Open the window tradutor Turco
979 parallel translation
Open the window.
Pencereyi aç.
Why don't you open the window?
Neden pencereyi açmıyorsunuz?
I forgot to open the window.
Pencereyi açmayı unuttum.
I could open the window and get the radio from across the street.
Karşıki caddeden radyonun sesi gelir, pencereyi açabilirim.
Open the window too.
Pencereyi de aç.
I'll open the window.
Ben pencereyi açayım.
When I tap on the glass, you open the window.
Cama vurunca pencereyi aç.
I'll go around the back and open the window.
Arkaya dolanıp pencereyi açacağım.
You open the window.
Sen camı açacaksın.
Open- - open the window.
Aç şunu. Pencereyi aç!
Did you open the window to frighten me?
Pencereyi beni korkutmak için mi açtın?
Can you open the window?
Pencereyi açabilir misin?
Open the window and we'll drive him out.
Pencereyi açın. Dışarı çıkaralım.
Every time I open the window, you're there
Ne zaman pencereyi açsam oradasın.
- Open the window, call Alfonso, he's in the bar.
Meyhanededir şu an.
I went into the men's room, fixed a little time bomb, broke open the window and when the train pulled out
Tuvalete gittim, küçük bir bomba yaptım, pencereyi açtım ve tren yaklaştığında
I'll get up, I'll open the window, and I'll let your heart fly out, as free as a butterfly.
Kalkacağım, pencereyi açacağım ve kalbinin bir kelebek kadar özgürce uçarak çıkmasına izin vereceğim.
In the morning, you open the window... see there's the green of the gardens.
Sabahleyin pencereyi açıyorsun bahçenin yeşilini görüyorsun.
Would you like me to open the window?
Pencereyi açmamı ister misin?
You telling everybody what to do! "Open the window," you say.
Herkese ne yapmalarını söylüyorsun! "Pencereyi açın."
"Let in a little fresh air." Now open the window, you let in the flies... and you're dead.
"İçeri temiz hava girsin." pencereyi açarsan içeri sinekler girer ve ölürsün.
- Can I open the window for ya, or...
- Pencereyi açabilirmiyim, yada...
I am just open the window.
Pencereyi açayım.
- If you'll just leave your window open onto the balcony. - What?
- Balkona açılan pencereyi açık bırakırsan.
And I'd suddenly dash to the window and break it open and shout to a passerby.
Birdenbire harekete geçip, camı kırarak gelen geçenden yardım isteyebilirim.
I should've left the window open.
Pencereyi açık bıraksam iyi olur.
The window was open, but the smoke didn't move.
Pencere açıktı, ama duman hareket etmedi.
- Yeah. The murderer comes in through that open window,
Katil o açık penecereden içeri girmiş,
Was the window open too?
Pencere de açık mıydı?
Then the window was left open.
Kar mı? O zaman pencere açık bırakılmış.
And like that first night, the window is wide open.
Ve tıpkı o ilk geceki gibi, pencere sonuna dek açık.
Was the window open?
Pencere açık mıydı?
Then I wait till the train goes over the bridge... in case her window is open and she should scream.
Kadının camının açık olması ve bağırması ihtimaline karşı tren köprüden geçene kadar bekleyeceğim.
Saw the window open, I was afraid you...
Pencereyi açık görünce, korktum, senin...
- Only I saw the window open, you see?
- Camı açık gördüm de, bakın.
I'll open the kitchen window.
Mutfak penceresini açarım.
Last night, wonder of wonders, I not only had a clean camp bed, but I was able to place it so it faced the open window and our friend, the moon.
Dün gece, harikalar harikası sadece temiz bir kamp yatağı edinmekle kalmadım onu açık pencereden, dostumuz Ay'ı görebilecek şekilde yerleştirdim.
If the shutters are open and there is a light in the window, you can stop by for your shirt.
Panjurlar açık ve içeride ışık varsa gömleğin için uğrayabilirsin.
The open window, for example.
Açık pencere mesela.
The window was open.
Pencere açıkmış.
The lady across the street looked right in the open window and saw the stabbing.
Caddenin karşısındaki bayan açık pencereden bıçaklamayı görmüş.
Say the given point is the open window of the room where the killing took place.
Farz edelim ki verilen nokta cinayetin işlendiği odanın açık penceresi olsun.
When the window's open, the train noise is almost unbearable.
Camlar açıkken, trenin sesi dayanılmaz oluyor.
You even left the window open! You get the hot flushes, not me!
Kar yağıyor pencereleri açmışsınız size sıcak geliyor galiba!
We left the window open, we'll have mosquitoes in the bedroom.
Pencereyi kim açtı? Bütün odaya sivrisinek dolmuş.
Well, assuming you're right, and he went in and never left, shouldn't the window be open wider?
Tamam, senin haklı olduğunu varsayarsak, adam içeri girdi ve bir daha çıkmadı, öyleyse bu pencerenin daha geniş açık olması gerekmez miydi?
I lifted several prints off the clamps you found by the open window.
Açık pencereden almış olduğun izlerden bir kaç parmak izi buldum.
I suppose if the window had been open, Rickson would've flown you into the room.
Cam açık olsa, herhalde Rickson sizi odaya camdan uçarak sokardı.
The window is open.
Cam açık kalmış.
He said : "If I die, leave the window open."
"Eğer ölürsem, pencereleri açık bırakın."
I just can't sleep with the window open.
Pencere açıkken uyuyamıyorum sadece.
open the door 2669
open the gate 269
open the gates 106
open the damn door 76
open the trunk 45
open the box 45
open the safe 26
open the fucking door 115
open the case 20
open the doors 75
open the gate 269
open the gates 106
open the damn door 76
open the trunk 45
open the box 45
open the safe 26
open the fucking door 115
open the case 20
open the doors 75
open them 61
open the bag 25
open the door now 39
open the hatch 29
open the 18
open the goddamn door 52
open the register 17
open the iris 28
open them up 18
the window 97
open the bag 25
open the door now 39
open the hatch 29
open the 18
open the goddamn door 52
open the register 17
open the iris 28
open them up 18
the window 97
the windows 34
windows 96
window 114
open your mind 30
open it 1442
open your mouth 357
open up 2215
open your eyes 699
open it up 264
open your heart 22
windows 96
window 114
open your mind 30
open it 1442
open your mouth 357
open up 2215
open your eyes 699
open it up 264
open your heart 22