The joke's on you tradutor Turco
114 parallel translation
If you don't find your necklace, the joke's on you... because it's not insured.
Eğer kolyeni bulamazsan ihale sana kalır... çünkü sigortalı değil.
Laugh, Curtin, old boy, it's a great joke played on us... by the lord of fate or nature, whatever you prefer... but whoever or whatever played it certainly had a sense of humor!
Gülelim Curtin, bize yapılan bir şaka bu... Tanrı, kader veya doğanın şakası, ne dersen de... ama şakayı yapan her kimse mizah duygusu çok kuvvetliymiş!
The joke's on you pal...
Şaka yapıyorsun dostum...
Well, Dutch, the joke's on you.
Şey, Dutch, sana şaka yaptık.
Um, this is a joke, uh, uh... about a census taker who was, uh... up in the Ozark Mountains and, uh... he went up to this - to this little shack, you know... and he knocked on the door and -
Um, bu şaka, uh, uh - bir nüfus memuru hakkında... o Ozark dağlarına gitmiş ve... tırmanmış ve - küçük bir kulübenin, bilirsin... kapısını çalmış ve -
See, it's jokes on any subject, You tell the subject and the bear does a joke on it,
Herhangi bir konuda espiri. Konuyu söyle ve ayı da onunla ilgili espiriyi yapsın.
What a joke on the ants that admire you.
Karıncalar için söylenen bir fıkra size ne kadar da yakışıyor.
It's that girl who played the joke on you
Seninle oyun oynayan o kız mıymış?
Well, the joke's on you, Dad. No. Actually, the joke's on me.
Çünkü annen tamponunda "Eğer bu minibüs salanıyorsa kapıyı çalmayın'." yazan bir minibüsle gitmiyor.
But this time, baby The joke's on you
Ama bu defa bebek, sen şakalandın.
Well, the joke's on you.
Bak, şakalanan sen oldun.
- You mind letting me in on the joke?
- Sırrını bana da anlatmak ister misin?
The joke's on you, buddy.
Faka bastın, dostum.
The joke's on you, sucker.
Faka bastın, enayi.
No, look, what you saw was Phoebe's fingers pushing the pointer. There's nothing in that attic. She's playing a joke on us.
hayır, bak, senin gördüğün şeyi Phoebe yaptı tavan arasında hiç bir şey yok.
[All Laughing ] [ Chuckles] Ah, the joke's on you.
Oh canımıza değsin.
But if you load the Kill Switch, what's to stop it from playing a funny joke on us?
Pekâlâ, eğer Yok edici Anahtar'ı yüklersen onu bize başka bir şaka yapmaktan ne alıkoyacak?
- Joke if you want. But when a guy like Rafe doubles the bet we got on it I'd say he's feeling pretty confident.
Eğer istiyorsan dalga geç, ama Rafe gibi bir adam üzerine iddiaya girdiğimiz bahsi ikiye katladığı zaman... oldukça rahat hissettiğini söyleyebilirim.
But I'm married to you, so the joke's on me.
Fakat seninle evliyim, o yüzden gelen espriler bana da gelmiş oluyor.
Well, the joke's on you...'cause this Chinaman's hung like a fucking...
Ama bunu üzerine alınma. Çünkü Çinli erkekler söz konusu olunda durum aslında...
Laugh it up, but the joke's on you because we don't need to get divorced.
Gülün bakalım, ama son gülen ben olacağım çünkü boşanmamıza gerek yok.
This goo on the glove you gave me... is this a joke?
Eldivene bulaşmış olan sıvı.
But the joke's on you
O evi nasıl alacağımızı bulmamız gerekiyor.
The Fleet's playing a joke on you.
Filo size şaka yapıyor.
Maybe I'll make a joke on you and bring a detachment of colonial police up the river.
Belki ben de size bir şaka yaparım, ve nehrin yukarısından bir müfreze koloni polisi getiririm.
I should have known, this is what you do with every guy that you meet, but... the joke's on me, isn't it. I should have known.
Bu hiç adil değil.
The fleet's playing a joke on you.
Filo karargâhı sana şaka yapıyor olmalı.
If there was no money and everything depended on your moral standards and the way you treated people, we'd be millionaires. It's no joke.
Bu bir şaka değil.
" Yeah, the joke's on me for believing you could take care of a simple report.
" Evet, senin bu işi yapabileceğini düşünmüş olmam bana yapılacak en büyük şaka.
- Wake up, pretty girl. The joke's on you!
- Uyan, tatlı kız.
Well, the joke's on you, Christian.
Kendinle dalga geç, Christian.
- Robert, I have to ask you to excuse us. - The problem is, the joke's on him.
Fakat bu kaderin bir cilvesi.
Yeah, well, the joke's on you, smart guy.
Evet, peki, son gülen sensin, zeki çocuk.
Well, the joke's on you because this year
Şey, Şaka artık sende. Çünkü bu yıl
Look, if this is some joke your friends put you up to, you knocked on the wrong door.
Bak, eğer bu, arkadaşlarının teşvik ettiği bir şakaysa, yanlış kapıyı çaldın.
- Okay. Maybe if we come up with a catchy phrase. You know, something funny so it seems like we're in on the joke, you know?
Tamam, belki Yara ve Çıbanı kullanıp akılda kalıcı bir söz bulursak espriyi anlamışız gibi olur.
Yeah but this time the joke's on you.
Bu sefer şaka kaka olacak
You've got to know where to strike, or the joke's on you...
Ee, kime vuracağunu bileceksün madem sır gayb alemindeki yerine dönmüştür,
My character on East Enders, he started out as an interesting three-dimensional person, but then over the years the writers turned him into a joke, and that's why I walked away, you know, it wasn't what I wanted to do.
EastEnders'da başta ilginç bir karakterim vardı ama sonra yazarlar onu sığlaştırdı. Bu yüzden bıraktım. Bunu yapmak istememiştim.
You got anything on the railing? That's a joke, right?
Tırabzandan bir şey buldun mu?
A hug was what he wanted, a wink, and a quick "the joke's on you."
İstediği kucaklanmak, göz kırpıp ufak bir şaka yapılmasıydı.
Looks like the joke's on you.
Evet.
Everybody wants to go to their own funeral. Oh, and the joke's on anyone who ever gave a rat's ass about you!
Sorun da o ya, kimsenin umurunda değilim.
The joke's on you, pretty boy.
Şakamı yapıyorsun şirin çocuk.
Well, the joke's on you'cause I'm outta here.
Güzel espri çünkü ben buradan gidiyorum.
I guess that's funny to somebody. But when we get a warrant for your dna and match it to the semen we found in lauren and emily, the joke is going to be on you, pal.
Sanırım bu birileri için komik olabilir, ama senden DNA örneği almak için mahkeme izni alıp, bunu Lauren ve Emily'de bulduğumuz spermle eşleştirirsek, o şaka sen olacaksın bayım.
Were you just playing a joke on the smart girl who's too dumb to realise you're a maharajah?
Bir maharaca olduğunu fark edemeyecek kadar salak olan ukala kıza şaka mı yaptın yoksa?
But the joke's on you, because there is nothing there.
Fakat elinde patlıyor, çünkü ortada hiçbir şey yok.
" You know, here I've been a comedian all my life, and now the big joke's on me,
Tüm hayatım boyunca komedyen oldum. Ve şimdi, yapılabilecek en büyük şaka bana yapılıyor.
You wanna let us in on the joke?
Bize de açıklar mısın?
If I had a dollar for every broken-home joke I'd have enough to buy Comic-Con tickets for you and all the other orc-mage failures on your buddy list.
Eğer her ev şakan için para alsaydım senin için Comic-Con bileti almaya yeterli param olurdu ve diğer tüm arkadaş listendeki Orc-Mage başarısızlıklarını.
joke's on you 46
on your behalf 19
on your mark 94
on your knees 587
on your bike 16
on your marks 92
on your right 71
on your birthday 23
on your left 74
on your way 112
on your behalf 19
on your mark 94
on your knees 587
on your bike 16
on your marks 92
on your right 71
on your birthday 23
on your left 74
on your way 112
on your knees now 16
on your feet 441
on your toes 27
on your desk 31
on your own 129
on your stomach 27
on your head 43
on your way out 27
on your side 26
on your 38
on your feet 441
on your toes 27
on your desk 31
on your own 129
on your stomach 27
on your head 43
on your way out 27
on your side 26
on your 38
on your back 34
on you 192
on your face 24
on you go 57
the job 92
the jackal 21
the jerk 21
the jury 73
the job is yours 18
the judge 91
on you 192
on your face 24
on you go 57
the job 92
the jackal 21
the jerk 21
the jury 73
the job is yours 18
the judge 91
the journalist 20
the jig is up 42
the jungle 18
the journal 25
the jacket 34
the japanese 30
the jews 43
the janitor 33
the jig is up 42
the jungle 18
the journal 25
the jacket 34
the japanese 30
the jews 43
the janitor 33