Look at this picture tradutor Turco
175 parallel translation
Look at this picture.
Bak şu resime.
DID YOU EVER LOOK AT THIS PICTURE?
Bu resme hiç baktınız mı?
But look at this picture!
Ama bu resme baktın mı.
Look at this picture of Lena Marelli.
Fırfırlar moda. Lena Marrelli'nin şu resmine bir baksana.
Look at this picture.
Şu fotoğrafa bak.
Hey! Look at this picture!
Hey, şu resme baksana.
And look at this picture.
Ve şu resme bir bak.
Look at this picture.
Şu resme bak.
See, you look at this picture, all you see is the beauty.
Bu fotoğrafa baktığında, bir tek kızın güzelliğini görüyorsun.
Boy, look at this picture.
Hey, şu resme bir bak.
- Did you look at this picture carefully?
- Bu fotoğrafa dikkatlice baktın mı?
Look at this picture.
Bu resme bak.
Wow, look at this picture I took of the lake.
Şu çektiğim gölün resmine bak.
Boy, look at this picture of Shannon Tweed.
Shannon Tweed'in şu resmine bir bak.
- Look at this picture.
- Şu resme bak.
- Look at this picture.
- Şu resme bir bak.
NOW, YOU CAN LOOK AT THIS PICTURE FOR 60 SECONDS AND I WANT YOU TO TELL ME EVERYTHING THAT'S WRONG WITH IT, OKAY?
Şimdi, 60 saniye içinde bu resme bakıp..... bana nelerin yanlış olduğunu söylemeni istiyorum, tamam mı?
Look at this picture.
Şu resme bak. Açıklamaya çalış.
- Look at this picture.
- resme bak.
I want you to take a look at this picture and tell me what's happening.
Şimdi bu resme bir bakmanı ve bize neler olduğunu anlatmanı istiyorum.
So please don't cry when you look at this picture. "
Lütfen resmime bakarken ağlama. "
Okay, I want you to look at this picture... and think of all the places you might have seen him.
Bu resimlere bakıp onu görmüş olabileceğiniz yerleri düşünmenizi istiyorum.
Look at this picture.
Gel şu resme bak.
Hey, look at this picture. This picture.
Şu fotoğrafa baksana.
Look at this picture.
Şu resme baksana.
Look at this picture.
Şu resme bakın.
Just look at this picture of me and my brother.
Sadece kardeşimle benim bu fotoğrafımıza bakın.
Okay, look at this picture.
Şuradaki fotoğrafa bir bak.
Okay, can you take a look at this picture and tell me who that is?
Peki. Şu resme bakıp bana kim olduğunu söyleyebilir misiniz?
Look at this picture.
Bu benim.
He just wants to look at her and have this picture in his head... when he's off there fighting in the jungles.
Ona bakıp ormanda savaşacağı... zamanlar için resmini kafasına yer etmek isityor.
Look at Andy on this picture.
Şu resimde Andy'ye bak!
Look at this picture.
- Bu bizim adamımız.
Why, look at this. It's got your name and your picture on it.
- Üstünde senin adın ve resmin yok.
Look at this picture.
Etrafında olup bitenden haberdar değil.
Look carefully at this picture.
Bu resme dikkatli bak.
I mean, there are really two questions here. One - is this picture of the media true? And there, you have to look at the evidence.
Eğer insan doğasının temel unsurunun yaratıcı iş ihtiyacı, yaratıcı arayış, baskıcı kurumların rastgele kısıtlayıcı etkileri olmaksızın serbest yaratılış olduğu doğruysa, ki ben öyle olduğuna inanıyorum.
Look at this blow-up. This guy in the picture with Sykes. On his shirt.
Şu bombaya bakın Sykes'ın yanındaki adam, T-shirt'i.
Now, look at this. You've seen this picture.
Bu resmi gördün sen.
Look closely at this picture
bu duruma bir bakın.
Look at this, picture-in-picture.
Şuna bakın, görüntü içinde görüntü.
Oh, look at this, picture-in-picture-in-picture.
Şuna bakın, görüntü içinde görüntü içinde görüntü.
Look closely at this picture. Why did a well-trained fighting unit... have to slaughter unarmed men, women and children... when their orders were simply to protect... and if necessary, evacuate the embassy?
Son derece iyi eğitilmiş üstün özelikleri bir savaş birimi görevleri basit bir şekilde, elçiyi korumak ve gerekirse tahliye etmekken neden silahsız erkek, kadın ve çocukları katletmeliydi.
Look at this. It's a picture of me and little Joey Potter.
Küçük Joey Potter'la resmimiz.
Here. Look at this. This is a picture of my true love.
Evlenene kadar kimseyle yatamam.
I had a book of Bible stories when I was a kid... and there was this picture I'd look at 20 times every day :.
Çocukken, bir İncil öyküleri kitabım vardı ve günde 20 kez baktığım bir resim :..
Look at you, I don't know, maybe it's just me... but something's way the fuck wrong with this picture.
Kendine bak, bilmiyorum, sadece kendim sanırdım ama bu işte bence bir terslik var.
Look at this picture, carefully.
Bu adam senle konuşuryor ve gülüşüyorsunuz.
I know you've seen this picture on the news but if you could take a closer look at it, please?
- Haberlerde bu resmi gördüğünüzü biliyorum. ... ama birkez daha dikkatli bakarsanız, lütfen?
Okay, look at the groom in this picture. What is the difference between you and him?
tamam, şu fotoğraftaki damada bak seninle onun arasındaki fark nedir?
Take a last look at this other picture from when you were loading luggage in your car.
Siz eşyalarınızı arabanıza yüklerken çekilmiş bu resme son kez bakın.
look at me 7366
look at this 4731
look at him 1555
look at her 948
look at me now 78
look at you 3730
look at that 4253
look at your face 75
look at yourself 268
look at them 596
look at this 4731
look at him 1555
look at her 948
look at me now 78
look at you 3730
look at that 4253
look at your face 75
look at yourself 268
look at them 596