I saw you tradutor Turco
20,825 parallel translation
I told myself that I would wait to decide until I saw you because you wouldn't let me walk into this unless you were sure that you could pull it off.
Karar vermek için seni görene kadar bekleyeceğimi söyledim kendime. Çünkü sen başaracağından emin değilsen beni bu işe girdirmezdin.
Ahh! I saw you didn't see that one coming, did you, papi?
Bunu hiç beklemiyordun değil mi canım?
The first time I saw you in the Fite Club,
Seni Dövüş Kulübü'nde ilk gördüğümde...
The first time I saw you, I was four.
Seni ilk gördüğümde dört yaşındaydım.
A lot's happened since last I saw you.
Seni son kez ziyarete geldikten sonra çok şey oldu.
Sam, you were right to take a restraining order against me because, ever since I saw you again, I can't stop thinking about you.
Sam, bana uzaklaştırma kararı çıkartmakta haklısın, çünkü seni tekrar gördüğümden beri, seni düşünmeden duramıyorum.
I saw you leave a hole once... on Groundhog Day.
Bir kere bir boşluk yapmanı görmüştüm "Bugün Aslında Dündü" filminde.
The last time I saw you, you were having an affair with a married man.
Seninle son görüştüğümüzde evli bir adamla ilişkin vardı.
I saw you three days ago.
Seni üç gün önce gördüm.
I saw you three days ago at a bungalow.
Seni üç gün önce bir bungalovda gördüm.
I saw you guys studying the sports catalog.
Sizi spor kataloğu çalışırken gördüm.
Then when I saw you in the frozen food section, I just figured, you know, well, "He really needs someone to cook him a decent meal."
Seni donmuş sebze reyonunda görünce onun iyi bir aşçıya ihtiyacı var diye düşündüm.
Your pupils dilated, your posture changed, and I saw you involuntarily reach for her hand.
Gözbebeklerin genişledi, duruşun değişti ve bilinçsizce onun eline uzandığını gördüm.
I saw you travel the world with Valerie.
I Eğer valerie ile dünya seyahat gördüm.
I saw you dead on the floor.
Seni yerde ölmüş gördüm.
Ooh When I saw you standing there?
Seni orada dururken görmüşken.
Ah! And I saw you grab those mini donuts.
Mini donutlardan aldığını gördüm.
You were wearing it when I saw you in Hamburg.
Hamburg'da seni gördüğümde üzerinde o vardı.
But I saw you inhale a BLT at the diner yesterday.
Daha dün restoranda bacon'lı sandviçi götürüyordun ama.
Lorelai and you, from the first moment I saw you two together, no one was getting between you guys.
Lorelai ve seni birlikte gördüğüm ilk anda aranıza kimsenin giremeyeceği belliydi.
I think you saw what killed Kiersten.
Bence Kiersten'ı öldüren şeyi gördün.
I told you what I saw at the airport.
- Havalimanında ne gördüğümü söyledim sana.
I just saw you last week.
- Daha geçen hafta görüştük.
But the minute I first saw you, in your eyes, I could tell, you were gonna give life a fuckin'hard run for its money.
Ama seni ilk gördüğüm andan itibaren gözlerindeki bakışlardan hayatın anasını belleyeceğini anlamıştım.
Because after what I just saw you do I don't think I could find the words.
Çünkü yaptığını gördükten sonra doğru kelimeleri bulabileceğimi sanmıyorum.
You saw how she looked at me when I transformed.
Dönüştüğümde bana nasıl baktığını gördün.
I think you saw an opportunity, and you took advantage, much like I'm doing now.
Bence eline bir fırsat geçti ve o fırsatı kullandın. Tıpkı şu anda benim yaptığım gibi.
No, I just told you, that was the last time I saw him.
Hayır, dedim ya, onu en son o gece gördüm.
I mean, you seemed a little taken aback when you first saw her.
Onu ilk gördüğünde biraz sendelemiş gibiydin.
Oh, maybe with the money you saved on private schools, you paid for the new two-sided brick fireplace I saw, which hasn't been legal since 1988.
Belki de özel okullardan arttırdığınız parayla gördüğüm yeni yapılmış çift taraflı tuğla şömineyi yaptırdınız. Bu da 1988'den beri yasak!
And I want to find the person who did it, so I need you to tell me what you saw.
Bunu yapanı bulmak istiyorum bu yüzden bana gördüklerini anlatmalısın.
- Most excited I ever saw you get was when the Cardinals beat the Cowboys.
En heyecanlı olduğun anda Cardinals, Cowboys'u yeniyordu.
I saw the little white coffin, but I knew that you weren't actually in there.
Küçük beyaz tabutu gördüm ve gerçekten içinde olmadığını biliyordum.
Hey, I just want to know what you saw.
Hey, sadece ne gördün bilmek istiyorum.
No, I just want to know what you saw.
Hayır, sadece ne gördüysen bilmek istiyorum.
When I finally saw you guys together, that's when I knew for sure.
İkinizi birlikte gördüğümde ise emin oldum.
Yeah, I never really saw myself on this path before, but, uh, you know, after I moved out, away from you and the kids,
Böyle bir yola gireceğim hiç aklıma gelmezdi, ama senden ve çocuklardan ayrıldıktan sonra... kendimi çok yalnız hissettim.
You couldn't see their faces'cause you're so freakishly tall, but I saw their faces.
Yüzlerinin halini görmedin çünkü garip bir şekilde uzunsun ama ben yüzlerini gördüm.
I mean, I love her, but if you saw that movie, you'd think the same thing I did.
Yani, onu seviyorum ama o filmi görseydiniz siz de benim düşündüğümü düşünürdünüz.
- Well, the reason I ask is I saw David Lee meeting with you this morning.
- Sormamın sebebi sabahleyin seni David Lee ile konuşurken görmüştüm.
I, uh, saw you - - saw you standing over here and told my brother that I-I should come over and say hi, so I came over and, uh...
Siz orada dururken gördüm ve kardeşime gidip merhaba demeliyim dedim. O yüzden yanınıza geldim.
I think I saw the man that you're looking for.
- Alo? - Sanırım aradığınız adamı gördüm.
Well, as you saw... [chuckles] I'm a really good actor.
Gördüğün gibi ben harika bir oyuncuyum.
I saw the subject heading was "cool stools," and I thought you finally shattered our last boundary.
Mail'in konusunun "Havalı Tabureler" olduğunu gördüm ve aramızdaki son çizgiyi de aştığını sandım.
I saw her in this house, in our bedroom. Her hand upon you here.
Onu bu evde, yatak odamızda gördüm.
I don't believe Nathan saw Alice's ghost in the woods, but he did see something, and whatever he saw, or thinks he saw, you saw it too, and when you denied this, you were lying.
Nathan'in ormanda Alice'in hayaletini gördüğüne inanmıyorum ama bir şey görmüş ve her ne gördüyse ya da gördüğüne inanıyorsa sen de görmüşsün. Bunu inkâr ederken yalan söylüyordun.
I knew it. You have been trying to get me to a therapist ever since you saw that Tony Soprano show.
Biliyordum, Tony Soprano'lu diziden beri terapiye gitmemi istiyorsun.
Your life change since I last saw you?
- Görmeyeli hayatın epey değişti herhâlde?
- If I saw the speech, he saw my permit, because he said, "You all have permits," and I was part of "you all."
- İyi demiş. - Konuşmayı dinlediysem iznimi görmüştür. Çünkü "Hepinizin izni var" dedi ve ben de "hepiniz" grubundaydım.
I saw it when Marla Tipton's mom called you illegitimate.
Ben, Marla Tipton'ın annesi sana gayrimeşru deyince gördüm.
I saw the way he looked at you today.
Bugün sana nasıl baktığını gördüm.
i saw you last night 21
i saw you on tv 44
i saw your face 30
i saw you there 19
i saw you die 17
i saw you on the news 16
i saw it first 27
i saw the video 17
i saw the light 16
i saw it 804
i saw you on tv 44
i saw your face 30
i saw you there 19
i saw you die 17
i saw you on the news 16
i saw it first 27
i saw the video 17
i saw the light 16
i saw it 804
i saw the sign 17
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw everything 64
i saw 499
i saw it on tv 28
i saw that 307
i saw her 292
i saw them 162
i saw nothing 44
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw everything 64
i saw 499
i saw it on tv 28
i saw that 307
i saw her 292
i saw them 162
i saw nothing 44