I saw the sign tradutor Turco
132 parallel translation
I saw the sign.
Tabelayı gördüm.
I saw the sign.
İlanı gördüm.
I saw the sign was shaking and everything.
Tabelanın ve herşeyin sallandığını gördüm.
I saw the sign down on the street... that said you're selling rabbits and bunnies here?
Caddedeki tabelayı gördüm. Burada tavşan satıyormuşsunuz galiba.
I KNOW, I SAW THE SIGN OUTSIDE. IT SAID "BIG TITS," NOT "BIG TIPS."
Biliyorum, tabelada "Büyük Memişler" yazıyor, "Büyük Bahşişler" değil.
I saw the sign of Satan on him.
Onda Şeytan'ın işaretini gördüm.
I saw the sign.
Tabelada yazıyordu.
I saw the sign outside
Dışarıdaki tabelayı gördüm.
Guys, I saw the sign.
Çocuklar, işareti gördüm.
I saw the sign outside.
Dışarıdaki yazıyı gördüm.
The fact is, I saw the sign in your window advertising a room to let?
Aslında penceredeki kiralık oda yazısını gördüm.
I saw the sign.
İşareti gördüm.
Sir, I saw the sign!
Efendim, işareti gördüm.
I saw the sign at the shop.
Dükkandaki tabelayı gördüm.
I saw the sign on the door.
Kapıdaki tabelayı gördük de.
I looked across the street and I saw this sign.
Caddenin karşısına baktım ve bu tabelayı gördüm.
On the way back to the motel, I saw the "Waitress Wanted" sign.
Motele dönerken "Garson aranıyor" ilanını gördüm.
Well... er... Miss Miss Blake, you're gonna save you a lot of trouble by finding this uh, this Ted from out of town and getting him in town and down town and in here to sign this statement as to exactly what he saw and when he saw it. How the hell am I supposed to know where he is?
Bayan Blake, şu şehir dışından gelmiş olan, Ted'i bulup, bu şehre ve bu merkeze getirip, tam olarak ne gördüğünü ve ne zaman gördüğünü anlatan bir ifade verdirirseniz, başınızı büyük derde sokmaktan kurtulursunuz.
In the last sign we saw Gatlin was 3 miles... - and pointed that way? - That's what I thought.
Gördüğümüz son tabela Gatlin'e 3 mil deyip bu yönü göstermiyor muydu?
Then, on the second day, I saw a sign for Malkinia.
Sonra, ikinci gün Malkinia tabelasını gördüm.
I have no doubt that you saw him, but what really happened is when you saw him, you were so scared shitless that you crashed your precious ten speed into the stop sign, bumped your head on the curb and probably scared him half to death in the process!
Onu gördüğünden şüphem yok, ama onu gördüğünde gerçekten ne oldu, o kadar korktun ki kıymetli 10 viteslini dur işaretine çarpıp, başınıda kaldırıma çarptın ve olasılıkla onu çok korkuttun!
I have no doubt that you saw him, but when you saw him, you were so scared... knowledge of the Bigfoot's habits, vanished before... and bumped your head on the curb... crashed your precious ten-speed into the stop sign,
Onu gördüğünden şüphem yok, Onu gördüğünde o kadar korktun ki... ortadan yok olmadan önce Koca-Ayak'ın mizacından... ve kafanı kaldırıma çarptın... o kadar korktun ki kıymetli 10 viteslini dur işaretine çarpıp, başınıda kaldırıma çarptın ve olasılıkla onu çok korkuttun!
I saw your sign in the window.
Camdaki yazıyı gördüm.
I saw a sign that said "Dip" so naturally I looked at Bud the next thing I knew, we were airborne.
Üzerinde "eğim" yazan bir tabela gördüm. Doğal olarak dönüp Bud'a baktım. Sonra bir baktım ki havadayız.
I saw the "For Sale" sign. Came here to take a look.
Kiralık ev arıyorum.
You can't fool me. i saw it on the sign. it says Rodeo Drive.
Beni kandıramazsın, tabelada gördüm Rodeo Drive yazıyordu.
I was driving by Polk High today to catch a glimpse of the scoreboard which once proclaimed my glory and fight with the homeless for nickels and guess what sign I saw on the school fence.
Bugün Polk Lisesi'nin önünden geçiyordum. Sayı tahtasına gözüm ilişti. Bir zamanlar zaferimi ilan eden ve evsizlerle beş sentlikler için yaptığım kavgaları.
Oh, gee, Al, I saw that on Oprah. Smelling things that aren't really there is the first the sign of a brain tumour.
Oprah'nın programında izlediğime göre Al, olmayan kokular duymak beyin tümörünün ilk belirtisiymiş.
I was just walking by and saw the sign.
Geçerken gördüm.
I saw the doctor dipping their fingers in the font and guiding their hands to make the sign of the cross.
Onların ellerini haç işareti yapmak için yol gösteriyordu.
I saw the sign about the job. I don't want a half salt shaker on the table.
Masada yarısı boş tuzluk istemem.
I saw the sign.
- İşareti gödüm.
When I saw the town on a map, I thought it was a sign.
Haritada gördüğümde, bunun bir işaret olduğunu düşündüm.
I lied to you. I didn't tell you about the lost pet sign I saw.
Sana yalan söyledim. Gördüğüm kayıp hayvan ilanından sana bahsetmedim.
So I saw on the sign-up board that you're working Sector Four tomorrow.
Panoda yarın sektör dörtte çalışacağını gördüm.
Okay, I need you to sign it to show that this is the man you're identifying as the one you saw in Trevor Riley's apartment on the morning he was killed.
Tamam, bunu imzalamanı istiyorum teşhis ettiğin adamı göstercek şekilde, Trevor Riley'in öldürüldüğü dairede, sabah gördüğün adamı.
I just saw a sign on the wall, said "Factory closing", and I thought we can have one going "Factory opening".
Duvarda, "Fabrika kapanıyor" diye bir afiş gördüm. .. ve bizim de "Fabrika açılıyor" tarzında birşey yapabileceğimizi düşündüm.
You said, "Daddy, I just saw a sign on the corner and it said'Last Dog."'
"Baba köşedeki bir yazıda'Son Köpek'yazıyor" dedin.
We were out driving around, I saw the vacation-rental sign.
Arabayla dolaşıyorduk, kiralık yazısını gördük.
I saw a sign in the window.
Camında yazı vardı.
I saw (? ) them out sitting in the street with the sign I'll do art for food.
Onlar olmasa sokakta yemek dileniyor olurdum.
I saw the "For Rent" sign and snapped it up.
Kiralık yazısını gördüm ve çabuk davrandım.
The way I saw it, it was go back to London and wank my life away playing Donkey Kong in the kebab house or sign up to a life of crime, women and drugs.
Aklıma gelen tek şey Londra'ya dönüp kebap evinde sürtmek ya da belaya, kadına, uyuşturucuya bulaşmaktı.
I saw your name on the sign-up sheet.
Senin adını kayıt listesinde gördüm.
- Lies! I saw the devil's sign!
Şetan'ın işaretini gördüm!
- No no, I knew it the moment you walked in your room and saw me there, just like a big neon sign saying, " lt was me, Mick.
Odana girip beni gördüğün andan beri biliyordum. Sanki kafanın üstünde kocaman "Bendim Mick. Bendim" yazan ışıklı bir tabela var gibiydi.
I saw a sign that said down there on the left.
İleride solda olduğunu gösteren bir tabela gördüm.
I saw you staring at the sign.
Seni ilana bakarken gördüm..
I saw your sign in the window.
Pencerede ilanınızı gördüm.
I saw the For Sale sign and I thought, I wondered if I could look around?
Satılık tabelasını gördüm ve düşündüm ki belki bir göz atabilirim. Mümkün müdür?
Yesterday, I saw a for-rent sign down the street from Jim, and he said he didn't think it'd be such a good idea.
Dün, Jim'in aşağısında kiralık bir ev farkettim,... ama o bunun iyi bir fikir olmadığını söyledi.
i saw you 563
i saw the video 17
i saw it first 27
i saw the light 16
i saw it 804
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw 499
i saw everything 64
i saw it on tv 28
i saw the video 17
i saw it first 27
i saw the light 16
i saw it 804
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw 499
i saw everything 64
i saw it on tv 28