Sanırım olmaz traduction Portugais
359 traduction parallèle
Sanırım olmaz.
Ela não me deixaria.
- Sanırım olmaz.
- Creio que não.
Harbi kız. Sanırım olmaz.
Isso mesmo!
- Sanırım olmaz.
Pois... Parece que não.
Sanırım olmaz. Affedersin.
Bom... acho que não.
Sanırım bir tane daha almamın zararı olmaz.
Acho que não faz mal tomar outro.
Sanırım bunu denememin kimse için bir mahzuru olmaz, değil mi Julia?
Por isso, acho que ninguém se importará se eu tentar, pois não, Julia?
- Gelecek Perşembeden önce olmaz sanırım.
- Mas não será antes de quinta-feira? - Claro que não.
Biriyle konuşmak problem olmaz, sanırım.
Acho que não há mal em falarmos primeiro com alguém.
Jekyll'dan biraz daha detaylara inmesini istememin bir sakıncası olmaz sanırım.
Pergunto-me o que faria o Jekyll se eu pedisse para desenvolver.
Sanırım yer de olmaz.
Suponho que no chão está fora de questão.
İşin temeline parayı koymak pek akıllıca olmaz sanırım.
É melhor não pensar nas coisas só em termos de dinheiro.
Oraya gitmemiz sorun olmaz sanırım, değil mi?
Penso que não haverá problemas se formos até lá, certo? Podem ir.
Sanırım bir kaç hafta dinlenmemin bir zararı olmaz.
Não me virá mau descansar um par de semanas.
Olmaz, sanırım erkenden yatacağım.
Não, acho que vou para a cama cedo.
Şarap? Evet, sanırım, pek zararı olmaz.
Sim, acho que é bastante inofensivo.
Rahatsız olmaz sanırım.
Não acho que isso o perturbe.
Rahip olmayan herhangi biri kadar İncil üzerine çalışmışlığım olduğunu ve onun hükümlerine göre yaşamaya çalıştığımı söylemek kendini övmek olmaz sanırım.
Acho que me posso envaidecer de dizer que tenho estudado a Bíblia, tanto como um estudioso e que tenho tentado familiarizar-me com os seus preceitos. Muito bem.
Ama sanırım sana bir şey olmaz
Mas penso que você está bem.
Buonarotti'nin bir hafta içinde çalışmaya başlayacağını düşünmek yanlış olmaz sanırım.
Acho que podemos dizer, seguramente, que o Buonarroti voltará ao tecto dentro de uma semana.
Sanırım çok sıkı giyinirsem bir şey olmaz.
Acho que, se for bem agasalhado, não deve haver problema.
Tuhaf bir gün oldu demek yeterli olmaz sanırım.
Foi um dia muito estranho. Não me parece exagero.
Sanırım bu kadar kişiyle yapınca bir kez daha yapsa zararı olmaz dedi.
Ela pensou : Quando se vê saloios tanto tempo, que diferença faz mais um?
Kasabanın en güzel evi olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım.
Acho que pode dizer que é a casa mais bonita da cidade.
Sanırım siz cerrahsınız, yoksa bu kadar karışıklık olmaz?
Suponho que, os cirurgiões, devem sê-lo, não acha?
Torpidolarla bir iniş pisti bombalamak pek mümkün olmaz sanırım?
É difícil bombardear uma pista de aterragem com torpedos, não acha?
- Sanırım bunun haber değeri olmaz.
Mas tinha-me dito que isso não seria muito mediático.
- Sanırım artık bir şey olmaz. - Evet.
Parece que vocês vão ficar bem.
Demek istediğim, bu pek işadamı gibi olmaz sanırım.
Isso não seria como nos negócios.
Ah... sanırım olmaz.
Acho que não.
Sanırım yine fırtına kopacak. - Umarım olmaz.
- Acham que teremos outro nevão?
Sanırım garajı kullanması sorun olmaz.
Eu acho que o Scott pode pôr os instrumentos aqui.
Bir vergi tahsildarını bulmak zor olmaz, sanırım.
Um coletor, não se perde assim.
Cezan süresince benim odamda oturursan bir sorun olmaz sanırım.
Achei que não haveria problemas em cumprires o castigo na minha sala.
Yani, olmaz sanırım.
Quero dizer... acho que sim.
- Sanırım sorun olmaz.
- Era capaz de não ser problema.
Bayan Polhemus'la yakından tanıştığınızı söylersek yalan olmaz sanırım.
Não era bem relacionado com Miss Polhemus?
Savcı başyardımcısının... kararlarına en çok güvendiğiniz kişi olduğunu söylemek... sanırım yanlış olmaz, değil mi?
Será lícito dizer que o promotor adjunto é a pessoa do departamento em cujo julgamento deposita toda a sua confiança?
Yasal olmaz ama sanırım senin daha iyi hissetmeni sağlıyor.
É contra a lei, mas se a faz sentir-se melhor...
Sanırım, senin amaçlarının diğerlerinden farklı olduğunu söylemek yanlış olmaz, Thomas Edison, Magellan gibi insanlardan.
Portanto, acho que pode dizer-se que... estabeleceste objectivos diferentes na tua vida... do que Thomas Edison, digamos Fernão de Magalhães.
Hmm. Sanırım bir kaç haftanın bir zararı olmaz.
Hmm. eu acho que alguma semanas nao lhe devem fazer mal.
Senden ve profesyonel ekibinden bu durumu tersine çevirmenizi istemem sanırım mantıksızca olmaz.
Veja, não acho que eu esteja sendo insensato em perguntar o que você e seus colegas estão fazendo além de distribuir panfletos!
Sanırım azıcık denemesinde bir sakınca olmaz.
Seguramente que um pouquinho não lhe fará mal.
Yazdan önce olmaz sanırım.
Quando veremos você de novo? Não antes do verão.
Sanırım biraz televizyon izlemenin sakıncası olmaz.
Acho que um pouco de televisão não fará mal.
- Bir yudumun sanırım zararı olmaz.
Penso que um gole não fará mal.
Sanırım bir konuşmanın zararı olmaz.
Bem, acho que conversar não fará mal.
Ama bir katip olduğunuza göre... benim gözümde cinsiyetsizsiniz... Sanırım birayı sizin almanızda bir sakınca olmaz.
Como é uma assistente, igual a todos os outros, acho que devia ser a menina a ir comprar a cerveja.
Pek rahat olmaz sanırım.
Seria um pouco desconfortável de mais.
Yasal olmaz ama sanırım senin daha iyi hissetmeni sağlıyor.
Não é legal, mas sentir-se-ia mais segura.
Sanırım bir kereden bir şey olmaz.
Suponho que um pouco năo me fará mal.
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
sanırım 5390
sanirim 35
sanırım öldü 20
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
sanırım 5390
sanirim 35
sanırım öldü 20
sanırım oldu 18
sanırım olur 20
sanırım ben 59
sanırım bu 88
sanırım buldum 30
sanırım öyle 707
sanırım anladım 39
sanırım o 59
sanırım evet 122
sanırım öyle oldu 17
sanırım olur 20
sanırım ben 59
sanırım bu 88
sanırım buldum 30
sanırım öyle 707
sanırım anladım 39
sanırım o 59
sanırım evet 122
sanırım öyle oldu 17