I saw tradutor Turco
75,574 parallel translation
I saw you and Jules last night.
Dün gece seninle Jules'u gördüm.
I saw you fighting after beating Brady to a bloody pulp.
Brady'yi kan banyosu olacak kadar dövdüğünüzü gördüm.
Ugh, when I saw you and Nate during the lockdown,
Uf, seninle Nate'i okul kapatıldığımda gördüğümde..
I saw it.
Gördüm onu.
I saw the most beautiful light.
En güzel ışığı gördüm.
I saw one of the retirement ceremonies on Channel 2... Public Access.
Halka açık olan Kanal 2'de emeklilik seremonilerinden birini gördüm.
I saw it.
Gördüm.
I saw the report.
Raporu gördüm.
I saw it with my own eyes.
Kendi gözlerimle gördüm.
I saw her this morning.
Bu sabah gördüm.
That night at the bar was the first time I saw him.
O gece barda onu ilk kez görüşümdü.
- Bantu, I saw a dream on the train... and got inspired.
- Bantu, trende bir rüya gördüm ve çok etkilendim.
When I got off, I saw reality... which made me perspire.
Trenden inerken, gerçeği gördüm. Ve bu beni çok sarstı.
- I saw it, Mrs Pettybon.
- Bunu ben gördüm, Bayan Pettybon.
From the second I saw them.
Parayı ikinci sıraya koyarım.
I need more time to collect my thoughts because it all seems like seeing a ghost and explaining to you what I saw is like unravelling a mystery.
Kafamı toplayabilmem için biraz daha vakte ihtiyacım var çünkü tüm olanlar hayalet görmek gibiydi ve size gördüklerimi anlatmak da bir gizemi açığa çıkarmaya benziyor.
But when I got to the fifth floor, all I saw were bodies.
Ama beşinci kata ulaştığımda, tek gördüğüm şey cesetlerdi.
When I got to the fifth floor all I saw were dead guards and I heard gun shots, so I hid.
Beşinci kata ulaştığımda tek gördüğüm şey ölü korumalardı, zaten silah seslerini duyunca saklandım.
Well, I don't know what to tell you, I told you everything I saw.
Size ne diyeceğimi bilmiyorum, gördüğüm her şeyi anlattım.
I saw your poster.
Posterini gördüm.
I saw Furkat.
Furkat'ı gördüm.
I saw him back home, married, with some little kids running circles all around him.
Onu memleketinde, evlenmiş etrafında çocuklar koşuştururken hayal ediyordum.
I saw you at the crossroads.
Seni handa gördüm.
I saw the Night King, Davos. I looked into his eyes.
Ben Gece Kralı'nı gördüm Davos, gözlerinin içine baktım.
I saw him go beyond the Wall.
Duvar'ın ötesine gittiğini görmüştüm.
I saw your father once at Winterfell.
Babanı bir sefer Kıştepesi'nde görmüştüm.
I saw you once at Winterfell.
Seni Kıştepesi'nde görmüştüm.
I saw it in the flames.
Alevlerde bunu görmüştüm.
Your Majesty, while fighting on the Karasu River I saw hundreds of arrows flying at you.
Majesteleri, Karasu Nehri'nde savaşırken size uçan yüzlerce ok gördüm.
I saw you missed those hundreds of arrows.
O yüzlerce okun kaçırdığını gördüm.
I saw the water.
Suyu gördüm.
I saw the computational chemistry system running.
Dijital kimya sisteminin çalıştığını gördüm.
And after I saw how trashed your lab was it looks like the bad guys knew about your research too.
Ve laboratuvarının ne kadar dağıldığına bakılırsa anlaşılan kötü adamlar da ne üzerinde çalıştığını biliyorlar.
No, it was a lone wolf, I saw him.
Hayır, yalnız bir kurttu, gördüm onu.
What about the girl, Lucy, that I saw?
Gördüğüm kıza Lucy ne oldu?
I saw trees and this light, really bright, and then... and then it'd go away.
Ağaçlar gördüm ve bu ışık çok parlaktı ve... sonra gidiverdi.
No, I know what I saw!
Hayır, ben ne gördüğümü biliyorum.
I know what I saw.
Ne gördüğümü biliyorum.
I just saw... everyone.
Az önce gördüm... herkesi.
Jules showed up without Kennedy, so I think she saw an opening...
Jules, Kennedy olmadan çıkageldi. O yüzden bana yakınlaşma düşündüm...
I've never saw this maniac in my life!
Hayatımda bu manyağı hiç görmedim!
No, I never saw his face.
Hayır, yüzünü hiç görmedim.
I always saw you as the lone wolf type.
Seni hep yalnız kurt olarak gördüm.
Last Wednesday evening, we saw a programme and it was the dirtiest programme I've ever seen.
.. geçen çarşamba akşamı bir program izledik. Daha önce görmediğim kadar rezil bir programdı.
I believe we last saw each other atop the Wall.
Sanıyorum en son Duvar'ın tepesinde görüşmüştük.
I surrendered to this sickness the moment I first saw it.
Ben bu hastalığa gördüğüm an teslim olmuştum.
I just saw the Dothraki fight.
Dothrakların nasıl dövüştüğünü gördüm ben.
The first wight I ever saw was brought into Castle Black from beyond the Wall.
Gördüğüm ilk ölü, Duvar'ın ötesinden Kara Kale'ye getirilmişti.
I once told Bronn that if I ever saw you again, I'd cut you in half.
Bronn'a bir seferinde seni bir daha görürsem ortadan ikiye ayıracağımı söylemiştim.
But I cannot Sally forth and saw at the skulls of dainty, melancholic humans for my research, can I?
Fakat ileri geri gelemem Ve berrak kafataslarında gördüm, Araştırmam için melankolik insanlar, yapabilir miyim?
I didn't ask to do whatever the hell it was you saw me do the other night.
Geçen gece gördüğün o şeyi yapmayı istemedim.
i saw you 563
i saw the video 17
i saw it first 27
i saw the light 16
i saw it 804
i saw the sign 17
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw everything 64
i saw it on tv 28
i saw the video 17
i saw it first 27
i saw the light 16
i saw it 804
i saw the sign 17
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw everything 64
i saw it on tv 28