez espoir et foi en lui, vous devriez être libérée de vos ennemis.
Bazıları kısa süreliğine yatmış ama hepsi onun için çalışmaya başladıktan sonra kesilmiş.
Certains ont fait de la prison, Mais tout ça a semblé s'arrêter quand ils ont commencés à travailler pour lui.
Onun için kolay olmayacak.
Cela ne sera pas facile pour lui.
Efendimiz İsa Mesih aracılığıyla ebedi hayata kavuşacağı umuduyla kötücül bedenimizden arınıp onun yüce bedenine bürünmek için...
Attendant la résurrection éternelle au dernier jour, par Jésus-Christ, notre Seigneur, qui transformera notre corps sans honneur, et le rendra semblable à son corps glorieux...
Onun rolünü ve kimin için çalıştığını bulmalıyım.
J'ai besoin de trouver quel est son rôle et pour qui il joue.
Onun mutluluğunu düşündüğüm için beni kötü yaptı, canı cehenneme onun.
Elle a voulu faire de moi la méchante de l'histoire alors que je ne voulais que son bonheur, alors qu'elle aille en enfer.
Hükmümün ilk yıllarında onun rehberliğinde olduğum için her zaman büyük ölçüde müteşekkir olacağım. "
Et pour ses sages conseils durant les premières années de mon règne, je lui serai éternellement reconnaissante.
Ve onun göz yaşlarını durdurmak için öldürürüm de ölürüm de!
Et pour sécher ses larmes, je suis prêt à tuer et mourir!
Bir gün amcam onun odasına zorla girdi ve dadım kendini kurtarmak için amcamı öldürdü.
Un jour mon oncle est entré dans sa chambre... En essayant de se défendre... Elle a tué mon oncle...
Kızımıza henüz bir isim vermedim çünkü önce onun nasıl biri olduğunu öğrenmem gerek ancak onu, senden korumakla çok meşgul olduğum için henüz bunu yapamadım!
Je n'ai pas donné de nom à notre enfant parce que j'ai besoin de la connaître, découvrir qui elle est vraiment, ce que je n'ai pas été capable de faire parce que j'étais trop occupé à la protéger de toi!
Duymadım fakat benim gördüğüm... onun ve Angus'un, Dr. Leighton'ın yaptığı şeyi umursamadan onu kurtarmak için her yola başvurduğu.
Non, je ne l'ai pas entendu, mais ce que j'ai vu c'est elle ainsi qu'Angus... remuer ciel et terre pour lui sauver la vie, malgré ce qu'il avait fait.
Cher, onun Daily Grind bayiliği için uğraştığını söylemişti.
Cher a dit qu'il essayait de franchiser le Daily Grind.
Bu hatun anneannesinin onun striptizci olduğunu anlamasından korktuğu için mi ağlıyor?
Cette nana pleure parce qu'elle a peur que sa mamie découvre que c'est une strip-teaseuse?
Ve de şimdi de seni onun yanına göndererek onu geri kazanmak için gözüne girmeye çalışacağımı düşünüyor.
Elle croit que je me sers de toi pour revenir dans ses bonnes grâces.
- Marissa. Onun için buraya gelmedim, kendim için geldim.
Je ne suis pas là pour lui.
Ama bunu yapabilmek için, onun nerede olduğunu bilmeliyim ki böylece olmadığı bir yerde olabileyim.
Mais pour faire ça, je dois savoir où il se trouve et être où lui n'est pas.
Onun nerede oluğunu bulmama için bir şeyler yapabilir misin?
Il n'y a rien que tu puisses faire pour savoir où elle se trouve?
Onun yerine iyileşmem için dua etti.
Au lieu de quoi, elle a prié pour mon rétablissement.
Rayna'yı yakalamak için bir yöntem buldum ama onun eve gelmesi gerek.
J'ai un moyen d'arrêter Rayna, mais j'ai besoin qu'il vienne ici.
onun için endişeleniyorum 35
onun için üzülüyorum 44
onun için endişelenme 37
onun için değil 32
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
onun için üzülüyorum 44
onun için endişelenme 37
onun için değil 32
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onun neyi var 30
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
içine gir 16
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onun neyi var 30
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154