I saw something tradutor Turco
2,075 parallel translation
Ok, so I saw something here.
Tamam, burada bir şey gördüm.
Well, I saw something once And I'm telling you it knocked me sideways.
Valla ben bir keresinde öyle bir şey gördüm ki çarpıldım adeta.
I... I thought - - I thought I saw something.
Bir şey gördüğümü sandım.
Just before the facility exploded, I saw something on Slade's skull - - the Omega symbol.
Tesis patlamadan önce Slade'in kafa tasında bir şey gördüm.
I thought I saw something.
Sanırım bir şey gördüm.
I saw something flying over there.
- Şu tarafta uçan bir şey gördüm.
- I saw something.
Bir şey gördüm.
But today when we went back to your room, - I saw something that proves she did.
Fakat bugün odana tekrar gittiğimizde onun seni tanıdığını kanıtlayan bir şey gördüm.
I saw something!
Ne gördüğümü biliyorum!
When I touched him, I saw something.
Ona dokunduğumda bir şey gördüm.
- Um, I saw something today.
- Bugün bir şey gördüm. - Nedir?
I thought I saw something, that's all.
Bir şey gördüm sanki.
I thought I saw something in you.
Sende bir şey gördüğümü sandım.
What's...? I'm sure I saw something.
Burada bir şeyler gördüğüme eminim.
I know this,'cause I saw something like it once At a panda express.
Bunu tanıyorum ; çünkü bunun gibi bir şeyi bir keresinde Panda Express'te görmüştüm.
- I'm sure I saw something.
- Bir şeyler gördüğüme eminim.
I saw something.
Bir şey gördüm.
I saw something in your appeal brief you might wanna hear about.
Temyiz belgende duymak isteyebileceğin bir şey gördüm.
- I saw something!
- Bir şey gördüm!
I saw something, Captain!
Bir şey gördüm, Kaptan!
- I think I saw something.
- Bir şey gördüm sandım.
Ahh. I thought I saw something.
Bir şey gördüğümü biliyordum.
I saw something pretty traumatic when I was three.
Üç yaşımdayken çok sarsıcı bir şey görmüştüm.
Now I could have sworn I saw something outside.
Yemin ederim dışarda birşey gördüm.
But I saw something, saw something in him.
Ama onda bir şeyler vardı, onda bir ışık görmüştüm.
I saw you leave the office with something under your arm.
Bürodan çıkarken koltuğunun altında bir şey vardı.
Claire saw something, And she'd kill me if I - - if I didn't ask.
Claire bir şey görmüş ve sana sormazsam beni öldürür.
Every time I saw certain names, and one of the names that kept cropping up was Cardiff. Every time I saw these names, I knew I was in for something very special.
Bazı isimleri görünce... ki onların içinde Cardiff adı da var her zaman beni özel bir şeylerin beklediğini bilirdim.
When I saw the Archers logo, I knew I was in for something special.
Archers logosunu her gördüğümde Özel bir şey olacağını umardım.
I saw him dispense something from a dropper in the bottom of the bird's cage.
Kuşun suyuna bir şey kattığını gördüm.
I heard something outside. And I think I saw a UFO.
Baba, dışarıda sesler duydum ve sanırım bir U.F.O. gördüm.
Something I saw on T.V. It's very expensive.
Televizyonda gördüğüm birşey.
I saw something this weekend.
Bu haftasonu bir şey gördüm.
Just something I saw in there.
Orada gördüğüm bir şeydi.
I was so sure all of this had to do with something she saw at the farm.
Bunun çiftlikte gördüğü bir şeyle ilgili olduğuna eminim.
I think it was something to do with the ancient ones, when they saw something.
Bir burun var, fakat sanki genişliyor gibi... bence bu eski insanların bir şey gördüklerinde yaptıkları bir şey olmalı.
This afternoon when you saw me, you looked at me like I was something you scraped off your boot.
Bu akşamüstü bana sanki ayakkabından söküp attığın bir pislik gibi bakıyordun.
Yeah, I probably saw something like that
Evet, herhalde buna benzer bir şeyi duvara spreylenmiş şekilde gördüm. - Nerede?
I think that I... saw something like this in Herson's evidence box.
- Doğru! Sanırım Herson'ın kanıt kutusunda böyle bir şey görmüştüm.
When I saw him about to attack you, well... I knew I had to do something.
Size saldırmak üzere olduğunu görünce bir şeyler yapma gereği hissettim.
I think I just saw something.
Sanırım az önce bir şey gördüm?
I saw you doing something with that Kino remote.
Kino kumandasıyla bir şey yaptığını gördüm.
It's... it's something I saw earlier... that's just been bugging me.
Daha önce gördüğüm bir şey beni rahatsız ediyor.
I'm telling you, I just saw something.
Az önce bir şey gördüm diyorum sana.
That time that she saw us here together, I was afraid she'd say something.
Bizi beraber gördüğü gece, başkalarına anlatacağından korktum.
There was something that you saw that scared you, and I want to know what that was.
Gördüğün bir şey yüzünden odun bokuna karıştı. Ne olduğunu bilmek istiyorum.
There was something that you saw that scared you, and I wanna know what that was.
Bir şey gördün ve senin ödünü bokuna karıştırdı. Ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
I just saw something, Paul.
Bir şey gördüm, Paul.
I saw it on... you know, something that I saw on one of those home shows.
Şu ev sergilerinin birinde görmüştüm.
Well... I saw his picture in the paper during his trial, and there was just something about those eyes that spoke to me.
Gaztede, mahkemede çekilmiş resmini gördüm sanki gözlerinde bir şey benimle konuşuyordu.
Uh, when I was little, I must've been turning three or four or something, I saw this huge pile of gifts, and immediately I assumed that Santa had come, and I was way too young to understand that you got gifts on your birthday, too, so all day long, when they would give me cake,
Ben daha küçükken 3 ya da 4 yaşıma giriyordum sanırım ağacın altına bir baktım ki yığın yığın hediye var ben de dedim kesin Noelbaba geldi anlarsınız ya doğum günü ve yılbaşı hediyelerinin birlikte alındığına aklım ermiyordu henüz.
i saw you 563
i saw the video 17
i saw the light 16
i saw it first 27
i saw it 804
i saw the sign 17
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw 499
i saw everything 64
i saw the video 17
i saw the light 16
i saw it first 27
i saw it 804
i saw the sign 17
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw 499
i saw everything 64