Sen bile traduction Français
5,044 traduction parallèle
Yapabilsen bile Bay Gianopolous'a göre sen bir hiçsin.
Même si vous le pouviez, du point de vue de M. Gianopolous, vous n'êtes personne.
Makine bana güveniyor, sen güvenmesen bile.
- La machine me fait confiance. Même si vous ne me faites pas confiance.
- Bu çok bayağı! Sen bile yapmazsın bunu!
- C'est bas, même pour toi.
Bilişsel? Sen bile bu kelimenin ne demek olduğunu bilmiyorsun.
Tu ne sais même pas ce que ce mot veut dire.
Hey! Sen bile binebiliyor musun?
Peut-tu même monter?
Sen bile beni bulamadın.
Même toi, tu ne m'avais pas trouvé.
Bu noktada sen bile teknik olarak eggnog diyebilirsin ona.
Je ne pense pas que tu puisses techniquement dire que c'est un lait de poule à ce point là.
Doğru, Sen bile kazanacağıma İnanmadın.
C'est vrai, tu n'as pas cru que j'allais gagner.
Sen bile böylesi bir büyüyü yapabilecek kadar güçlü değilsin.
Même toi tu n'es pas assez puissant pour lancer un tel sort.
Aslında, sen bile dikkatini dağıtabilirsin.
Même toi, tu pourrais les distraire.
Öyle desem bile, sen Katolisin.
Et même si je l'avais fait, tu es Catholique.
Şu anda bile sen yanımdayken yuvamdayım. Yani ihtiyacım olan tek kişi sensin.
Encore maintenant, être avec toi, c'est tout ce qu'il me faut.
Sen mi? Seninle konuşmazdı bile.
Il ne t'aurait même pas parlé.
- Avukat bile değilsin sen.
- Tu n'es même pas avocate.
Yardımcıların çoğundan daha iyi iş çıkarıyorum burası doğru daha hukuk fakültesine gitmedim bile bi'de gidersem olacakları sen düşün.
Je suis meilleure que la plupart des associés dans cette affaire et je ne suis même pas encore allée en école de droit. imaginez ce que ça sera quand je l'aurai.
Sen nerede olduğunu bile bilmiyorsun!
Tu ne sais même pas où nous sommes!
Sen daha dans komitesinde bile değilsin ama şuraya bir bak.
Tout ça, et tu n'étais même pas au comité des fêtes.
Sen bir fili bile 5 metreden vuramazsın.
- Tu raterais un éléphant à 2 m.
Bunu ortaya çıkarmak benim ekibimin bile sadece bir gününü aldı. Başkaları ne yapar sen düşün...
Ça n'a pris qu'un jour à mon équipe pour déterrer ça, et les gens qui sont contre vous...
Sen kalk o kadar tarama yap asansör yaptır, yerin dibine indir bizi ama daha sokağın önünde ne var ne yok bakma bile.
Avec tous les scans et les baguettes et cet ascenseur que vous avez fait qui descend au milieu de la terre, et vous n'avez même pas pris la peine de nettoyer la rue autour de votre bâtiment?
Sen ve tayfan bir fiske bile yemeden paçayı kurtaracaksınız, öyle mi?
Et vous et votre équipe, vous vous en tirez uniquement avec un tape sur la main?
- Peki, sen böyle düşündü- - - Tek ipucumuz bile yok.
On n'a aucune piste.
Ama sen bunu ihtimal olarak bile görmüyorsun gibi geliyor.
On dirait que t'y penses même pas.
Kız arkadaşımın çekiciliğinin yarısına sahip bir kızı bile asla bulamazsın sen!
Il n'aura jamais une copine à moitié aussi sexy que la mienne.
Daha sen farkına bile varmadan bir çırpıda hallederim.
Je serai aussi rapide qu'un fouet. Revenu avant que tu ne t'en aperçoives.
Sen hayaletlere ve meleklere inanıyorsun belki Santa Claus'a bile ama senin yüzünden dünyaya artık farklı bakıyorum.
Vous croyez aux fantômes et aux anges, peut-être même au Père Noël, et être à vos côtés m'a fait changé la façon dont je perçois l'univers.
Ama cidden, kahve makinesini almasaydın bile sen zaten bizim için birçok şey yaptın.
Mais sérieusement, même sans la machine à café, tu nous as donné plus qu'assez.
- O zamanlar sen daha doğmamıştın bile.
Tu n'étais même pas née.
Ve sen hayatının en önemli gününü planlamayla ilgilenmiyorsun bile.
Et pourtant, tu ne t'intéresses pas à l'organisation de la journée la plus importante de ta vie?
Sözlerinle bebek bir zebranın çizgilerini bile yerinden oynatırsın sen!
mon Dieu, tu pourrais charmer les rayures d'un bébé zèbres.
Ben bile kendi kulübümde oturamazken sen bu sadist orospu çocuğuyla en önde oturuyorsun.
Je ne peux même pas m'assoir dans mon club. Alors que toi, au premier rang Aux côtés de ce fils de pute sadique.
Doğru kelimesinin anlamını bile bilmiyorsun sen.
Tu ne sais pas ce qui est bon de faire.
Ama hep olur sen aksini söylerken bile.
Mais vous le faites toujours même quand vous dites que vous ne le faites pas.
Ben kendim bile göremezken sen içimdeki iyiliği gördün.
Vous avez vu du bon en moi quand je ne pouvais même pas le voir moi-même.
Komplike düşünmek bile istemiyorum ve senin gerçekten harika olduğun şey, sen, bilirsin, çok kolysın
C'est ce qui est génial avec toi. Tu es facile. Dit comme ça, c'est bizarre.
Ben o zaman daha davet bile edilmemiştim. Sen sadece...
Je n'avais pas encore été invitée à entrer.
Eminim birisi sen daha ilk kutunu bile almadan bunu kurmuştur.
On a dû l'y mettre avant même que vous ayez la boîte.
İnsanlar seninle iş yapmak için ölüyorlar, ve sen kabul bile etmiyorsun.
Les gens meurent d'envie de te donner de l'argent pour ton affaire, et tu ne le prend même pas.
İşaret ettiğim nokta şu, günün yarısını geçtik ve sen tek bir şey bile yapmadın.
Je pointe juste le fait que nous sommes au milieu de la journée et que tu n'as toujours pas fait la moindre petite chose.
Adamı olmayı geçtim, sen daha bir memeli bile değilmişsin.
Tu n'es pas un homme, tu n'es même pas un mammifère!
Sen olsan unutur muydun? Unuttum bile.
C'est déjà fait.
Seni buraya yakıştıramıyorum bile. Sen ne için buradasın?
J'arrive pas à t'y placer, c'est quoi ton rôle ici?
Sürekli nasıl kaçabilirim? Evde bile sen varsın.
Même quand je rentre à la maison, tu es là.
Sen Cal'e, bunu bile çok görmüştün.
Plus que ce que vous avez donné à Cal.
Kendi akrabana bile oy veremedin mi sen şimdi?
Tu ne voterais même pas pour ta propre belle-sœur?
Sen o sahada yürürken bile müşteri temsilcilerinin morali bozulacak.
Tu vas démoraliser les Comptables rien qu'en rentrant sur le terrain.
Dur, bekle bir dakika Tom. Sen televizyonu bile zar zor açıyorsun.
Es-tu... es-tu en train de nous accuser pour le divorce?
- Evet ama sen olacakların on adım ilerisini bile görebilen birisin.
Vous êtes censé avoir une longueur d'avance.
Sen hayatında bir kez bile pervasız olmayı denedin mi?
As-tu déjà essayé de te battre même dans une bataille irréfléchie avant?
- Ben söylesem bile sen söylemesen olmaz mı?
Je l'ai fait, mais dois-tu le faire?
Ama sen öldüremezsin, çünkü onlar olmadan nefes bile alamıyorsun.
Ce que tu ne pourrais pas faire d'ailleurs, parce qu'on peut respirer à travers.
bile 28
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
bilemezsin 104
biletler 91
bilemedin 19
bilemedim 29
bilerek yapmadım 25
bilemiyorum ki 20
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
bilemezsin 104
biletler 91
bilemedin 19
bilemedim 29
bilerek yapmadım 25
bilemiyorum ki 20
bilen var mı 30
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
sen benimsin 132
sen beni sevmiyorsun 23
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemeyeceğim 25
bilemezsiniz 26
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
sen benimsin 132
sen beni sevmiyorsun 23
sen bilirsin 301
sen bir tanesin 30
sen benim her şeyimsin 20
sen bana aitsin 27
sen bir 32
sen benim 28
sen bir meleksin 58
sen benim karımsın 46
sen bir dahisin 132
sen bir pisliksin 43
sen bir tanesin 30
sen benim her şeyimsin 20
sen bana aitsin 27
sen bir 32
sen benim 28
sen bir meleksin 58
sen benim karımsın 46
sen bir dahisin 132
sen bir pisliksin 43