Look at this one tradutor Turco
696 parallel translation
Look at this one.
Diğerine bak.
Look at this one.
Şuna bak.
Now, look at this one, please.
Şimdi, buna bakın, lütfen.
Take a look at this one.
Şuna bir bakın.
Look at this one.
Şuna bir bak!
Had a look at this one.
Şuna bak.
Look at this one.
Şuna bakın.
Look at this one, Ed.
Şu fotoğrafa bir bak Ed.
Some of these are Egyptian and... Look at this one.
Bazıları Mısırlılara ait ve... şuna bakın.
- Look at this one.
- Şuna bir bakın.
Darn! Look at this one.
Oh, kirlendi, lanet.
Look at this one!
Şuna bakın.
Trying to get a look at this one so's he could frame him.
Suçu üzerine yıkmak için yüzünü görmek.
Why don't you take a look at this one?
Neden buna bir göz atmıyorsun?
I just thought maybe, uh... Maybe you wouldn't mind takin'a look at this one?
Şey, şu cesede bir göz atmanda sakınca yoktur belki de!
Why can't you look at this one?
Bu ceset neden olmasın ki?
Let's have a look at this one.
Şuna bir bakalım.
I mean, look at this one- - "cockroach cluster."
Yani şuna bakın : "Karafatma Topağı."
Come and look at this one.
Gel de şuna bak.
Sir, look at this one, sir.
Bayım, şuna bir bakın, bayım.
Look at this one. That's beautiful.
Şuna bak, çok güzel.
Now, Benda, you take a look at this one and tell me if that doesn't suit you right down to the ground.
Brenda, şuradakine bir bak. Ve düşlerindeki dairenin bu olup, olmadığını söyle.
Look at this one.
Şuna bir bak.
Look at this one!
Herife bak ya!
Look at this one, drunk as a pig.
Şuna bak, sarhoş domuz.
Look at this one.
Şuna bir bakın :
Look at this one now.
Şuradakine bak.
Look at this one! Stand up! You can't do extra work!
Fazla çalışmaya gelmiyor!
Look at this one.
"Şuna bir bakın."
Look at this one.
Bir tanesine bak.
Well, look at this one.
Şuna baksana.
" Look at this one.
" Şunada bakın hele.
One look at this and you can readily see he's a doomed man.
Zaten siz de bir bakışta durumunun çok kötü olduğunu göreceksiniz.
Look at what they left out of this one.
Bakın mektuptan geriye ne kalmış.
Look at this one!
Şuna bak!
- Look at this other one
- Bir de diğerine bakın.
When I was born, they took one look at this... puss of mine and told me to get lost.
Doğduğum zaman, gelip ufacık suratıma şöyle bir bakmışlar ve sonra bırakıp gitmişler.
- Miss Lord would you look at your first husband in this one, please?
Bayan Lord, lütfen ilk kocanıza bakar mısınız?
A baptism. He took one look at Corfu and said, "This is for me."
Corfu'ya şöyle bir bakmış ve "Burası bana göre" demiş.
Look at this skinny one on a horse.
Şu atın üstündeki çelimsize bakın.
There was a great big matchbox, a-a-a huge one, and and Ian and I came to have a look at it and and then he sat on it, and there was this terrible noise, and he fell inside it and now he's gone!
Neler oldu? Kocaman bir kibrit kutusu vardı, en büyüğünden, ve Ian ve ben ona bakmaya gitmiştik Sonra o içine girdi, korkunç bir ses duyduk, ve o orada kaldı.!
Just look at this lady in the right corner, the one who's carrying a purse.
Bakın şu köşedeki çantalı kadın nasıl vuruyor.
Look closely at this one.
Şuna yakından bak.
This is the identikit of Hans Meyer's murderer, that our artists made up from the descriptions of witnesses one of whom got a close look at the woman in the red cape...
Bu Hans Meyer'i öldüren kişinin robot resmi, görgü tanıklarının ifadeleri sonucu çizildi. ... bir tanesi kırmızı kapşonlu kadına yakından bakabilmişti...
If one really wants to get a better impression of this extremely strange painting, one should look at it like this, between two fingers.
Fazlasıyla tuhaf olan bu tablodan gerçekten daha iyi bir izlenim elde etmek isteyen kişi aynen böyle iki parmağının arasından bakmalıdır.
Two : We will not, while this is being settled, look at liquor or any woman, so as to get mix ed up with one or the other harmf ul.
Bu süre zarfında içkiye ve kadına bakmayacağız çünkü bunlar amacımıza zarar verebilir.
Look, look at the size of this one.
Bak, şunun büyüklüğüne bir bak.
I hate to be the one to do this... but you have to look at it from my position, j.w.
Bunu yapan olmak istemezdim ama kendini benim yerime koymalısın, J.W..
Do you want to look at this one?
Buna bakmak ister misiniz?
My orders say I'm not supposed to know where I'm taking this boat, but one look at you, and I know it's going to be hot, wherever it is.
Bana verilen emirlere göre bu botu nereye götürdüğümü bilmemem gerekiyor, ama sana şöyle bir bakınca, her neresi olursa olsun, oldukça ateşli olacağını biliyorum.
I take one look at all this and it depresses me.
- Nesi harika? Bir bakmak yeter, bunalıma giriyorum.
look at me 7366
look at this 4731
look at him 1555
look at her 948
look at me now 78
look at you 3730
look at that 4253
look at your face 75
look at yourself 268
look at them 596
look at this 4731
look at him 1555
look at her 948
look at me now 78
look at you 3730
look at that 4253
look at your face 75
look at yourself 268
look at them 596