English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ U ] / Underbelly

Underbelly tradutor Turco

135 parallel translation
I do know that in these document Mr. Churchill keeps referring to the'soft underbelly of Europe.'
Bildiğim, bay Churchill'in bu belgelerde sürekli "Avrupa'nın yumuşak karnı" na atıfta bulunduğudur.
Uh, we shall do the main attack in the soft underbelly of Monte Carlo, right here.
Ana saldırıyı tam buraya Monte Carlo'nun yumuşak karnına yapacağız.
In the 5th century, as the once-mighty Roman Empire crumbled, the soft underbelly of Western Europe lay invitingly exposed to the barbarian hordes to the East.
Beşinci yüzyılda, bir zamanların güçlü Roma İmparatorluğu dağıldığında Batı Avrupa'nın yumuşak karnı doğunun barbar kavimlerine karşı davetkar biçimde korunmasız kaldı.
A row of pitiful people... from the underbelly of our society.
Toplumun alt kesiminden zavallı insanlar...
"you have green, scaly skin " and a soft yellow underbelly " with a series of finlike ridges
Yeşil, pullu derin var karnın yumuşak, sarı ve kuyruğuna uzanan yüzgeç benzeri çıkıntılar var.
"The Mediterranean is the soff underbelly of the crocodile."
"Akdeniz, timsahın yumuşak karnıdır."
The British, the British Chiefs of Staff, Churchill, were all in favour of the future of the campaign being carried out through Italy and hitting at the underside of the underbelly of the Germans, moving up and eventually joining up with the Russians.
İngilizler, İngiliz Genel Kurmay Başkanı ve Churchill operasyonun geleceğinin İtalya üzerinden gerçekleşmesinden ve Almanlara bel altı hizasından vurup ilerlemekten ve sonucunda Ruslarla buluşmaktan yanaydılar.
Uh, well, in my line of work, Dad, there are times, when you have to stand up to life ´ s, eh, underbelly.
Benim işimde, baba, bazı zamanlar vardır ki, hayatını kaptıracağın, zarar göreceğin.
It was Diane's idea to expose you to Boston's seamy underbelly.
Boston'un kötü bölgesini göstermek Diane'in fikriydi.
The doorway to the seedy underbelly of London.
Londra'nın bacak arasına açılan kapı!
♪ The underbelly of night ♪
§ Gecenin karnı
A haven for the mongrel scum of the Earth... an engorged parasite on the underbelly of the West.
Dünyadaki tüm pislikler için bir cennet. Batının kanını emen bir parazit.
I've seen your kind before, the underbelly of crime.
Senin gibileri bilirim, suçun hassas noktası.
I'll use this to peer into Springfield's seamy underbelly.
Bu teleskopla Springfield'in arka yüzünü gözlemleyeceğim.
[Scorsese] Film noir revealed the dark underbelly... of American urban life.
Kara film, Amerikan kent yaşamının karanlık yüzünü ortaya çıkardı.
Man, talk about the ugly underbelly of society.
Toplumun çirkin göbeklilerinden konuşalım bence.
- Get her underbelly.
- Onu karnının altından tut.
So now that your... soft underbelly is all exposed...
Ama şimdi o yumuşak yanın tamamen ortaya çıktı.
You want us to just check our ethics at the door... and hobnob with a bunch of corrupt power brokers... without uttering what we know to be the truth... ofthe dark underbelly ofthe American political machine?
Etiğimizi kapıda bırakıp... bir takım yozlaşmış borsacı ile arkadaşlık yapmamızı... ve karanlık Amerikan politika makinesi hakkında... doğru bildiğimizi söylemememizi mi istiyorsun.
Check the mesodermic follicles on its underbelly.
Karnının altındaki şu çıkıntılara bakın.
You're deep in the underbelly of the Omega 13!
- Ne? - Omega 13'ün içindesiniz!
But every community has its dark underbelly don't you think?
Fakat her topluluğun bir yumuşak karnı vardır. Öyle düşünmüyor musunuz?
We don't have any underbelly.
Bizim yumuşak karnımız yok.
So you've discovered the seamy underbelly of a candy-coated America.
Amerikan ceketlerinin bel altlarının dikişli olduğunun farkına vardın, öyle mi?
Soon members of the math club will be attaching themselves to your underbelly.
Matematik kulübü üyeleri senin gibi olmak için senden tavsiye almaya gelecekler.
Let's get down to the underbelly of these two characters.
Biraz belden aşağıya geçelim. İki karakter var.
This round-the-clock exposure to the seamy underbelly. It's a job, Scully.
Bu çirkin tarafa 24 saat maruz kalmak.
It's dressed up nicer, but underneath the surface it's the same seamy underbelly.
Giyinip süslenir ama dış görünüşün altında aynı kirli çamaşırlar.
There's a seedy underbelly to the postal service.
Postacılığın tuHaf bir yönü var.
You don't see me tickling Agent Cassavettes'underbelly, do you?
Beni hiç Ajan Cassavettes'in karnını gıdıklarken gördün mü?
But then again, I'm from the underbelly of society, so...
Fakat üstelik toplumun alt kesiminden biriyim. Bu yüzden...
Yeah, someone who knows the city's disgusting underbelly.
Evet, şehrin iğrenç arka sokaklarını bilen birisi.
Whereas right here is the soft underbelly of the island.
Oysa burası adanın zayıf bölgesi.
We're going to blow the lid off the seedy underbelly of small-town life...
Kasaba hayatının karanlık sırlarını ortaya çıkaracağız. Önce seninkiyle işe başlayacağız.
You're going to uncover the seedy underbelly of Stars Hollow?
- Stars Hollow'un karanlık....... sırlarını mı açığa çıkaracaksın? - Evet. - Stars Hollow'un karanlık sırları yoktur.
Stars Hollow doesn't have a seedy underbelly. We don't even have a meter maid.
Bizim trafik polisimiz bile yok.
People come, people go, but how many ever stop to take a look at the underbelly of the beast?
İnsanlar gelir ve giderler, ama aralarında kaçı canavarın göbeğini görmeyi başarabilir?
Fucking underbelly, you're saying?
Demek toplumun bel altından bahsediyorsun ha?
Wanna do the underbelly, don't you? You said you did.
Toplumun alt katmanlarını çekmek istemiyor musun, öyle demiştin.
You don't have to single-handedly take on the entire underbelly of the city.
Şehrin bütün ayaktakımıyla tek başına uğraşmak zorunda değilsin.
Wow, I'm really starting to see the underbelly of not having a job.
Gerçekten işsiz olmanın altındaki zararları görmeye başladım.
The underbelly.
Savunmasızlar.
I'm looking for a man who's probably in the seedy underbelly of Reno.
Muhtemelen Reno'nun köhne mekanında olan birini arıyorum.
The Christian League had the Seedy Underbelly shut down.
Hristiyan Birliği, Köhne Mekan'ı kapattırdı.
Careful, Logan. You're exposing your soft underbelly.
Bel altına çalışmam için fırsat veriyorsun.
My underbelly is rock-hard.
Bel altım kaya gibidir. Tüm gece devam edebilirim.
How did it ever find me, here in the underbelly of the world?
Nasıl oldu da beni burada, dünyanın göbeğinin altında bulabildi acaba?
But the underbelly of the beats are all the same.
Ama bel altı ritimler hep aynı.
You can take out the underbelly and dance to the top of the beat, or you can take out the top and dance to the underbelly.
Bel altınla üstten gelen... ritim ile dans ediyorsun, ya da üstten gelen ritimle bel altınla dans ediyorsun.
- No, they can't take that away... - Underbelly of the rhythm only.
- Bel altı ritim sadece.
And now for your Ultra-Bowl halftime entertainment her last two albums have gone triple platinum and she's here tonight to sing her smash hit "Gimme, Gimme All Your Love" from her newest album, Underbelly. ANNOUNCER :
Şimdi Ultrabowl eğlencesi başlıyor!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]