English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ G ] / Go on home

Go on home tradutor Turco

1,864 parallel translation
Sorry, Takeru, you go on home I'm not done
Kusura bakma Takeru, sen eve git. Benim işim daha bitmedi.
Okay, folks, listen up, just go on home, okay?
Tamam millet, dinleyin. Şimdi evlerinize gidin. Tamam mı?
You. Go on home, and for God's sake, take a shower.
Sen evine git ve Tanrı aşkına duş al.
In the meantime, just go on home, okay?
Bu süre içinde, sen de evde kal, tamam mı?
Take your wife and go on home. "
Karını al ve evine git. "
If you lose... you go on home.
Kaybedersen memleketine dönersin.
You go on home, little Kenneth Ellen... all the way to Stone Mountain.
Ta Stone Mountain'a dönersin küçük Kenneth Ellen.
CAN I STOP BEING A BURDEN TO YOU GOOD PEOPLE AND GO ON HOME?
Siz iyi insanlara sıkıntı vermeyi bırakıp, eve gidebilir miyim?
So why not turn around, go on home?
O zaman neden geri, evinize dönmediniz?
Go on home first!
Sen önden git!
Thanks for your help, west. Now go on home to your family.
Yardımın için sağol West
Now listen to your mum and go on home.
Hadi, annenin sözünü dinle ve eve git.
I want to put myself on the examining table, so y'all can do me, so I can go home with some stuff to meditate on.
İlk ben çıktım ki, tam olarak anlayabilesiniz, bu işin sonunda eve gittiğimde üzerinde düşüneceğim şeyler olacak.
And it's critical that you do a lot of pre-production at home, a lot ofwriting at home, because now when we go in the studio, time is money.
Ve evde ön hazırlık yapmanız, sürekli söz yazmanız oldukça önemli, çünkü stüdyoya girdiğiniz anda, vakit nakit olacak.
How about you go find some handsome guy and walk home from school together or go see a movie on Sundays?
Yakışıklı bir çocuk bulup okuldan sonra birlikte eve yürümeye yada pazar günü film izlemeye ne dersin?
Come on. Let's go home.
Hadi, eve gidelim.
Report on my desk by the time you go home.
Eve giderken raporları masama koyun.
It's gonna be ok, just uh, we'd better go home, come on, let's go.
Düzelecek.Eve gidelim
Go on, go home.
Hadi evine git.
Go home, catch up on some sleep.
Evine git. Biraz uyu.
Peter and Lois leave the radio on when they go out so I feel like somebody's home.
Peter ve Lois dışarıya çıktıklarında radyoyu açık bırakırlar böylece bende evde biri varmış gibi hissederim.
You just wanna go charging up there on your white horse, and save everyone, and then I get to be the rotten mother who didn't give a rat's ass and stayed home eating bonbons.
Sen oraya beyaz atınla koşup gideceksin, ve herkesi kurtaracaksın, ve sonra ben de, evde şekerlemesini yiyip, olanlara aldırış etmeyen boktan anne olacağım.
It's always those type-A guys who are so wound up that they go home and put on a diaper or wanna be led around by a leash.
Agresif kişiliğe sahip olanların eve gidip altına bebek bezi bağlamayı ve bir tasmayla yönlendirilmek istediğini duymuşsundur.
When you go home kid, put some ice on your eye so no one will notice the bruise.
Bana bak delikanlı, eve gittiğinde gözüne buz koy morardığını kimse çakmasın tamam mı?
Well, then you best go home and put on your daddy's shoes, boy.
- Biraz erkek ol oğlum.
If I go home, how do you know I won't keep working on it?
Eve gidersem, bu olayla ilgili çalışmayacağımı nereden bileceksin?
Come on, let's go home.
Hadi evimize gidelim.
NOW, LET'S GO HOME. COME ON. DOUG, COME ON.
Şimdi eve gidiyoruz, yürü.
Julia wants to take the baby and go home with her parents to Arizona. Oh, come on, Tommy.
Julia bebeği de alıp ailesiyle Arizona'ya gitmek istiyor.
Come on, let's go home.
Haydi, eve gidelim.
I go on one gay cruise and come home to find you engaged to some rich politician.
Gemiyle gay gezisine çıkıyorum ve döndüğümde seni zengin bir politikacıyla evlenirken buluyorum.
Come on boy, let's go look at our new home.
Hadi koca oğlan, gidip yeni evimize bir göz atalım.
Go home and put on some totally cute top and run a brush through that hair, or maybe a hat, and go and stop that plane!
Eve git, üzerine güzel bir şeyler giy, şu saçlarını bir tara. Belki bir şapka takarsın. Sonra da gidip o uçağı durdur!
Come on, let's go home and talk comfortably.
Hadi, eve gidelim ve rahatça konuşalım.
Just lie around smoking dope and have a bit of a go on the washing-up before you got home.
Uzanıp ot çekerim. Belki sen gelmeden önce biraz bulaşık yıkarım.
But must life go on hold? Until one's kids have left home?
Ama çocuklar evden ayrılana kadar hayat askıya mı alınmalı?
Okay. If i can determine that this man's delusional, that he belongs to the mental evaluation unit, then we can all go home and save on overtime.
Tamam, adamın kuruntusunun ne olduğu tespit edebilirsem mental değerlendirme biriminin işi kolaylaşır ve fazla mesaiye gerek kalmadan evimize gidebiliriz.
- Right, come on, let's go home.
- Tamam, haydi, eve gidelim.
Go back, find your mates, just get back on the coach to school, go home!
Geri dönün, arkadaşlarınızı bulun, Otobüsünüzle okula dönün ve eve gidin!
You need to get on that plane and go home.
O uçağa binip ülkenize dönmelisiniz.
If I go into labor, I'm gonna be all stubbly on my home video.
Eğer doğuracak olursam, kasette fırça gibi çıkarım.
Top story on my home page- - re sena van der woodsen, everybody's favorite "it" girl has just returned from a mysterious absence and was learning the hard way that you can never go home again.
İnternet sitemdeki şu an en bomba hikaye, herkesin favori kızı Serena van der Woodsen'in gizemli yokluğundan geri dönmesi ve işleri yoluna koymak için zoru tatması.
So why don't you tell me what the hell's going on and we can all go home?
Peki bana neler döndüğünü anlatmak istermisin ve böylece hepimiz evimize gidelim?
Three white males wearing ski masks... left the white counter guy alone... put the victims in the cooler, wrote "Go Home"... in motor oil on the cooler door.
Üç tane kar maskesi takmış beyaz, kasadaki beyaz adama bir şey yapmamışlar. Ölü kurbanları soğutuculara koymuşlar. Soğutucunun kapısına da motor yağıyla "Geldiğiniz yere dönün" yazmışlar.
They want to go back home, they want to know what's going on.
Hepsi evlerine girmek istiyor, neler olup bittiğini öğrenmeyi umuyorlar.
I have to take care of a few things, and I'll be back in ten minutes, then we'll go home.
Halletmem gereken birkaç şey var. On dakikaya döneceğim, sonra eve gidiyoruz.
Go home and beat on your wife?
Eve git ve kendi karını becer?
Like, " It was on the TV! Let's go home!
"Televizyonda gösteriliyormuş, hadi eve gidelim" demiş,
"If it's on TV, let's go home and watch it on TV."
"televizyon gösteriyor madem eve gidip orda izleyelim"
You guys go on, we're gonna walk home.
Siz gidin, biz eve kadar yürüyeceğiz.
let's go... come on... no, no, I watched him take the shortcut home.
Onu eve kısa yoldan giderken görmüştüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]