English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / The dead

The dead tradutor Turco

34,129 parallel translation
Exactly what I need to bring back the dead.
İşte ölüyü diriltmek için ihtiyacım olan şey.
The Thorn found in the dead body is from a Brevakk.
- Evet. Cesette bulunan diken bir Brevakk'a aitmiş.
So, I analyzed the laptops of the dead scientists up at Thorul.
Thorul'daki ölü bilim adamlarının bilgisayarlarını inceledim.
Not a lot of people know her name, but she is at the dead center of 1960s politics.
Çoğu kişi adını bilmez ama 1960'ların politikasında önemli yer tutar.
Use the dead bolt.
Asma kilidi tak.
Not to speak ill of the dead, but Omar wasn't exactly a rock star.
Ölünün arkasından konuşmak gibi olmasın ama Omar pek de sevilen biri değildi.
It was discovered the dead man had a cellphone, believed to be missing or taken during his murder.
Ölü adamın, kayıp veya cinayeti esnasında çalındığı düşünülen bir telefonu vardı.
The daughter of the constable will return to the land of the living once all the constables enter the land of the dead.
Tüm yüksek memurlar ölüler diyarına katılmadıkça, Yüksek memurun kızı, yaşayanlar dünyasına dönmeyecek.
The lab updated the list of confirmed dead.
Labaratuvar onaylanmış ölüler listesini güncelledi.
The past is never dead.
Geçmiş asla ölmedi.
from Congress and the Supreme Court... and FBI Director Jacobs is also confirmed dead.
Bunlar şimdiye kadar Kongre'den ve Yargı'dan kimliklerini tespit edebildiklerimiz. ... ve FBI Müdürü Jacob'ın öldüğü de doğrulandı.
Most hospitals have one straight from the alley to the morgue so the patients don't have to see dead bodies.
Çoğu hastanede, koridordan direkt morga inen bir tane vardır böylece hastalar ölü insanları ortada görmezler.
Every time we get nearly killed, you come down here to talk to your dead dad, and I'm the weird one?
Ne zaman ölümle burun buruna gelsek,... buraya gelip babanla konuşuyorsun,... ve tuhaf olan ben oluyorum öyle mi?
He'll be dead in about four minutes unless you do the surgery now.
Hemen müdahele etmezsen,... birkaç dakika içinde ölecek.
I die out there surrounded by randos, the D-77 guys see my dead body and... bug out.
D-77'li herifler öldüğüme inanacaklar... ve tüyecekler.
When I went through all this, all the websites, and I didn't see "Hero Cop Dead,"
Bunlara ve internete baktım ve "kahraman polis öldü" haberini görmedim.
So the Federal Reserve, that's a dead end?
Yani Merkez Bankası, çıkmaz sokak mı?
The guy who killed his wife was found dead last week.
Karısını öldüren adam geçen hafta ölü bulunmuş.
All the aliens are dead!
Tüm uzaylılar öldü!
A few weeks later, Mike was dead and that was the end of it.
Birkaç hafta sonra Mike öldü. Ve bu herşeyin sonuydu.
I couldn't stand Mike, but I was the last person who wanted him dead.
Mike'a dayanamıyordum. Ama onun ölmesini isteyecek son kişi benimdir.
Except the humvee's dead and the foot path is rough, but you can follow me.
- Tabii ama araçlar çalışmıyor. Yol da biraz engebeli.
So, the walking dead.
Yürüyen ölü işte.
Which, the more you learn about father, Curtis, it makes sense,'cause he regularly beat her and both of the boys, and then he dropped dead of a heart attack about a year ago.
Baba Curtis'i tanıyınca da aslında mantıklı geliyor çünkü karısını ve çocuklarını devamlı dövüyormuş. Yaklaşık bir yıl önce kalp krizinden ölmüş.
You send her to Quantico, speak at her graduation, get her a job as a profiler, and she ends up dead at the hands of a serial killer.
Onu Quantico'ya yolladın, mezuniyetinde konuşma yaptın, profil uzmanı olarak işe soktun, ama sonra bir seri katilin ellerinde can verdi.
If we go by the book on this, he'll be dead in 24 hours.
Rog. Kuralına göre oynarsak.. 24 saat içinde ölmüş olacak.
A young woman is dead, shot with a.380, no fingerprints found at the scene.
Genç bir kız 3-80 model bir silahla öldü. Olay yerinde parmak izine rastlanmadı.
I know I messed up, but I want you and Mom to know that's-that's not the man I'm trying to be. ( sighs ) One inch to the left, and he would've been dead.
Biliyorum, durumu berbat ettim ama annemle senin, bilmenizi istiyorum ki... böyle biri olmaya çalışmıyorum.
Most of the vets in Jackson's group therapy are dead.
Jackson'ın grup terapisindeki gazilerin çoğu öldü.
But I don't like the fact that six out of a hundred patients will be dead by that time, which is where... this comes in.
Fakat hastaların yüzde altısının bu süre içinde öldüğü gerçeğinden hoşlanmıyorum. İşte burada bu devreye giriyor.
I keep thinking we're gonna come across the bones of a dead pizza guy.
Ölü bir pizzacı adamın kemiklerine rastlayacağımızı düşünüp duruyorum.
Am I to believe the Führer is dead?
Führer'in öldüğüne inanmam mı gerekiyor?
A Navy SEAL team led by Commander Max Clarkson will enter the Republic of Algeria and capture dead or alive Majid Nassar, leader of the Al-Sakar terrorist group.
Komutan Max Clarkson liderliğindeki bir deniz komandosu ekibi Cezayir Cumhuriyeti'ne girecek. El-Sakar isimli terörist grubun lideri Majid Nassar'ı ölü ya da diri ele geçirecek.
And he's dead because of the orders I gave him.
Ona emir verdiğim için öldü.
Yeah, four dead at the CDC.
Evet, CDC'de dört ölü.
I wanted the son of a bitch dead for a long time, but... family is family.
Orospu evladının uzun süredir ölmesini istiyorum ama aile ailedir.
- What do you- - - I think privacy is dead, and you were one of the first people to do that.
Özel hayat öldü ve bunu yapanlardan ilki sendin.
But what it really is, is you dead at the scene.
Öyleyse olay yerinde öldün demektir.
I'm getting at the kempeitai sparing your life instead of shooting you dead.
Sizi öldürmek yerine hayatınızı bağışlayan Kempeitai'den buluyorum.
Once the entire family is dead, the patriarch typically commits or attempts to commit suicide.
Tüm aile ortadan kalkınca da intihar eder ya da intihara teşebbüs eder.
He told you your father was dead, but thanks to you- - what you did on the water- - I'm very much alive.
Sana babanın öldüğünü söyledi, ama senin sayende- - suda yaptıkların sayesinde- - oldukça hayattayım.
Had you and your Jedi not captured me, I'd be dead alongside my men, executed by the Empire.
Sen ve Jedi'ın beni yakalamış olmasaydınız ben de adamlarımla birlikte İmparatorluk tarafından öldürülmüş olurdum.
And do not put that in the old mail, soy sauce, dead battery drawer.
Bunu eski postalara, soya sosuna ve ölü pillerin olduğu çekmeceye koyma.
The director wants a report if you catch Scratch dead or alive.
Direktör Tırmık'ı ölü mü diri mi yakaladığınızı bilmek istiyor.
She was found dead on the hood of a wrecked Ferrari that you bought about six weeks ago.
6 hafta önce aldığınız Ferrari'nin... hurdaya dönmüş kaputunun üstünde... ölü bulundu.
She was found dead on the hood of your car, Dylan!
Kız senin arabanın kaputunda ölü bulundu, Dylan!
In an effort to impress that will, no doubt, go unnoticed, I looked into the other dead women.
Bunu kesinleştirmek için... şüphesiz fark edilmeyecek... diğer ölü kadınları araştırdım.
Happy, the clinic's locked, and this guy's dead if I don't get him serum.
Happy, klinik kapalı ve serum vermezsem bu adam ölür.
The Evil Queen paid a visit to my shop after you left her for dead.
Siz, Kötü Kraliçeyi öldü sanıp bıraktıktan sonra dükkânıma kısa bir ziyarette bulundu.
- The cops are looking for us, and a madman wants us dead.
Polisler bizi arıyor ve delinin teki bizi öldürmeye çalışıyor. 9-9 buraya gelene kadar ortalarda pek dolaşmamalıyız.
Are all the terrorists dead back there?
Arkadaki tüm teröristler öldü mü?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]