Are we clear tradutor Turco
972 parallel translation
- Are we clear?
Bitti mi?
- Sonar, are we clear?
- Sonar, kurtulduk mu?
- Are we clear? - Yes.
- Soru işareti kaldı mı?
Kajikawa, are we clear?
Kajikawa, Anladın mı?
KITT, are we clear to Turbo Boost?
KITT, turbo iticileri kullanmak için müsait miyiz?
Are we clear so far?
Buraya kadar anlaşıldı mı?
Are we clear on that? ! Grandpa?
Tamam mı, dede, anneanne?
Are we clear?
Anlaştık mı?
Are we clear?
Net mi?
Are we clear on this?
Bunu iyice anladınız mı?
- Are we clear to get back in there?
- Oraya tekrar gidebilir miyiz yani? - Kesinlikle.
Are we clear?
Güvende miyiz?
Are we clear on this, or do I have to speak with your father?
Bu konuda anlaştık mı yoksa babanla mı konuşayım?
Are we clear?
Anlaşıldı mı?
- Are we clear?
- Anlaşıldı mı?
Are we all free and clear?
Tüm işler bitti mi?
- Are we not clear enough?
- Anlamadınız mı hâlâ?
I believe if God gave us a clear idea of how closely we are bound to each other in good and evil, we truly could not live.
İnandığım şey : eğer Tanrı bize iyide ve kötüde, diğerlerine ne kadar... yakından bağlı olduğumuz konusunda bir açık görüş verseydi... gerçekten yaşayamazdık.
It's clear that there are favourites, while we should all be equal
Favorileri olduğu belli, oysa hepimiz eşit olmalıyız.
Let it be clear from the start, we will not tolerate the barbaric behavior to which you are accustomed.
Şunu baştan açık açık konuşalım, biz sizin alıştığınız barbar davranışlara tahammül edemeyiz.
It's clear, we know how pressed you are for time.
Vaktinizin değerli olduğunu biliriz.
We are in Mexico... and this day's events have made it clear to everyone... that the Major's present war is not with the South, but with the Apache.
Meksika'dayιz. Bugün olanlar herkese gösterdi ki... binbaşιnιn şu anki savaşι Güneylilerle değil, Apaçilerleydi.
Let us clear the rubble and lay the bricks... and let us do so in the firm conviction that we are building for the future... that never again shall we have to embark upon such a conflict... as we recently endured.
Enkazları temizleyip, tuğlaları dizelim ve bir daha asla, yakın geçmişte katlandığımız gibi bir mücadeleye girmek zorunda kalmayacağımıza kesin olarak inanarak geleceği inşa edelim.
Now that we are a more friendly basis perhaps we can clear up this entire matter.
Şimdi arkadaşça olduğumuza göre bu konuya bir açıklık getirebiliriz.
We are going to clear the Führer's name.
Liderimizin adını temize çıkaracağız.
All of a sudden, we're clear across the galaxy. Five hundred parsecs from where we are... I mean were...
Nasıl olduysa Galaksinin öte ucundayız, bulunduğumuz noktadan 500 parsek mesafede... yani demek istedim ki... yani
Is it clear now what we are?
Yeterince açık mı?
Our records are clear up to the point at which we left our galaxy.
Kayıtlarımız galaksiden çıktığımız noktaya kadar tamam.
Scotty, are you sure we have a clear channel to Spock?
Spock için kanala sahip olduğumuzdan emin misin?
- I have the results of the interviews and the aptitude tests you took last week and we've built up a pretty clear picture of the person you are.
... ve nasıl bir insan olduğunuzu belirledik.
Because we're going to meet a man who knows where the brothers are. is that clear?
Çünkü Burton kardeşlerin nerede olduğunu bilen bir adamla görüşeceğiz. Anladın mı?
Since the police are agents of the bourgeoisie... and the big bosses... it is now clear that, in order to combat... the power structure, we must lead a daily combat against... the ordinary policeman... for he is the bourgeoisie's foot-solider.
Polisin burjuvazinin ve büyük patronların temsilcisi olduğundan artık açıktır ki güç yapısına karşı savaş vermek için sıradan polis memurlarına yönelik günlük mücadelemizi yürütmeliyiz. Çünkü onlar burjuvazinin yardımcılarıdır.
I have the results here... of all the interviews and the aptitude tests that you took last week... and from them we've built up clear impression of the person you are... and I think I can say without fear of contradiction... that the ideal job for you is accountancy.
Sonuçlar burada. Tüm mülakatlarınız, geçen hafta girdiğiniz yetenek testlerine bakarak sizin kişiliğiniz hakkında oldukça kesin bir izlenim edindik ve kesin olarak söyleyebilirim ki sizin için en ideal iş muhasebecilik.
Now it seems pretty clear that you are suffering from what we call dream deprivation
Şimdi çok açık görünüyor ki, rüya yoksunluğundan muzdaripsiniz.
All we need now are three days of clear skies.
Şimdi tek ihtiyacımız olan üç günlük açık hava..
From such a world, high above the disc of the Milky Way it would be clear as it is beginning to be clear on our world that we are made by the atoms in the stars that our matter and our form are determined by the cosmos of which we are a part.
Samanyolu diskinin yukarısındaki bir gezegenden baktığımızda bizim yıldızlardaki atomlardan oluştuğumuzu görebiliriz ve her bir maddenin parçası olduğumuz evrende üretildiğini anlarız.
I'm gonna have to say exactly what our requirements are as opposed to any other group, and I think we'll have to make it clear on our Platform Committee and be very clear in the manifesto.
Diğer gruplara alternatif olarak sunduğumuz seçenekleri söylemeliyim. Parti Programı Komitemizde ve manifestomuzda da bu konuyu çok açık belirtmeliyiz.
We are clear and free to navigate.
Yörüngeden çıktık. Rota belirleyebiliriz.
If we hit a clear spot behind the wall, the sound of the waves are gonna change.
Eğer duvarın arkasında bir boşluk bulursak ses dalgaları değişir.
Captain, we are clear.
Kaptan, kurtulduk.
I'd like to affirm that Lindy and I are innocent people, and that we will not stop fighting until our names are clear.
Şunu tekrar söylemek istiyorum : Lindy ve ben masumuz ve adımızı temizleyene kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.
We've got a great room for them. The acoustics are crystal clear. And if you can book them, well, I'm sure there's a broadcast in it.
Ses düzeni çok temiz ve onları ayarlayabilirsen, eminim yayınlanır da.
We've had a clear indication that people are looking for change.
İnsanların değişim istediğine dair belirtileri açıkça görüyoruz.
I mean, I don't mean to be invasive or anything, but - just to make sure I'm totally clear on this - we are talking about... -... the same Maurice Minnifield?
Burnumu sokmuş gibi olmak istemem ama tamamen emin olmak için soruyorum...
We may know that you did not commit a murder, but there are other things not so clear.
Cinayet işlemediğinizi biliyor olabiliriz ama hâlâ açıklanmamış bazı şeyler var.
We are not clear about the outside world
Ve onların planlarını bilemiyoruz!
We are clear of the distortion.
Bozulma alanından uzaktayız.
It's apparent neither the Federals nor we are going to gain a clear advantage.
Hiç kimsenin avantaj kazanmayacağı belli.
Go to warp when we are clear of the debris field.
Enkaz alanından kurtulduğumuzda, warp hızında ilerle.
We are only asking that the child testify to clear his good name.
Suçsuzluğunu ispatlamak için tanıklık etmeli.
I said, are we fucking clear?
Anlaşıldı mı dedim.
are we cool 65
are we there yet 168
are we 1416
are we good 155
are we done yet 18
are we friends 34
are we late 34
are we done 304
are we close 22
are we talking 20
are we there yet 168
are we 1416
are we good 155
are we done yet 18
are we friends 34
are we late 34
are we done 304
are we close 22
are we talking 20