Lovely to see you tradutor Turco
504 parallel translation
- How lovely to see you.
- Seni görmek ne güzel.
So lovely to see you.
Sizi görmek çok hoş.
Darling, how lovely to see you!
Hayatım, seni görmek ne güzel!
- Lovely to see you.
- Gördüğüme sevindim.
John, how lovely to see you.
John, seni görmek ne güzel.
Oh, Henry, darling! How lovely to see you again.
- Henry, seni yeniden görmek ne güzel.
How lovely to see you
Seni görmek ne kadar güzel.
It was lovely to see you, Walker.
Seni görmek çok güzeldi, Walker.
How lovely to see you, darling.
Sizi gördüğüme sevindim sevgilim.
Stan, how lovely to see you. How are Judy and the children?
Stan, seni gördüğüme çok sevindim.
Lovely to see you.
Seni görmek güzeldi.
It's lovely to see you! I missed you.
Seni görmek ne güzel!
Lovely to see you.
Seni görmek ne hoş.
It's lovely to see you.
Sizi görmek çok güzel.
How lovely to see you back in Switzerland so soon.
Sizi bu kadar çabuk tekrar görmek ne güzel.
- How lovely to see you.
- Seni görmek ne hoş.
it's lovely to see you.
seni görmek çok hoş.
Lovely to see you.
Seni görmek ne güzel.
How lovely to see you!
Seni görmek ne güzel!
Lovely to see you. Champagne.
Sizi gördüğüme sevindim.
It's lovely to see you again.
Seni tekrar görmek çok güzel.
How lovely to see you.
Sizi görmek ne güzel.
How lovely to see you.
Seni görmek ne kadar güzel.
- Mrs Babcock, lovely to see you. - Oh, Miss Gregg.
Sizi görmek ne güzel.
How lovely to see you!
Seni görmek ne güzel.
Hello, Ann, how lovely to see you.
Merhaba Ann, seni görmek ne kadar güzel.
- Thank you, lovely to see you.
- Teşekkür ederim, seni görmek güzel.
Well, it's lovely to see you again, Pfister.
Şey, seni tekrar görmek çok güzel, Pfister.
Darling, it was lovely to see you. Here.
Sizi görmek güzeldi.
- Well, it's lovely to see you.
- Seni gördüğüme çok sevindim.
- It's so lovely to see you.
- Sizi görmek ne güzel.
- Yes, it's so lovely to see you.
- Seni yeniden görmek ne güzel.
I miss you all terribly, but it will be so lovely to see you when you return from Barbados.
Sizi çok özledim ama Barbados'tan döndüğünüz zaman sizi görmek harika olacak.
How lovely to see you here!
Seni burada görmek ne kadar güzel!
How lovely to see you, Miss Tate.
Sizi görmek ne hoş, Bayan Tate.
It's so lovely to see you.
Seni görmek öyle hoş ki.
Lovely to see you.
Seni görmek güzel.
How lovely to see you.
Seni görmek ne güzel.
And it's lovely to see you. But, alas, I'm afraid too late for you to vote.
- Seni görmek de güzel ama ne yazık ki oy kullanmak için artık çok geç.
It would be lovely to see you at our meeting this evening.
Bu akşamki toplantımızda seni aramızda görmek güzel olur.
Robert, did you happen to see the lovely present Martin gave me?
Robert, Martin'in bana verdiği harika hediyeyi gördün mü?
I wish to state categorically that all the statements made previously were facetious, that no invasion from Mars has taken place, and that the attractive costumes you see on these lovely earthlings are the final step in a gradual evolution
Kesinlikle söylemek istiyorum ki, daha önce verilen bütün söyleneler şakaymış, Marslıların istilası olamamış, o hoş yaratıkların üzerlerindeki çakici giysiler güzellikte sona doğru olan tedrici evrimleşmede son adımmış.
I have a lovely new specimen, but I can't wait to see you.
Hoş bir yeni örneğim var, seni görmek için sabırsızlanıyorum.
May I also say that I'm pleased to see you are not hiding your lovely hair under a hat.
Şunu da belirteyim ki... güzel saçlarınızı şapkayla saklamadığınıza da memnun oldum.
When you are awake your lovely eyes will be able to see clearly again.
Uyandığında o güzel gözlerin yeniden görebilecek.
Some lovely persons must have been so happy to see you again.
Bazı güzel insanlar, seni gördüklerine sevinmişlerdir.
- Oh, lovely to see you.
- Seni görmek çok güzel.
You know, Boris, this, I believe, is the first time you've had a chance, to see our lovely, lovely home!
Tamam. Hadi gidelim.
Who is this lovely young thing you came to see?
Hangi güzel fıstığı görmek için geldin?
See the lovely lady who's come to see you?
Seni görmeye gelen şu sevimli bayana baksana.
You see before you what I've been kind enough to call a rather lovely figure of a super and that's by and breastly as it should be.
Karşınızda duran şeye ben kibarca... süper dedim. Hem de göğsümü gere gere.
lovely to see you again 24
lovely to meet you 116
to see you 75
see you next time 81
see you tomorrow 1475
see you later 3234
see you in hell 54
see you soon 953
see you friday 34
see you next week 172
lovely to meet you 116
to see you 75
see you next time 81
see you tomorrow 1475
see you later 3234
see you in hell 54
see you soon 953
see you friday 34
see you next week 172
see you then 369
see you thursday 45
see you on the other side 84
see you in a bit 142
see you there 269
see you in the morning 210
see you 3366
see you tomorrow night 31
see you at school 34
see you later then 27
see you thursday 45
see you on the other side 84
see you in a bit 142
see you there 269
see you in the morning 210
see you 3366
see you tomorrow night 31
see you at school 34
see you later then 27