Undercut tradutor Turco
138 parallel translation
Under no circumstances will I and I hope no others, capitulate to those that want to undercut what's all good in America.
Hiçbir koşul altında ben ve umuyorum ki hiç kimse ülkemizi bölmeye çalışanlara karşı asla boyun eğmeyeceğiz.
You never have faith in my plans, you undercut my enthusiasm...
Planlarımın hiçbirine inanmıyorsun, hep şevkimi kırıyorsun...
We say it first, we undercut...
İlk biz dersek, etkisi daha az...
Mrs. Braun you're up here, basically, to undercut the idea that Ronald Martin was temporarily insane.
Bayan Braun burada olmanızın sebebi, aslında, Ronald Martin'in anlık delilik geçirdiği fikrini çürütmek.
Oh, damn it, Delenn. I have been working up a good mad all day and I am not about to let you undercut it by agreeing with me.
Bütün gün bu konuşmayı kafamda tasarladım ve beni haklı görerek bunu mahvetmene izin vermeyeceğim.
You left a sick kid here to undercut me in front of the Pediatrics staff.
Pediyatri kadrosunun önünde beni aşağılamak için hastanı bıraktın.
If I say one thing don't undercut me and say another.
birsey soyleyebilirmiyim ben neden susturuluyorum.
And I just thought I would undercut all of that.
Ve ben bunu engellemek istemedim.
I can serve your Presidency and I think Dean Rusk would feel undercut if you were to fill George Ball's job with a personal friend of yours.
ADINI KUTSAL İMPARATOR MU YAPIYIM BU EN İYİ BİZİZ
Only suppliers don't tend to undercut each other on prices, they just try and get rid of the competition.
Sadece, üreticiler fiyat kırarak rekabet etmeye çalışmaz.. sadece rakiplerini yok etmeye çalışırlardı.
You know, always trying to undercut me.
Biliyormusun beni hep baltalamak istiyorsun.
That would undercut the whole broody, mysterious thing.
Bu olayın tüm gizemini bozardı.
We undercut them by almost $ 500.
Onlardan 500 dolar düşük fiyat vermiştik.
Well, now they've undercut us by nearly $, 000.
Ama onlar bizden 1000 dolar daha düşük fiyat vermiş.
You was to undercut me 3000?
3000 papel mi indirdin?
- And I ain't your shorty no more. - Don't undercut me, shorty.
- sözümü kesme ufaklık
This is a class op. Those guys undercut my boys.
Adamlar zararına fiyat kırıyorlar.
I guess they feel baked goods from Mom undercut the boot camp experience.
Bence annelerinden boyle malzemelerin gelmesi onların kamp deneyimlerini etkiler.
Undercut slightly by the rapid-fire delivery and constant movement.
Makineli tüfek kullanarak saçlarını hafifçe kısalt, ve hızlı hareket etme. Sabah çok fazla kahve mi içtin?
You have no idea how many times he's lied to you, undercut your authority, made you look like crap to other doctors.
Sana kaç kere yalan söylediğini, otoriteni kaç kez baltaladığını, diğer doktorların önünde kaç kez küçük düşürdüğünü bilmiyorsun bile.
You've undercut me for the last time, Charlene.
Son kez ekmeğimle oynuyorsun, Charlene.
- Great way to undercut my power.
- Otoritemi yerle bir ettiğin için sağol.
They come in, they undercut everything, and they run us out of business.
Piyasaya gelirler ve bir anda fiyatları indirirler, ve bizleri piyasa dışına atarlar.
I just hope your honesty doesn't undercut your irreverence.
Umarım dürüstlüğün saygısızlıkla karışmaz.
The most important thing is that you and Carmela are in agreement on the issues, that you don't undercut each other or act at cross-purposes.
En önemlisi ise senin ve Carmela'nın bu konular hakkında bir ortak karar alması ve birbirinin arkasını kollaması veya ortak çıkarlarınızı gözetmesi.
I'm not trying to undercut you.
Niyetim seni kösteklemek değil.
See, because I think that tends to undercut...
Çünkü bana sorarsan böyle yapınca- -
House would have undercut me, and forced me to do a procedure I just argued against, and then I'd look like a hypocrite in front of the thousands of people and potential future employers watching this film.
House beni ezerdi, söylediğim şeye ters bir prosedürü yapmaya zorlardı, ve o zaman bu filmi izleyecek binlerce kişinin ve gelecekteki olası çalışanlarım önünde iki yüzlü duruma düşerdim.
But it looks as if this is all undercut here?
Bunun dibi oyuk gibi görünüyor.
It is undercut, that's why we are on the rope.
Dibi oyuk. O yüzden halatlarımız var.
He undercut us and he may have cost that kid his life!
İşimize sekte vurdu. Bu durum hayatına mal olabilir!
"You gave me authority over the team just so they could undercut..."
Sırf yetkimi tanımasınlar diye bana yetki verdin.
You and your team went behind my back and undercut my direct order.
Sen ve takımın arkamdan iş çevirdiniz ve kesin emirlerimi baltaladınız.
You sure you wanna undercut your price on the street?
Sokakta diğerlerinden daha ucuza satmak istemez misin?
Lying about the cargo tonnage in order to save money, so you could undercut bids.
Kargo tonajı hakkında yalan söyleyerek tasarruf edip ihale fiyatını kıracaktın.
You try to undercut me at every turn.
Devamlı beni engellemeye çalışıyorsun.
Oops! Kind of undercut myself there.
Kendimi biraz ucuza satmış gibi oldum.
Daniels didn't undercut Burrell?
Burrell'i Daniels bitirmedi mi?
I NEED YOU TO GET ME THE PRICES THAT YOU'RE CHARGING ED'S TIRES, SO I CAN UNDERCUT DUNDER MIFFLIN.
Lâstikçi Ed'e uyguladığın fiyatları öğrenmek istiyorum böylece Dunder Mifflin'den ucuza satacağım.
They undercut me.
Fiyat kırdılar.
Something to undercut Christy's driver. Okay.
Christy'nin şoförünü çark ettirecek bir şeye.
Don't ever let your first chair get undercut like that again.
Görememişim. Bir daha sakın baş avukatının böyle ezilmesine izin verme.
Cary, take Alicia and review anything that could undercut the class action.
Cary ve Alicia, sizler grup davasını engelleyebilecek her şeyi araştırın.
Get Kalinda to undercut this eyewitness.
Kalinda görgü tanığını saf dışı bıraksın.
Anything to undercut the injury testimony?
Müşteki ifadesine karşı kullanılabilecek bir şey var mı?
undercut the extent of injuries and try to reduce the award.
yaralanmanın boyutunu araştırıp cezayı düşürmeye çalışacağız.
No, our job is to prep her, Not undercut her.
Hayır, işimiz onu hazırlamak hırpalamak değil.
We'd send in a ringer to undercut your support.
Seni baltalamak için sahte bir aday gösteririz.
we still need to undercut the carpet fibers from Dorfman's office.
- Hala Dorfman'ın ofisinden gelen halı tüylerini çürütmemiz gerekiyor.
We're still looking for ways to undercut the GPS, but we need to know :
Hala GPS'i kanıt dışı bırakmanın yollarını arıyoruz ama bilmemiz gereken bir şey var ;
It undercut the judge's trust in Rivers and got her to kick the SUV. We didn't want it to.
Onu istememiştik.
under 290
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
understood 2547
underpants 29
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
understood 2547
underpants 29
underwood 165
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
understand me 81
understandable 121
under the table 51
understand this 55
understand what i'm saying 17
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
understand me 81
understandable 121
under the table 51
understand this 55
understand what i'm saying 17