Shall we say tradutor Turco
770 parallel translation
Money. - Shall we say $ 500?
- 500 Dolara ne dersiniz?
Shall we say noon tomorrow, Mr. Renault?
Yarın öğle vakti uygun mu Bay Renault?
Obviously, these two prisoners, and particularly the young lady... must be kept in someone's hands for, shall we say, safekeeping... but why your hands?
Açıkçası, bu iki mahkum, özellikle genç bayan emin ellerde olmalı, öyle ki ama neden senin emin ellerinde?
Shall we say 10 minutes?
10 dakika diyelim mi?
Shall we say tonight, maybe at 6 : 00?
Bu gece saat 6.00 da diyelim mi?
Shall we say 8 : 00?
Saat 8 diyelim mi?
Well, shall we say 170 yen?
Peki 170 yen diyelim mi?
Father... shall we say trout?
Baba... alabalık mı sipariş ediyoruz?
Well, sir, butlers can't help picking up scraps of news, shall we say?
Uşaklarının kulaklarının delik olduğunu söyleyebilirim efendim.
I found Mrs. Bullock at all times, shall we say, amusing.
Bayan Bullock'u birçok bakımdan eğlenceli biri olarak buldum.
Well, I believe that up there, where no white man's ever been before waits someone, or shall we say, something mysterious and formidable natives fear. A thing that doesn't want to be disturbed.
Bu güne kadar hiçbir beyazın gitmediği buralarda biri veya bir şey var diyelim ki, bu şey yerlilerin korktuğu, gizemli, yasak ve rahatsız edilmemesi gereken bir şey.
You want the matter-of-fact description of, shall we say, a detective?
Bir dedektif gibi en sıradan detayları öğrenmek istiyorsunuz.
Fine. Shall we say a 50-buck room, or would you prefer something better?
Güzel. 50 dolarlik oda mi, daha iyisini mi istersin?
I'm only glad to be so some help in, shall we say, Cupid's service.
Sadece, aşk tanrısının hizmetinde olmak bana mutluluk verir diyelim.
Love is a romantic designation for a most ordinary biological... or shall we say "chemical," process.
Aşk, en olağan biyolojik, ya da "kimyasal" da diyebiliriz... süreçler için verilmiş romantik bir addır.
The research on which you and he were collaborating... was interrupted by the unfortunate, uh, accident to Sir Michael, shall we say?
Araştırmalar onunla birlikte işbirliği yaptığını gösteriyor... Çok şanssızsınız. Küçük bir kaza diyebilir miyiz, Sör Michael?
- Shall we say overnight?
- Bir gecede desek?
And from my point of view, it's very refreshing... to fiind someone like yourself who's not entirely in tune, shall we say, with Manderley.
Ve benim fikrimce, sizin gibi birini bulması çok hayat verici bir şey, yani Manderley'e tamamen uyum sağlamamış birini, demek istiyorum.
I say, aren't you rather afraid that the prisoner, shall we say, might bolt?
Peki, mahkûm adayının tabanları yağlamasından hiç korkmuyor musunuz?
See, Mr. Spade, I'm trying to recover an ornament that, shall we say, has been mislaid.
Bakin Bay Spade, yanlislikla el degistirmis... bir süs esyasini geri almak pesindeyim.
Shall we say $ 100,000?
100.000 dolar kadar.
I'd like to have you just drop in unannounced... at, shall we say, 9 : 00?
Eve davetsiz olarak geleceksin. Saat 9 : 00, iyi mi?
Shall we say 6 : 00?
6 : 00 diyelim mi?
I ate everything the doctor forbade, and then... well, to make a long story short... shall we say, I fell asleep without realizing it.
Doktorun yasakladığı tüm şeylerden yemiştim ve sonra şey, uzun lafın kısası şöyle diyeyim, farkına varmadan uykuya daldım.
Shall we say... 5,000?
5,000 diyelim mi?
A decoy shall we say?
Kesinlikle.
- It's a little, shall we say, loud?
- Biraz, nasıl desek, gösterişli değil mi?
You could save Mr. Eddie a great deal of, shall we say, discomfort?
Yani Bay Eddie'yi tabiri caizse epey bir rahatsızlıktan kurtarabilirsiniz.
Shall we say from the MacDuffs?
MacDuffs'tan diyelim mi?
- Shall we say £ 16, Joseph? - Yeah.
- 16 pound diyelim mi Joseph?
For certain, shall we say, sentimental reasons I'm most anxious to get in touch with the purchasers.
Diyelim ki, bazı duygusal nedenlerle alıcılarla bağlantı kurmayı çok istiyorum.
I'd be willing to pay, shall we say, five pounds.
Diyelim ki, beş sterlin ödemeye hazırım.
Shall we say in half an hour?
Yarım saat sonra diyelim mi?
In spite of his goodness, she will give him up for someone inferior, if that someone is more, shall we say, attractive.
Ne kadar iyi biri olursa olsun, bir erkekten kolaylıkla vazgeçebilir, ve sözgelimi, daha çekici bir erkeğe kapılabilirler.
Or shall we say, the right thing at the wrong moment.
Ya da, doğru şey ve yanlış zaman mı desek?
There are not many better, shall we say?
İyi avukat fazla bulunmuyor, öyle değil mi?
- Shall we say Thursday, at six?
- Perşembe, altı diyelim mi?
Your guests were also wondering whether the music couldn't be a shade more on the, shall we say, happier side?
Konukların ayrıca müziğin biraz daha.. .. neşeli olup olamayacağını merak ediyorlar.
In the ladies'shall we say "lounge"?
Tuvalette mi, ya da "lobi" de mi diyelim?
" to encourage, shall we say, younger actresses,
.. Bayan Harrington'un desteklenmeyen fırsat mücadelesi..
Shall we say : day after tomorrow?
Ertesi gün mü söyleyeceğiz?
Shall we say we needed evidence?
Kanıta ihtiyacımız vardı.
- Before we get to any hanging, I shall have quite a lot to say.
İdam edilmeden önce, söyleyebileceğim şeyler var.
Tomorrow we shall have 10,000 volunteers to help them.
Yarın bu sayıya, 10.000 bin gönüllü daha katılacak.
- Shall we all go in to dinner? Your Honour.
- Yemeğe geçelim mi, Sayın Başkan?
We shall take that big fat cigar of Mr. Churchill's mouth and make him say,'Heil.'
Bay Churchill'in ağzındaki o koca puroyu alıp ona "Heil" dedireceğiz.
We three have admitted, shall I say, our guilt.
- Üçümüz suçlarımızı diyelim... kabul ettik.
And bear't before him. Thereby shall we shadow
Öyle yürüyelim ki... sayımız belli olmasın ;
- Let's get on, Counsel, shall we?
- Sayın Avukat, devam edebilir miyiz?
If you cannot be honest with me, we shall have nothing more to say to each other.
Bana karşı dürüst olmazsan daha fazla konuşmamıza gerek kalmaz.
We checked up... and as we could find no confirmation of any such shall I say "surreptitious friendship" between Mrs Riordan and Kronin we decided not to upset you needlessly.
Araştırdık... ve Bayan Riordan'la Kronin arasındaki "kaçamak dostluğu" onaylayacak bir şey bulmadıkça sizi üzmemeye karar verdiğimizi söylemeliyim.
shall we dance 102
shall we 2947
shall we go 391
shall we begin 132
shall we play 17
shall we start 30
shall we go for a walk 16
shall we eat 32
shall we get started 49
shall we play a game 18
shall we 2947
shall we go 391
shall we begin 132
shall we play 17
shall we start 30
shall we go for a walk 16
shall we eat 32
shall we get started 49
shall we play a game 18
shall we go in 53
shall we order 17
shall we continue 52
shall we sit 22
shall we sit down 24
shall we go inside 20
we say 131
sayonara 114
say hello to my little friend 37
say my name 79
shall we order 17
shall we continue 52
shall we sit 22
shall we sit down 24
shall we go inside 20
we say 131
sayonara 114
say hello to my little friend 37
say my name 79
saying 381
says 221
sayid 267
sayuri 58
say cheese 102
say it louder 17
say hi 185
say something 1124
say it like you mean it 26
say what now 22
says 221
sayid 267
sayuri 58
say cheese 102
say it louder 17
say hi 185
say something 1124
say it like you mean it 26
say what now 22
say your prayers 56
say it ain't so 28
say it again 435
say it out loud 26
say what 525
say something nice 28
says who 419
say your name 29
say something to me 20
say goodbye 109
say it ain't so 28
say it again 435
say it out loud 26
say what 525
say something nice 28
says who 419
say your name 29
say something to me 20
say goodbye 109