Most days tradutor Turco
834 parallel translation
Most days, we might.
Çoğu günler ihtiyacımız oldu.
- It's full of them, most days
- Çoğu gün, burası onlarla dolu oluyor.
I'll be over most days with the mail.
Çoğu günü erkeklerle geçireceğim.
Well, not absolutely every day But most days in the week.
Her gün olmasa bile haftanın çoğu günleri.
120 days earlier, four godless and unprincipled scoundrels had, driven by their depravity, shut themselves away to indulge in the most bestial of orgies.
120 gün önce, dört dinsiz ve ahlaksız serseri fesatlıklarından müteharrik, en hayvanca cümbüşlere düşkünlüklerini göstermek için inzivaya çekildi. Onlara göre, bir kadının hayatı bir sineğinkinden farksızdı.
At most can maintain five days
Bu yüzden bir karar vermeliyiz.
Most men can't afford to stay away from the office three days at a crack.
Çoğu erkek ofisten üç günden fazla uzak kalamaz ama.
Most men were in those days.
O günlerde bütün erkekler bana deli oluyordu.
My dear, the army spent the most strenuous few days... searching high and low for Bill Kronin.
Canım, ordu bir kaç gündür her tarafta Bill Kronin'i... aramakla epey yorucu günler geçirdi.
Three days ago I thought this was the most beautiful country I'd seen.
Üç gün önce buranın gördüğüm en güzel ülke olduğunu düşünüyordum.
I am tired most of the time these days.
Son zamanlarda çok yorgunum.
Now, most noble Brutus, the gods today stand friendly, that we may, lovers in peace, lead on our days to age.
Şimdi yiğit Brutus'um, tanrılar bugün yar olsun da bize barışta da dost kalarak uzun ömürler sürelim seninle.
In a couple of days, you're gonna have the most wonderful breakdown.
Birkaç gün sonra kendini bırakıp istediğin gibi ağlayabilirsin.
The most recent finding was about four days ago near Mt. Wilson in California.
Sonuncusu, dört gün önce Kaliforniya'da Wilson Dağı'nda bulundu.
- In a couple of days, at most.
- En fazla birkaç gün içinde.
Well, let's see. We'll have at the most about three days.
Bizim, en fazla, üç günümüz olacak.
If someone had told me that here, surrounded by the sea, I would spend the most content days of my life, I would have never believed it.
Birisi benim burada, denizle çevrili bir adada olacağımı ve hayatımın en güzel günlerini burada geçireceğimi söyleseydi buna asla inanmazdım.
Financier. Oh! Well, whatever he's calling himself these days he still has the most appalling table manners of anyone I've ever met.
Dünyada sofra adabından daha değerli şeyler de var.
On this most auspicious of days...
Hayırlı günlerde...
I say in 10 days at the most we'll see Stella on the street.
Şuraya yazıyorum 10 gün geçmesin Stella'yı sokakta göreceğiz.
You'll get 30 days at the most.
En fazla 30 gün yersin.
With you I experienced the two most beautiful days of my life.
Bruno, seninle hayatımın en güzel iki gününü yaşadım.
I'd be a kilometer across. I'd be living most of my days in the gloom beyond Saturn, orbiting the sun.
Bir kilometre genişliğinde olur günlerimin çoğunu, Satürn'ün ötesindeki karanlıkta Güneş'in çevresindeki yörüngemde geçiriyor olurdum.
At the most, a few days.
En fazla, birkaç gün.
Men of colour are living the most beautiful days of their lives!
renkli insanlar, yaşasın hayatın en güzel günler!
The family owned most all that section in the old days.
Aile, eski zamanlarda o bölgenin çoğunun sahibiydi.
Mona the monkey spends most ofher days off somewhere.
Maymun Mona günlerini bilmediğim yerlerde geçiriyor.
Last night occurred the most important event since I landed on Mars 147 days ago.
147 gün önce Mars'a inişimden bu yana en önemli şey dün gece oldu.
And to think, two days, three at the most, the Allies should be here.
Düşün, iki, en fazla üç güne kadar müttefikler burada olacak.
But, also naturally, there were a few accidents in the early days and when these happened, they were most embarrassed.
Fakat, yine de doğal olarak, uzun zaman önce birkaç kaza yaşanmadı değil ve o zamanlarda, bunlar en rahatsız edicilerden biriydiler.
I owe the most beautiful days to you as well.
Aslında en güzel günlerimi sana borçluyum.
Well, of all the lawmen on my trail these days, they're the most troublesome.
Bu günlerde benim peşimde olan kanun adamları arasında, onlar, en belalı olanları.
More consideration, compassion than most marriages generate these days.
Günümüzdeki çoğu evlilikte olduğundan daha çok ilgi ve şefkat.
We'll be there two days, at most.
Orada en fazla iki gün kalacağız.
A few days, at the height of your glory, you were the most powerful man of the world!
Birkaç günlüğüne, kendi görkeminin seviyesinde dünyanın en güçlü adamıydın!
He's very athletic, most mature, in contrast to the flighty boys one meets these days.
Ve de olgun, günümüzün delikanlıları gibi aklı beş karış hava değil.
it is incredible, isn't it that in these days when man can walk on the moon and work out the most complicated hire purchase agreements i still get these terrible headaches.
İnanılmaz bir şey, günümüzde insan ayda yürür ve en karmaşık kira-alım sözleşmelerini kotarabilirken, hâlâ başım korkunç ağrıyor.
Three days at the most.
En fazla üç gün.
- We'll be sticking close to it. - Well it's a straight shoot right into Fort Reunion Maybe, uh, four days at the most Why?
- takip edebiliriz.
Well, 3 or 4 days at the most.
Pekâlâ, en fazla 3 ya da 4 gün.
The Prescott Frontier Days celebration... is the original cowboy rodeo in America... and in the years since, it has continued to be... one of the most honored and well-known rodeos in America.
Prescott Öncü Günleri kutlaması... Amerika'nın ilk kovboy rodeosudur... ve o zamandan beri, öyle olagelmiştir... Amerika'nın en değerli ve ünlü rodeolarından biri.
That's the most beautiful woman I ever seen in all my born days.
Hayatım boyunca gördüğüm en güzel kadın.
Now, we've got two days, three at the most, before they get here.
Sadece iki günümüz var.
Seven days at the most
Önümüzde tahminen 7 günümüz var.
Féretro of Lenin was evacuated, with other treasures of the Kremlin. It was a great shock, when in those two or three days, probably some most advanced ones, some motorized troops had arrived, about 40 or 50 km of Moscow.
İlk 2-3 gün, az sayıda motorlu birlik şehre 40 ila 50 km. kadar yaklaşınca küçük bir şok yaşanmıştı.
Five days six at the most.
Beş en fazla altı gün sonra.
It was the most one could do in those days.
O günlerde en fazla bu yapılabiliyordu.
Most of the days of the week.
Haftanın çoğu günü.
Well, all that's left, most artists seem to feel these days... is man.
Bugünlerde tüm sanatçılar yalnızca... etten kemikten ibaret gibiler.
Most of us were only 18, 19, 20, during those days.
O günlerde birçoğumuz, 18, 19, 20 yaşlarındaydık.
Maybe on two or three days at most.
En fazla iki ya da üç gün.
days 2668
days left 44
days ago 298
days remain 20
days a year 35
days now 26
days later 66
days a week 26
days and 46
most wanted 16
days left 44
days ago 298
days remain 20
days a year 35
days now 26
days later 66
days a week 26
days and 46
most wanted 16
most people don't 23
most people 94
most of them 115
most definitely 69
most of all 127
most of us 33
most interesting 19
most of the time 326
most important 37
most of it 102
most people 94
most of them 115
most definitely 69
most of all 127
most of us 33
most interesting 19
most of the time 326
most important 37
most of it 102
most of my life 16
most impressive 32
most recently 37
most people do 23
most times 18
most likely 309
most kind 19
most of' em 17
most nights 17
most probably 17
most impressive 32
most recently 37
most people do 23
most times 18
most likely 309
most kind 19
most of' em 17
most nights 17
most probably 17