Ben inanmıyorum traduction Russe
419 traduction parallèle
Ayrıca, mahkumları ikişer ikişer birbirlerine bağlayıp nehre attığı da söylenir. Mermi ve yiyecekten tasarruf olsun diye. Ben inanmıyorum tabi.
А еще говорят, что он связывал заключенных по двое... и топил их, чтобы сэкономить боеприпасы, но я не верю.
- Ben inanmıyorum.
- Не я! Но Мона!
- Sadece ben inanmıyorum...
- Не я один верю в это...
Ben inanmıyorum, şimdi bile.
Я в это не верю. Даже сейчас.
Buna diğerleri inanıyor, ben inanmıyorum.
Остальные в это верят. Но я не верю.
Munoz inanıyor. Ben inanmıyorum.
Муньес верит, а я вот не могу
- Ben inanmıyorum!
- ецы ови!
Ben inanmıyorum.
Не верю ни единому слову.
- Ben inanmıyorum.
Я в это не верю.
Açıkçası ben evli olduklarına inanmıyorum.
Если тебе интересно, я не верю, что они женаты.
Hayal kırıklığına filan uğramayacağım. Çünkü her ne kadar babam da sen de her fırsatta annemi kötüleseniz de ben tek bir kelimesine bile inanmıyorum. - Kötülemiyoruz doğruyu söylüyoruz.
Нет причин для разочарования я не поверю это ложь ты хоть раз видел мою маму?
Ben 50 yıl önce senden duymama rağmen hâlâ inanmıyorum.
Я слушаю это уже 50 долгих лет, и всё ещё не могу поверить.
Sihirli güçlere inanmıyorum ben.
Я не верю в магические силы.
Buna inanmıyorum ben.
Я никогда такой не стану.
ve her küçük yardımın.-ben sadece Peter'in yapabileceğine inanmıyorum.Hepsi bu.
Но я просто не могу поверить, что это Питер. И все тут.
- Ben buna inanmıyorum.
- Я в это не верю.
İstesem seni kaçırabilirdim... fakat ben o çeşit bir aşka inanmıyorum.
Я б тебя ссильничал в два счета, да, между нами говоря, надоела мне такая любовь.
- İnanmıyorum. Ben 20 yaşındayım, bayan.
- Не верьте ему, мне 20, мэм.
Ben asla kasabaya gitmem, ve toplumsal projelere de inanmıyorum.
Я никогда не хожу в город, и я не люблю подобные мероприятия.
Ben de inanmış gibi yapıyorum sonra gazetede okuruz :
А я притворяюсь, что в это верю, а затем мы читаем в газетах :
Ben... canavara inanmıyorum.
Я... не верю в зверя.
Öldüreceğine ben de inanmıyorum, ama cesette parmak izleri var.
- Бабер не убийца! Я тоже так думаю, но его отпечатки остались на теле убитого...
Dinleyin, ben böyle görüşmeye falan inanmıyorum.
Послушайте, это нелепо. Все, я пошел.
Anne, ben sana inanıyorum, sen bana neden inanmıyorsun?
Мама, почему ты мне не веришь?
Hiç sorun değil, canım. ben de sana inanmıyorum, zaten.
Все нормально, дорогая, я тоже в тебя не верю.
Ama ben körlemesine bir inatla öleceğime inanmıyorum.
Но вот подошла смерть, а мне не страшно.
Fakat, diyelim ki, yargıç rolünde ben, bu konuda... bir rahatlık olduğuna inanmıyorum.
Но, как судья, должен заметить, что сомневаюсь в том, что ваша затея возымеет какие либо последствия.
Ben senin gibi kadere inanmıyorum.
В отличие от вас, я не верю в предопределение.
Ben bu saçmalıkların hiçbirine inanmıyorum. Sen de neye istersen ona inan.
Ты получаешь право думать всё, что тебе хочется.
Ben bu hikayeye inanmıyorum.
Я не верю в эту историю.
Evlilik dışı ilişkilere pek inanmıyorum ben.
Ну, я не верю во внебрачные отношения.
Ben dinsel dogmalara inanmıyorum.
Как вам известно, я не придерживаюсь традиционной религии.
Ben de inanmıyorum.
И я не верю.
Ben doğaüstü saçmalıklara inanmıyorum.
Я не верю в эту суеверную ерунду!
Ben de inanmıyorum.
Я тоже в это не верю.
Bana sorarsanız, ben bu meretin varolduğuna bile inanmıyorum.
Если ты меня спросишь, я не поверю, это ч * * * * * * вещь существует.
Delirdin mi? Buna ben bile inanmıyorum. Eğer ona söylersem, beni akıl hastanesine kapattırır.
Он не поверит и выгонит меня.
Ben de inanmıyorum.
Я тоже не верю.
- Ben tasarladım. - İnanmıyorum.
Да ну тебя!
Ben buna inanmıyorum.
Но я в это не верю.
Bunu yaptığına ben de inanmıyorum.
А я и не верю, что он попал.
Bunlara ben kendim de inanmıyorum.
Я не то чтобы сама верила в эту чушь.
O tanrıya inanmıyorum ben.
Я не знаю ничего о Боге.
Ben de inanmıyorum!
Я тоже нет, друг!
Hayır. Ben buna kanabileceğime inanmıyorum.
Нет, я не согласна.
Ben de inanmıyorum. Artık inanmıyorum.
Я в это тоже не верю.
Ben reenkarnasyona inanmıyorum.
Лиза, я хочу сказать, я не верю в реинкарнацию.
Ben buna inanmıyorum.
Поверить не могу. Скалли...
Ben intihar ettiğine inanmıyorum.
А я не верю, что это было самоубийством.
Ben böyle özelliğe inanmıyorum, böylesine büyük bir hata yapılmasına... böylesine sağlıksız sağlıksız organların insan ırkına verilmesine.
ѕолностью с ¬ ами согласен. ≈ сли в этом органе нет никакой необходимости,..
Ben de inanmıyorum.
Я и сам в это не верю.
inanmıyorum 653
ben iyiyim 1860
ben istiyorum 105
ben istemiyorum 126
ben işe gidiyorum 20
ben istedim 39
ben içerim 23
ben ilgilenirim 144
ben isterim 63
ben ise 42
ben iyiyim 1860
ben istiyorum 105
ben istemiyorum 126
ben işe gidiyorum 20
ben istedim 39
ben içerim 23
ben ilgilenirim 144
ben isterim 63
ben ise 42