Are we there tradutor Turco
8,521 parallel translation
- Are we there yet?
- Daha gelmedik mi?
There we are.
İşte buradasın.
There are demons on the loose, so we got to track them down.
Ortalık gezen şeytanlar var, biz de onları haklamalıyız.
- There we are.
- Buyurun.
As we saw today, there are people out there who would love to stop this trial.
Bugün gördüğümüz gibi dışarıda bu duruşmayı durdurmayı isteyen insanlar var.
We know that there are people after you.
Peşinizde birileri olduğunu da biliyoruz.
The Plowmans are holding a public press conference the day after tomorrow and we gotta get there.
Plowman'lar yarından sonraki gün halka açık bir basın konferansı düzenliyorlar. ve oraya gitmemiz gerek.
There we are.
İşte oldu.
There are a couple new people there who don't know we used to call him "Mr. Smell-ert," so...
Ona Bay Kokarca dediğimizi bilmeyen yeni insanlar çalışmaya başlamış.
The only people who have any connection to your child are there, so we will be too.
Çocuğunla bağlantısı olan insanlar orada. O yüzden biz de orada olacağız.
Is there anything you'd like to buy, or are we just looking?
Almak istediğin bir şey var mı yoksa sadece bakıyor muyuz?
Greg, what if the Federales are wrong and when we go to the warehouse, Lobos isn't there?
Greg, hadi ya Federaller yanılıyorsa ve depoya gittiğimizde hiçbir şey bulamazsak?
Henry : There is risk anytime we venture into the unknown, whenever we are compelled, for whatever reason... [camera shutter clicking] To push away the safety of the familiar, of family and home.
Mecbur kaldığımızda, sebebi fark etmeksizin dostlarımızı, ailemizi ve yuvamızı güvende tutmak için her zaman bilinmeze atılma riskimiz vardır.
There are two things we are charged with in this life, Henry...
Bu hayatta görevlendirildiğimiz iki şey var Henry.
In the meantime, there are a few questions that we'd like to ask.
Bu sırada size sormak istediğimiz birkaç soru var.
There are moments in all of our lives when we are compelled to ask ourselves, how far are we willing to go for what we want?
Hayatlarımızda bazı anlar vardır ki kendimize, istediğimiz şeye ne kadar yaklaştığımızı sormak zorunda hissederiz.
No matter how careful we are, there is simply no way to go through this life unscathed.
Ne kadar dikkatli olursak olalım bu hayatı burnumuz bile kanamadan yaşamamıza imkân yok.
If there are those who can stop it... Do we know how?
Bunu durdurabilecek birileri varsa bile nasıl yapacaklarını biliyor muyuz?
And there we are.
Biz de şuradayız.
We know that there are expenses involved in providing additional security.
Bize güvenlik sağlamanın fazladan masraf çıkaracağını biliyoruz.
There are still so many misconceptions about the kinds of magic that we do.
Yaptığımız büyü çeşidi ile ilgili hâlâ birçok yanlış kanı mevcut.
How are ya? Hey, I know we're supposed to go suit shopping today, but guess what, there is this tailor from Milan, he only comes to San Diego like twice a year, and he's here today.
Bugün takım elbise bakmak için mağazaya gidecektik ama tahmin et ne oldu Milan'dan San Diego'ya yılda iki kez gelen bir terzi var ve bugün de burada.
Well, how the hell are we supposed to get up there?
Nerede şu lanet kapı?
Thank you. - There we are.
- Al bakalım.
If we don't get back out there soon, everyone will have forgotten who we are.
- Kısa zamanda sokaklara dönmezsek, herkes kim olduğumuzu unutacak.
So... We're gonna stop eating the ice cream, and you are gonna get your butt back down there and ace that test.
Yani, dondurma yemeyi bırakacağız ve götünü kaldırıp o teste tekrar gireceksin ve kazanacaksın.
There are plenty of Norwegians with local knowledge and technical ability. We could send over...
Çevreyi bilen teknik yeteneği yüksek çok Norveç'li var.Onları gönderir...
Here are pictures we took after the sabotage, Here are the new, There's something going on,
Bunlar sabotaj sonrası aldığımız fotoğraflar. Bunlarda şimdi, üç ay sonra. Orada bir şeyler oluyor.
Guv, Steven Rose could be on his way to his next victim, and we won't know who that is unless we are in there!
Komiserim, Steven Rose bir sonraki kurbanının peşinde olabilir ve içeri girmezsek kim olduğunu öğrenemeyeceğiz!
There we are.
İşte geldik.
- What are you doing here? - Is there somewhere else we can talk?
- Konuşabileceğimiz başka bir yer var mı?
There we are.
İşte böyle.
We are heading out there tonight.
Akşam oraya gidiyoruz.
My parents are out of town. We can have it there.
- Annemler şehir dışında, bizde yapabiliriz.
But she's on the mend and I'm flying to Washington tonight, so that tomorrow she and I can get on a plane and fly to New Hampshire, where we are gonna win there, too!
O şu an istirahat ediyor ve ben bu gece Washington'a uçacağım. Yarın beraber New Hampshire'e uçacağız ve orada da kazanacağız!
There are many people just coming here and think they are Berlin, but we are Berlin.
Buraya taşınıp Berlin olduğunu sanan çok insan var. Ama Berlin biziz.
There are gonna be more where these guys came from. We can't stay here.
Bu adamların geldiği yerde daha fazlası vardır.
Now, I'm not saying Emma's there yet, but we may be seeing the beginning of long-term effects to her health, which are irreversible.
Şimdi, Emma o noktaya geldi demiyorum fakat sağlığı için uzun dönemli etkilerin başlangıcı geri çevrilemez olabilir.
And there are doctors and nurses, but mostly, we're by ourselves.
Doktorlar ve hemşireler de var ama çoğunlukla kendi başımızayız.
We get some drinks, and I know that there is somebody that you hate at work for no reason, because that's always how you are, so we could just throw them catty looks all night.
İçkimizi alırız ve iş yerinde birinden yok yere nefret ettiğini biliyorum çünkü hep böyle yaparsın. Gece boyu onlara haşin bakışlar atarız.
There are a couple dance moves we could do in chairs...
Otururken yapabileceğimiz dans hareketleri de var.
Are you saying that there's a world where that if we both go for her, I don't even stand a chance?
Birlikte denersek şansımın dahi olmadığı bir dünya mı var diyorsun?
We have a lot of love now, but... there are other kinds of love.
Şu an çok sevgimiz olabilir ama sevginin başka türleri de var.
Look, there are some of us, we want to get out of here. We want to make a break for it, but we need to get organized. I know you can help.
Bak, bazılarımız buradan çıkmayı istiyoruz buradan kaçabiliriz ama organize olmak gerek, yardım edebileceğini biliyorum...
There are a number of young men we sponsor.
Yardım ettiğimiz bir sürü genç çalışıyor burada.
You go out there and get rolled up in their horseshit dragnet, then where are we?
Oralara kadar gidip, polis kuşatmasına takılacaksın o zaman halimiz ne olacak?
There are a lot of things we couldn't accomplish without him.
Onsuz yapamayacağımız bir sürü şey var.
Or at least get a cab, or there are apps we can call where strangers pick you up.
Veya taksi çağır. Yabancıların gelip seni aldığı uygulamalar var.
And there is a good chance that we are going to be targeted, so nobody gets on the internet tonight. What do we say?
Muhtemelen biz hedef olacağız, bu yüzden bu gece kimse internete girmesin.
There are some things that we could... Okay.
- Bazı şeyleri değiş...
There are limits on the applause later, but for now, why don't we all give them a big hand?
Alkış için daha sonra kısıtlama olacak,... ama şimdilik neden şimdi onları kocaman alkışlamıyoruz?
are we there yet 168
are we cool 65
are we 1416
are we good 155
are we done yet 18
are we friends 34
are we late 34
are we done 304
are we clear 305
are we close 22
are we cool 65
are we 1416
are we good 155
are we done yet 18
are we friends 34
are we late 34
are we done 304
are we clear 305
are we close 22