Protect her tradutor Turco
3,493 parallel translation
I will protect her, no matter what happens.
Ne pahasına olursa olsun, onu korurum.
I need you to protect her.
- Onu koruman gerek.
Kaito : Watch over your mother, and protect her.
Kaito ; annene göz kulak ol ve onu koru.
I have to protect her!
Ona göz kulak olmam lazım!
I'll always protect her.
Daima onu koruyacağım.
I was just trying to protect her.
Ben onu korumaya çalışıyordum.
You were a lioness doing what she had to do to protect her cubs.
Siz yavrularını korumak için yapması gerekeni yapan bir dişi aslandınız.
But how am I supposed to lie to her and protect her at the same time?
Ama aynı anda ona hem yalan söyleyip hem de onu nasıl koruyabilirim ki?
Oliver, I only lied about Thea to protect her from Malcolm.
Oliver, sadece Thea'yı Malcolm'dan korumak için yalan söyledim.
We should leave her with something to protect herself, just in case.
Yanında kendini koruyabileceği bir şey bırakmalıyız, ne olur ne olmaz.
- We agreed to protect her from the truth.
- Onu gerçekten koruyacağımızda hemfikirdik.
Girl knows how to protect her brother.
Erkek kardeşini nasıl koruyacağını biliyor.
I told you I'd protect her and I did.
Sana onu koruyacağım... ... dedim ve korudum.
Who can protect her better than we?
Onu bizden daha iyi kim koruyabilir?
Well, she was trying to protect her children.
Çocuklarını korumaya çalışmış.
Maybe she has something to protect her from people like you ghosts, a familiar.
Belki de onun senin gibi hayaletlerden... korunmak için bir şeyleri var.
To protect her.
Onu korumak için.
He's obviously trying to protect her.
Onu korumaya çalıştığı çok açık.
And just because we didn't receive Kai's number doesn't mean we can't protect her too.
Kai'nin numarasının çıkmaması, onu da korumayacağımız anlamına gelmez.
Your job is to protect her, keep her safe.
Senin işin onu korumak ve güvende olmasını sağlamak.
Just as you're committing a felony to protect her, she committed crime after crime solely to protect you.
Onu korumak için suç işlemen gibi o da sırf seni korumak için suç üstüne suç işledi.
Look, you should be grateful that I manipulated my way in there to protect her.
Onu korumak için bir yolunu bulup orada kaldığım için minnettar olmalısın.
I suppose to protect her.
Sanırım onu korumak için.
She is sent to France to wed its next king, to save herself and her people, a bond that should protect her.
Kendisini ve halkını koruyacak bir bağ kurmak amacıyla Fransa'nın gelecek kralıyla evlenmek üzere Fransa'ya gönderildi.
You think you're here to protect her from me?
Sen buradasın düşünüyorum Benden onu korumak için?
So if I can protect her from reality a little while longer,
Ben onu korumak Yani eğer gerçek bir süre daha,
He would've died if I hadn't helped him, and I gave him my word to do whatever it takes to protect him.
Yardım etmeseydim ölecekti ve onu korumak için... -... her şeyi yapacağıma söz vermiştim.
Your girl has ripped her own eyes straight out of her skull for one reason only : to protect the coven.
Kızın, sırf tek bir sebepten ötürü kendi gözlerini başından söküp attı o da bu meclisi korumaktı.
Our dear Cordelia plucked her eyes out to protect this coven, and you have the gall to ignore my words of warning and support?
Canım Cordelia'm sırf bu meclisi korumak uğruna gözlerini çıkardı ve sen küstahça ikaz ve destek dolu sözlerimi görmezden mi geliyorsun?
My primary objective, always, is to protect the reputation of the Los Angeles Police Department.
Her zaman için önceliğim, Los Angeles Polis Teşkilatı'nın itibarını korumaktır.
All over Madagascar, the country's own scientists... are also working hard to protect the lemurs.
Madagaskar'ın her yerinde, ülkenin yerli bilim insanları da lemurları korumak için yoğun bir şekilde çalışıyor.
I'd do anything to protect them. My name is Bakri Deng...
Onları korumak için her şeyi yaparım.
My coven did everything in its power to protect you, but you're just too dangerous now.
Meclisim seni korumak için elinden gelen her şeyi yaptı ama artık fazla tehlikelisin.
Just looking for Luke, you know, Luke, who was here to protect you and Stefan, Luke, who's now missing because you and Stefan lied about where Enzo was, and now the travelers can find you,
Sadece Luke'u arıyorum, Luke biliyorsun seni ve Stefan'ı korumaya çalışan Luke senin ve Stefan'ın Enzo'nun nerede olduğu konusunda yalan söylediğiniz için neredeyse ölüyor olan ve şimdi ise gezginler seni bulabilirler, büyülerini yaparlar, ve bizi dünyanın her tarafından silerler.
And she would have done it, all to protect you, had I not stopped her.
Eğer onu durdurmasaydım seni korumak için babamızı öldürecekti.
I set out to protect Alana from bullies, but instead I had turned her into one.
Bu işe, Alana'yı zorbalardan korumak için girmiştim ama onun yerine, onu zorbaya çevirdim.
The people you work for- - they know you're here, so whatever secret you're trying to protect- -
Adına çalıştığın kişiler, burada olduğunu biliyor. O yüzden korumak istediğin sır her neyse...
You also said you'd do anything to protect your sister.
Kardeşini korumak için her şeyi yapacağını da söylemiştin.
We do the very best that we can... To protect you.
Seni korumak için elimizden gelen her şeyi yaparız.
Everything that I am doing I am doing to protect you.
Yaptığım her şey seni korumak için.
Every choice that I made, I made it to protect you.
Her kararı seni korumak için aldım.
When we ran, I knew every aspect of our lives would be under scrutiny. But I thought we could protect at least this.
Adaylığını koyduğunda, hayatımızın her bölümünün inceleneceğini bekliyordum ama en azından bunu koruyabileceğimizi düşünmüştüm.
You can't protect yourself from everything.
Kendini her şeyden koruyamazsın.
Vega agreed to protect us both from Castor if I helped her build the Suvek.
Vega, Suvek'i yaparsam bizi Castor'dan korumayı kabul etti. Hayatın tehlikedeydi.
If you continue to give me the nutrients to live, I will fully protect you from anything.
Eğer yaşamam için bana besin sağlamaya devam edersen seni her şeyden korurum.
Protect her.
- İÇ SES ] Bir kere daha sarılırdım ama ellerim soğuk bir kere daha bakardım ama gözlerim karanlık bazen cehennem dünyadadır bilmemeniz gereken cevaplardadır ama yine de sormanız gerekir. Kadir!
Dr. Hatake taught me to protect the research at all costs.
Doktor Hatake bana araştırmayı her şekilde korumayı öğretti.
Now, as discussed, Xander is always sacrificing his own well-being in order to protect Violet's peace of mind.
Şimdi, söz konusu olan Xander'ın her zaman Violet'in huzurunu korumak için kendini feda etmesi.
We will do anything to protect him.
O çok iyi bir polis. Onu korumak için her şeyi yaparız.
He wrote how he did everything to protect us.
Bu mektupta her şeyi bizi korumak için yaptığını yazmıştı.
I will always protect you, no matter what.
Her zaman seni koruyacağım, ne olursa olsun.
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313