Than tradutor Turco
225,313 parallel translation
I mean, it's different than I expected.
Düşündüğümden farklı.
Well, he has way better cheeks than I do.
Onun yanakları benimkilerden daha iyi.
Ooh, this is already much worse than Clash of the Cupcakes.
Şimdiden Clash of the Cupcakes'ten kötü.
Yeah. Tonight definitely seemed more romantic than friendly. I would play it cool for the next couple weeks and see where it goes.
Bugün arkadaşça bir ortamdan çok romantik bir hava varmış ama birkaç hafta bir şey yapma, olayları akışına bırak.
Well, that sounds a whole lot better than what we're facing.
Bizim durumumuza kıyasla senin ki çok daha iyi duruyor.
I'd rather be on the run and stay alive than turn myself in.
Teslim olmaktansa, kaçarak hayatta kaldım.
I'm no different than you, sergeant.
Görevim seninkinden farklı değil, çavuş.
If you do anything other than stick to our story, this is all over.
Söylediğimizden farklı bir şey yaptığımız anda herşey biter.
This asteroid was only the size of a small house, but generated a force 30 times greater than the bomb at Hiroshima.
Bu asteroid sadece küçük bir ev kadardı ama Hiroşima'ya atılan bombadan otuz kat daha güçlüydü.
This is nothing more than routine maintenance required to keep our arsenals safe, secure and reliable.
Cephaneliklerimizi emniyetli, güvende ve sağlam tutmak için gereken rutin bakımdan ibaret.
Of the 30,000 people who work in the Pentagon, fewer than 40 have clearance.
Pentagon'da çalışan otuz bin kişiden kırktan azının buraya giriş izni var.
Mom, it's more dangerous to drive a car than go to Africa.
Bunu söyleyeceğini biliyordum, Anne. Araba sürmek, Afrika'dan daha tehlikeli.
Do you never imagine things are different than they are?
Hiçbir şeyi olduğundan farklı hayal etmez misin?
But nobody faster than Mrs. Hammond, because she knew he was going to make her pet his mouse.
En hızlı Bayan Hammond kaçardı. Çünkü ona faresini sevdireceğini bilirdi.
That child has endured more than any of us can know or imagine.
O çocuk bizlerin hayal edebileceğinden fazlasına katlandı.
It's been less than 12 hours Since we gave him the treatment.
Tedaviyi uygulayalı daha 12 saat bile olmadı.
The cancer's more invasive than we thought.
Kanser düşündüğümüzden daha invasif.
Unfortunately, there was More cancer than we had anticipated.
Ne yazık ki kanser düşündüğümüzden daha geniş bir alana yayılmıştı.
The love you have for your daughter is stronger than this.
Kızına duyduğun sevgi bundan daha güçlü.
But I know it's not about some stupid guy, Because it is so much deeper than that.
Fakat ben salağın teki için yazılmadığını, çok daha derin olduğunu biliyorum.
And there is no better man than you, my son, to raise an army and make every preparation for our defense.
Ve bir ordu toplayıp, savunmamız için gerekli her hazırlığı yapmaya senden uygun adam yok oğlum.
This is further than our people have ever come.
Halkımız hiç bu kadar uzaklara gelmemişti.
Further than ragnar dreamed.
Ragnar'ın hayallerinin bile ötesi.
There is no better man than you to make every preparation for our defense.
Savunmamızın hazırlıklarını senden daha iyi yapacak bir adam tanımıyorum.
An army bigger than ever before.
Her zamankinden daha büyük bir ordu.
Because I have a bad feeling that he will reach more fame than any of you.
Çünkü içimde, hepinizden daha fazla üne kavuşacağına dair bir his var.
And sooner rather than later.
Çabuk olması daha iyi.
Your age makes you believe you know more than you do.
Yaşın gereği, bildiğinden fazlasını bildiğini sanıyorsun.
And very soon, my son will be a better protector than I am.
* And very soon, my son will be a better protector than I am.
And I know that, more than anything, he wanted to build a farming community here.
Bir şeyi biliyorum ki her şeyden çok burada bir çiftçi topluluğu kurmak istedi.
This equipment is worth more than your lives.
Bu teçhizat sizin hayatlarınızdan daha değerli.
The Titans will be there in less than a minute.
Titanlar bir dakikadan kısa sürede orada olacak.
Don't make this weirder than it already is, Blood.
Bu tuhaf şeyi daha önce olduğu gibi tekrar yapma, Blood.
Could there be anything more perfect than you speaking a romance language?
Romantizmin dilini konuşabilmenden daha mükemmel bir şey olabilir mi?
I feel much older and wiser than before.
Kendimi daha önce olduğumdan olgun ve bilge hissediyorum.
So it's more than possible that when Gilbert finally comes back to school, he'll be an orphan.
Bu yüzden, Gilbert sonunda okula geri dönebildiğinde o da bir yetim olacak.
Other than the fact that it's too big for your head?
Kafanda büyük durmuş olması dışında mı? Büyüyünce tam olur.
Being an orphan has its challenges, but you already have so many advantages, you'll be much better off than I was.
Yetimlik çok zordur ama senin pek çok avantajın olduğu için durumun benimkinden iyi olacak.
There's more than enough time for you to figure out what you want and what you're good at.
Ne istediğine ve neyi iyi yapabildiğine karar vermek için yeterince vaktin olacak.
I know so much more now than I did then.
Artık o zaman bildiklerimden daha fazlasını biliyorum.
Cooler, there's more to a relationship than "doing the deed."
Cooler, ilişkide "mercimeği fırına vermek" ten fazlası vardır.
Just remember, no more than two electrical appliances at the same time.
Sadece şunu unutma, aynı anda ikiden fazla elektrikli alet kullanma.
I don't like these budget cuts any more than you do, but I want you to know I'm in this with you.
Ben de sizler gibi bu bütçe kesintilerinden hoşlanmıyorum ama bu konuda sizden yana olduğumu bilin.
It's bigger than it looks.
- Göründüğünden daha büyüktür.
But if we were interested, It would take a hell of a lot more than what you offered.
- Ama ilgilenseydik teklif ettiğinden çok daha fazlasını isterdik.
Your friendship means more to me than this stupid apron.
Dostluğunuz benim için bu salak önlükten daha önemli.
We can't let him nap for more than two hours Because of the concussion.
Sarsıntıdan ötürü iki saatten fazla uyumaması lazım.
Better than here!
Buradan iyiydi.
Better than fine.
Hiçbir sıkıntı çıkmayacak.
Than the air, so they won't rupture.
Yırtılmayı önler.
I'd rather be pregnant than menstruating.
Hamile olmayı âdet görmeye tercih ederim.
thank you 126302
thanks 59401
thank god 4623
thank you very much 5591
thank 280
thanksgiving 89
thank you for your attention 27
thank you for your concern 101
thank you for understanding 58
thanks for letting me know 59
thanks 59401
thank god 4623
thank you very much 5591
thank 280
thanksgiving 89
thank you for your attention 27
thank you for your concern 101
thank you for understanding 58
thanks for letting me know 59