English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Sounds lovely

Sounds lovely tradutor Turco

190 parallel translation
- Sounds lovely.
- Kulağa hoş geliyor.
Sounds lovely.
Hoş görünüyor.
- Sounds lovely.
- Harika derim.
It sounds lovely, Uncle Carl, I'll be there.
Çok sevinirim, Carl Amca. Gelirim.
Sounds lovely.
Kulağa hoş geliyor.
- Sounds lovely.
- Harika görünüyor.
That sounds lovely.
Senin adına sevindim.
It sounds lovely.
- Ne sevecen.
- Sounds lovely.
- Çok güzel olur.
She sounds lovely.
Çok cana yakın biri olmalı.
- lt sounds lovely.
- Çok hoş olmalı.
[Coughing] That sounds lovely, dear.
¢ İ Kulağa çok hoş geliyor tatlım.
That sounds lovely.
Kulağa çok hoş geliyor.
Oh. Well, that sounds lovely, Dharma, and we'd be honored -
Bu kulağa çok hoş geliyor Dharma ve gelmekten onur..
- Sounds lovely.
- Hoş olur. Ne zaman?
That sounds lovely.
Çok güzel olmalı.
Oh, that sounds lovely.
Ne kadar harika.
That sounds lovely
Kulağa hoş geliyor.
Well, it all sounds lovely, but -
Hepsi kulağa hoş geliyor ama...
She sounds lovely!
Vay canına! Çok esaslı kadınmış!
That sounds lovely.
Çok hoş olur.
I've never seen her but she sounds lovely.
Onu hiç görmedim ama sesi çok tatlı.
- She sounds lovely.
- Kulağa hoş geliyor.
- It sounds lovely.
- 23'ü nasıl?
Tea sounds lovely.
- Çay iyi olur.
- A glass of champagne sounds lovely.
- Bir kadeh şampanya kulağa hoş geliyor.
Sounds lovely.
Kulağa çok hoş geliyor.
It sounds lovely, girls, but I don't wanna hear your friend's jaw flapping anymore, all right?
Kulağa hoş geliyor, kızlar, ama bir daha arkadaşınızın bu konuda konuşmasını istemiyorum, tamam mı?
It sounds lovely.
Kulağa hoş geliyor.
That sounds lovely.
Kulağa hoş geliyor.
Well, that sounds lovely.
Kulağa çok hoş geliyor. Ne zaman gidiyoruz?
That sounds lovely.
Ne güzel.
Well, that sounds lovely, but I really don't have the time.
Kulağa çok hoş geliyor, ama gerçekten hiç zamanım yok.
Well, that sounds lovely.
Kulağa çok hoş geliyor.
It sounds like a lovely idea, doesn't it?
Hoş bir fikir gibi geliyor, değil mi?
It sounds like si belle. "So lovely!"
Kulağa si belle gibi geliyor. "Çok güzel!"
How lovely it sounds.
Ya ben paranoyak olmuştum ya da bunlar bana santaj yapacaklar.
It sounds very lovely, Mother.
Kulağa çok hoş geliyor anne.
Well, I think that sounds positively lovely.
Bence bu kulağa gayet hoş geliyor sevgilim.
There's just, you know, the lovely waterfalls and the trickling fountains and the calming sounds of the babbling brook.
Orada sadece muhteşem şelaleler ve damlayan kaynaklar dere kenarında akan suyun rahatlatıcı sesleri var.
It sounds lovely, but I'm afraid I can't afford it.
Ton balığı ister misiniz? İyi olurdu ama o kadar param yok.
I was sitting at a piano, that lovely channel one, completely out of tune piano that just sounds...
Ve bu çok heyecan vericiydi. Ciddiyim.
Sounds, um, lovely.
Sesler, um, güzel.
It sounds like you gave her such a lovely party.
Görünüşe göre ona çok güzel bir parti hazırlamışsınız. - Oh! Evet.
That sounds lovely.
Onu getir ve Melissa'ya söyleme.
- Oh, it sounds lovely!
Harika gözüküyor!
This Captain Janeway sounds like a lovely woman.
Bu Kaptan Janeway bana çok hoş bir kadın gibi geliyor.
Sweetie, as lovely as that idea sounds, we're not perfect.
- Tatlım, kulağa çok hoş geliyor ama mükemmel değiliz.
Your majesty, forgive me for saying so... but that sounds... just lovely.
Majesteleri, beni affedin ama... bunlar sadece... hoş sözcükler.
Lovely as that sounds, I'm gonna have to take a rain check.
Kulağa hoş geliyor ama... Alacağım olsun, diyelim.
"It sounds like a carol. A brand-new lovely one, " but not one we've ever had before.
Seni güvende tutacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]