English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I've seen her

I've seen her tradutor Turco

2,335 parallel translation
Yeah, I've seen the ads all over town.
Evet, şehrin her yerinde afişlerini gördüm.
Well, I'm not a religious person, but I've seen specials on the paranormal.
Ben dindar biri değilim, ama doğaüstü olaylarla ilgili programlar izledim. Her şey mümkün.
I've never seen her.
Hiç görmedim.
I've seen reefs damaged all over the world.
Dünyanın her yerinde hasar görmüş mercanlar gördüm.
I've never even seen her talk to him.
Fikrim yok. İkisini konuşurken bile görmedim.
Like, I've seen every one of your movies.
Senin her filmini izledim. Geçen ay yaptığın Fangoria'daki röportajını okudum.
I've never seen her before in my life.
Böyle birini daha önce hiç görmedim.
When one of the most beautiful women I've ever seen, right, lets me eyeball her, unchecked, and then lets me hit on her, at will- - no, I never smelled a rat.
Dünyadaki gördüğüm en güzel kadınlardan biri ilk önce onu dikizlememe izin veriyor sonrasında ona asılmama... Evet, hiç bir pislik kokusu almadım.
I've seen all of you, but not all at once.
Seni iyice gördüm ama her yerini değil.
I've never seen her before in my life.
Daha önce hiç görmedim.
The last few days... the worst I've ever seen her.
Son günlerde hiç görmediğim kadar feci halde.
I've seen her take girls who looked like the back end of Routemasters and turn them into princesses.
Hiçbir şeye benzemeyen kızları alıp prensese dönüştürdüğüne tanık oldum.
And like every year, Zoe and I were heading out of town to spend the holiday with family, which was great, because it was one of the hottest Christmas weeks Eureka had ever seen.
Ve her yıl olduğu gibi, Zoe ve ben tatili ailemizle geçirmek için kasabadan gidiyorduk iyi ki de gidiyorduk çünkü o hafta Eureka'da görülmüş en sıcak Noel'lerden birisiydi.
I've seen her come out of there once...
Bir kere onu oradan çıkarken gördüm. Hoş değildi.
And I think at some point it dawned on him that everything he was doing seen to be really parts of the same big picture.
Ve sanırım kafasında, yaptığı her şeyin aynı büyük resmin parçası olarak göründüğüne dair bir ışık yandı.
Normally, yeah, but I've never seen her before.
Normalde, evet, ama Ben onu daha önce hiç görmedim.
I mean, I've seen her send back a napkin because it had, like, a loose thread.
Peçetesini geri gönderdiğini gördüm, çünkü üzerinde parçalanmış bir şeyler vardı.
I've seen a lot as a policeman, but you always protect your children.
Ben polis olarak çok gördüm ama her zaman çocuğunuzu korumalısınız.
I've seen her do that before.
Daha önce de yapmıştı.
Only person I've seen so far is her.
Şu ana kadar gördüğüm tek kişi o.
I've seen her break a chair over the head of a meth-crazed gangbanger.
Bir keresinde çılgın bir çete üyesinin kafasında sandalye kırmıştı.
I've seen her here for months.
Onu aylardır görüyorum.
# Strawberries sweeter than ever I've seen... #
# Çilekler her zamankinden daha tatlılar #
I haven't seen her for 20 years, and I show up, and I start doing whatever we're doing, and I've done this kind of thing before.
20 yıl birbirimizden ayrı kaldıktan sonra ortaya çıkıp bu yaptığımız her neyse artık, onu yapmaya başlıyorum. Üstelik böyle bir şeyi daha önce de yapmıştım.
She's a fucking gobshite. "Mr Squires in a cupboard." I've never seen her like that.
Çenesi düşük bir kadın. "Bay Squires dolapta." Onu hiç böyle görmemiştim.
It's been a while since I've seen her.
Onu görmeyeli çok uzun zaman oldu.
I think I've just seen a fish with three heads.
Bence her an burada üç başlı bir balık görebilirim.
Yeah, I've seen that look on her face before.
Yüzündeki o ifadeyi önceden de görmüştüm.
Todd, I've seen the way you look at her.
Todd, ona nasıl baktığını gördüm.
Well, now I've seen everything.
Şimdi her şeyi görebiliyorum.
Well, now, I've just about seen everything.
Şimdi hemen hemen her şeyi görebiliyorum.
- I've not seen her, but - Tara says she's amazing and gorgeous.
- Daha ben de görmedim ama Tara güzel ve harika dedi.
I've seen her.
Anneni gördüm.
I've seen how you are with her.
Onunla nasıl olduğunu gördüm.
I've seen her.
Bu kadını daha önce gördüm.
No, but I've seen pictures of her in person, and they look airbrushed.
Hayır, ama onun fotoğraflarını yüzyüze gördüm, ve mükemmel görünüyorlardı.
- Yeah, I've seen her around.
- Evet, etrafta görmüştüm.
I've seen it all.
Her şeyi gördüm.
I've just seen him, he's like a giant dog-lolly and it's my job to tell her what's happened.
Az önce onu gördüm. Dev bir köpek görünümlü şeker gibiydi. Ona ne olduğunu anlatmak benim görevim.
I've seen her do it.
Evet, yapmışlığı var.
I've never seen her sleep anywhere other than at a hotel.
Otel dışında onun başka bir yerde uyuduğunu görmedim.
I've never seen her make a mistake since her first broadcast.
İlk yayından beri tek hata yaptığını görmedim.
- I've never seen her before.
- Daha önce o kadını görmemiştim?
- I've just seen her around.
Az önce buradaydı.
I've never seen such a cool woman like her before.
Daha önce böyle muhteşem birini hiç görmemiştim.
I've seen that a lot somewhere. All right, quiet!
Her şey hazır!
I've only seen her around.
Ama belki benimle ilgileniyordur.
I feel like I've seen her before.
Onu daha önce görmüş gibiyim.
I've never seen her like that.
Buna hiç şahit olmadım.
- I've never seen her in a wheelchair.
- Hiç tekerlekli sandalyede görmedim.
It's my best friend's kid sister and I... I just haven't seen her in a long time.
En iyi arkadaşımın ufak kardeşi ve onu bayağıdır görmedim

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]