Clearing throat tradutor Turco
135 parallel translation
L, um... ( CLEARING THROAT )
Ben...
That tickles, ma'am. That tickles. That's because I hit a very sensitive nerve that... ( CLEARING THROAT )
Alisha, Eyalet Sosyal Hizmetler şefi.
( CLEARING THROAT )
( BOĞAZINI TEMİZLER )
* BUT IN THE WINTER WHEN IT SNOWS * [clearing throat]
Sadece yazın yeşilken değil, kışın kar yağdığında da güzel.
( Clearing throat ) Thank you, Captain. it will be so logged.
Teşekkür ederim Kaptan. Bu günlüğe kaydedilecek.
( STUTTERING ) Well, look, I... ( CLEARING THROAT )
Şey, bak ben...
The important thing, Mr. Drake, is that ( man clearing throat ) I finally have you alone so I can tell you what I've wanted to tell you. Pardon me, Mr. Drake.
Önemli olan Bay Drake, nihayet sizi yalnız yakaladım ve size söylemeyi çok istediğim şeyi...
( CLEARING THROAT ) I'm very proud that my son is a genius and that... ( CLEARING THROAT ) You don't think he is a genius?
Oğlumun bir dahi olmasıyla gurur duyuyorum ve sizce o bir dahi değil mi?
[Clearing Throat] Do you want me to come back later?
Daha sonra gelmemi ister misin?
It's... [Clearing throat] A company in new Jersey.
... New Jersey'de bir şirket.
( Clearing Throat ) Mikey Trenton and Ben Owens won't be in class today.
Mikey Trenton ve Ben Owens bugün okula gelemeyecekler.
- There's jazz clubs, karaoke. - [Clearing Throat]
- Jaz klüpleri var, karaoke.
( clearing throat ) Yes.
Evet.
( clearing throat ) Elena,
Elena...
[Man Clearing Throat]
.
So... ( clearing throat )
Yani... ( boğazını temizliyor )
Now, laddie, I was only clearing my throat. It's the right of every free-born Scotsman to clear his throat if he's a mind to.
şimdi, delikanlı, boğazımı temizliyorum, eğer dürüstse her İskoçyalının boğazını temizleme hakkı vardır.
He's just clearing his throat.
Sadece boğazını temizliyor.
Old Lizzie Blackwater clearing her throat.
Yaşlı Lizzie Blackwater boğazını temizledi.
- Relax. It's the Navy clearing its throat.
- Askerin biri boğazını temizliyor.
Sounds like somebody clearing his throat.
Sanki biri gırtlağını temizliyor.
But surely you, as a man of church, [clearing the throat]... of faith Well, I mean, I think you had enough time to play, and surely play extraordinary well.
Ama şüphesiz, bir kilise adamı... inanç adamı olarak demek istediğim, oynamak için bolca zamanınız olmuştur. Ve de muhtemelen fevkalade oynuyor sunuzdur.
You listen to the sounds of the street, the dripping tap on the landing, the noises that your neighbour makes, clearing his throat, coughing fits. the whistle of his kettle.
Sokaktan gelen sesleri damlayan suyu komşunun çıkardığı sesleri boğazını temizlemesini öksürük krizlerini su ısıtıcısının ıslığını dinliyorsun.
the dripping tap on the landing, the noises from your neighbor room, his throat-clearing his coughing fits, the incessant murmur of the city.
Musluktan damlayan su komşundan gelen sesler boğazını temizlemesi öksürük krizleri şehrin hiç susmayan uğultusu.
- He keeps clearing his throat.
- Öksürerek boğazını temizleyip duruyor!
( clearing the throat )
[LÜTFÜ BOĞAZINI TEMİZLER]
( clearing the throat )
Ehe öhö öhöm.
( clearing the throat )
[ADİLE ÖKSÜRÜR]
( clearing the throat )
[LÜTFÜ ÖKSÜRÜR]
[panting ] [ water dripping ] [ clearing throat]
Peggy, neredesin? Mutfakta mısın?
I was just clearing my throat
Sadece boğazımı temizliyordum.
When you say it, - you're just clearing your throat. - Well put.
Sen söylediğindeyse sadece boğazını temizliyorsun.
I was just clearing my throat.
Sadece boğazımı temizliyordum.
Sometimes they go by when you're just talking or clearing your throat.
Bazen sadece boğazını temizleyip konuşmanı takip eder.
Nothing, my Lord, just clearing my throat.
Önemli değil Lordum, sadece genzimi temizliyordum. Yapma.
- Nothing, my Lord, just clearing my throat. Don't. I don't want you coughing all the way through the ceremony.
Mirasının içki içmemene ve kumar oynamamana bağlı olduğunu sana hatırlatabilir miyim, lanetli yaratık?
- No, I was just clearing my throat.
- Hayır, boğazımı temizliyordum.
( clearing throat )
Kendi sordu.
One does not applaud the tenor for clearing his throat.
Kimse bir tenoru boğazını temizledi diye alkışlamaz.
Yeah, um... ( CLEARING THROAT )
Evet...
No, I-I kept clearing my throat, it was like this habit thing.
Hayır, ben sürekli boğazımı temizliyorum, alışkanlık gibi oldu.
Oh, just- - just warmin'up. Just clearing'my throat.
Sadece boğazı temizliyorum.
She's just clearing her throat.
Bunlar ısınma hareketleri.
Oh, relax, Cora... it's only the "jenny" clearing her throat.
Oh, rahatla, Cora... Bu yalnızca boğazını temizleyen bir cin.
We're drivin'25 minutes... never a sigh, no throat clearing, nothing.
25 dakika boyunca araba kullandım. Ne içini çekti, ne gırtlağını temizledi...
Oh, relax, Cora... it's only the "jenny" clearing her throat.
Sakin ol Cora. Jeneratör boğazını temizliyor.
[CLEARING THROAT] As you can see, each floor will be portioned Into pie-shaped divisions
Gördüğünüz gibi, her kat pasta dilimi şeklinde bölünecek ve dilimlerin merkezinde tüm birimler birleşecek.
Okay, Gordon, no telltales : no scratching your nose, no clearing your throat, no crossing your legs. - I got it.
Gordon, renk vermek yok, burnunu kaşımak,... bacak bacak üstüne atmak yok.
[Clearing of throat]
Hiç bir zaman yanılmam. - Hm?
( Slim clearing his throat ) Shit!
Lanet!
[Clearing of throat] WHAT WOULD YOU LIKE FOR DINNER?
Akşam yemeği için ne istersin?
throat 39
clear 3420
clearly 1747
clearance 26
cleared 26
cleary 58
clears throat 1710
clear your mind 34
clear the table 19
clear your head 52
clear 3420
clearly 1747
clearance 26
cleared 26
cleary 58
clears throat 1710
clear your mind 34
clear the table 19
clear your head 52