The details tradutor Turco
6,105 parallel translation
I need the jury to focus on the details of this case, not some ridiculous costume.
Jürinin dikkatini davanın detaylarına vermesini istiyorum saçma sapan bir kostüme değil.
Well, I didn't even finish with the details...
Daha detayları bile bitirmedim.
I spoke to the attending priest, and he told me all the details.
Rahiple konuştum, bana her şeyi anlattı.
I don't know. It was a long time ago. Only Margaret knows all the details.
Bilmiyorum... çok uzun zaman önceydi, tüm detayları yalnızca Margaret biliyor.
Just get me the details.
Yapmam gerekeni soyle.
Maybe that'll help you remember some of the details.
Belki bazı detayları hatırlamana yardımcı olur. Tamam, dur, bekle!
- in the details of my hair, are you?
- ilgilenmiyorsun, değil mi?
I spoke to the attending priest and after some firm persuasion, he told me all the details.
Kilisede görevli olan rahiple konuşmuştum, bazı ikna çabalarımdan sonra bana işin aslını anlatmıştı.
The details escaped me.
O sırada unutmuş olmalıyım.
I'll post the details online
Detayları internetten yollarım.
Now, I admit I'm a little sketchy on the details of the mission and the nemesis, but bottom line is Lance embarked on a mission.
Kabul ediyorum, teroimde görev ve düşman hakkındaki detaylar biraz belirsiz ama olayın ana fikri Lance bir göreve hazırlanıyordu.
I don't know the details either so ask him yourself if you're curious.
Detayları ben de bilmiyorum. Merak ediyorsan git ona sor.
Remember the details.
Detayları unutmayın.
You don't need to know the details.
Detayları bilmene gerek yok.
.. I would like to send the details over straight away..
.. detaylarla ilgili belgeleri gönderiyorum..
You know, I don't know all the details of you.
Hakkındaki detayları bilmiyorum.
- I'm above the details.
- Detaylara takılmam.
We'd said nothing of the details of our survival to anyone.
Hayatta kalışımızın detaylarını hiç kimseyle paylaşmadık.
Oh, my God. Judy, the details.
Judy detayları anlatır mısın?
Well, I don't-I don't need the details.
Ayrıntıları bilmeme gere yok.
- You pick at the details, you're missing the entire context of this thing.
Ayrıntılardan bahsedip asıl meseleden uzaklaşıyorsun!
But you can change the details.
Fakat ayrıntıları değiştirebilirsin.
The details will sent via this signal shortly.
Detaylar yakında bu sinyalden gönderilecek.
I'll text you the details.
Ayrıntıları mesaj atarım.
I've written out the details.
Detayları yazdım.
Of course. But I will not bother our master with the details at this time.
Şimdilik sizi detaylar ile sıkmayayım.
Look, we'll work out the details later.
- Detayları daha sonra konuşuruz.
I know, My uncle gave me all the details.
Amcam bütün ayrıntıları vermişti. Tamam.
But I have recorded all the details, and tried to follow protocol.
Ama bütün detayları kaydettim, ve protokolü de takip etmeye çalıştım.
The details are as important to me as the fact that it's a DeLorean.
Detaylar benim için, onun bir Delorean olduğu gerçeği kadar önemli.
I'm like, "You're gonna skimp on the details, " Why don't you use a Fiero or something? "
"Detayları savsaklayacaksan, neden bir" "Fiero falan kullanmıyorsun?" diyorum kendime.
Any amount you decide on, Mercedes will process it now, mail you the papers, we'll take care of it, adjust the details,
... karar vereceğin miktarı Mercedes işleme sokacak, evrakları sana e-posta ile yollayacak.
Well, I-I've just been thinking about this for a few months, and I'm... A-and I'm trying to remember the... the details.
Birkaç aydır bunu düşünüyordum ve ben ve detayları hatırlamaya çalışıyorum.
I can't discuss the details of an ongoing investigation.
Devam eden bir sorusturmanin detaylarini söyleyemem.
Jamieson, let's get the details to Immigration.
Jamieson, Göçmen birimini bilgilendirin.
When Ashley was telling you all the juicy details of my past, did she happen to mention Jack?
Ashley sana geçmişimle ilgili bütün ilginç şeyleri anlatırken Jack'e ne olduğundan da bahsetti mi?
The smallest details can really help.
En küçük ayrıntılar bile yardımcı olabilir.
Let me pull up the job details.
Durun görev detaylarına bir bakayım.
Just a couple more little Justice of the Peace details.
Birkaç Sulh Hâkimi ayrıntısı daha.
Before deciding on the actual details of my plan, I used my position at the steel works to steal a total of 250 pieces of pressed gunpowder
Planımın ayrıntılarına karar vermeden önce... çelik işindeki pozisyonumu fırsat bilip,... toplam 250 parça preslenmiş barut çaldım.
Ooh, I'd love to hear all the juicy details.
En ince ayrıntısına kadar duymak isterdim.
And Robin here wants all the disgusting details.
Ve Robin tüm mide bulandırıcı detayları istiyor.
I'm not gonna get into details on the phone.
Telefonda daha fazla detaya girmek istemiyorum.
I can neither confirm nor deny details of any operation without the Secretary's approval.
Bakanlık'ın izni olmadan herhangi bir operasyonun detaylarını ne onaylayabilir ne de yalanlayabilirim.
- Okay. - I'll email you the details.
- Bu bizim için bir fırsat olabilir.
Uh, well, you know, we had some... some things to go over, some details about the show.
Birkaç şeyi gözden geçirdik, sergiyle ilgili birkaç ayrıntıyı.
- -details of the rescue...
Kurtarmanın detayları ise- -
She will call you later with all the gory details.
Daha sonra tüm kanlı detayları vermek için kendisi sizi arayacak.
All right. Just give me the gory details.
İlginç ayrıntıları ver.
I'm sorry, The donor's details are confidential.
Özür dilerim, Donör bilgileri gizlidir.
Get her details out to the police, MI5, the media.
Polisten, MI5'ten ve medyadan gereken ayrintilari topla.
details 181
the doors 46
the door is locked 37
the day 56
the day before yesterday 39
the duck 18
the duke 46
the door was open 152
the door is open 55
the day after tomorrow 108
the doors 46
the door is locked 37
the day 56
the day before yesterday 39
the duck 18
the duke 46
the door was open 152
the door is open 55
the day after tomorrow 108
the devil 179
the dog 197
the door is closed 18
the dress 56
the day before 49
the dogs 39
the d 504
the door was locked 29
the day after 57
the door opened 17
the dog 197
the door is closed 18
the dress 56
the day before 49
the dogs 39
the d 504
the door was locked 29
the day after 57
the door opened 17
the door 306
the day she died 19
the door's open 68
the doctor 415
the date 58
the door was unlocked 33
the deal is off 49
the doctor said 57
the dead 45
the dragon 58
the day she died 19
the door's open 68
the doctor 415
the date 58
the door was unlocked 33
the deal is off 49
the doctor said 57
the dead 45
the dragon 58