English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You get paid

You get paid tradutor Turco

1,291 parallel translation
She'll see you get paid.
Paranı almanı sağlar.
My boss. - And you get paid?
- Bir de para mı alıyorsun?
She'll see you get paid.
Sana paranı verecektir.
You don't get paid to pick your crack. You get paid to work.
Çene çaldığın için değil çalıştığın için para alıyorsun.
You get paid win or lose. So do we.
Sen sonuca bakmadan bize para ödüyorsun.
Here's where you get paid.
Ödeme yapılan yer.
"And make sure you get paid."
"Paranı almayı da unutma."
How much do you get paid, anyway?
Ne kadar para alıyorsun?
Doesn't anything matter as long as you get paid?
Paragöz! Paralı asker!
You're a journalist. You get paid to be annoying.
Tanrı aşkına, sen gazetecisin sinir bozmak için para alıyorsun.
You get paid for it.
Fazla mesai alacaksın.
You get paid.
Ödemeni aldın.
You work, you get paid.
Çalıştığın sürece para kazanırsın.
You get paid... you send they ass off around the building, yo.
.. Parayı alırsın ondan sonra onları binanın arkasına yollarsın.
Do you get paid extra for that?
Bunun için fazladan para alıyor musun?
Look at all this meat I get, and I get paid to eat it. You kiddin'me? You're gonna be ridin'that porcelain pony.
Bu eti yemem için üzerine para alıyorum.
So I paid Dave and his goons to get close to you.
Böylece sana yakınlaşmak için Dave ve çetesiyle anlaştım.
Yep, I get to frisk pretty little things like you all day... and get paid for it.
Evet, senin gibi bütün gün oradan buraya koşuşturan güzel şeyleri yakalamalı... ve böylece maaşımı almalıyım.
I don't see nobody else in here... bringin'Lil J in, so insured or not... I'm the best nigga you got, so can I at least get paid?
Burada Lil J'i içeri tıkabilecek başka kimseyi görmüyorum, o yüzden sigortalı ya da değil elindeki en iyi adamım, onun için en azından ödeme alabilir miyim?
You'll get paid more and, in the long run, the work will be more interesting.
Uzun vadede daha çok ücret alacaksınız, işiniz daha ilginç olacaktır.
I don't think I've ever been adored, You can get paid to have sex by a company- -
Sanırım bana şu ana kadar kimse tapmadı.
You can get paid to have sex by a company- -
Bir şirket için seks yaparak para kazanabilirsiniz...
You've worked here longer than me and I get paid more than you do
Burada benden uzun çalışsan da benim maaşım daha fazla
Surf the world, baby. And you'll get paid to surf uncrowded, perfect waves.
Kalabalık olmadan mükemmel dalgalarda kaymak için para alırsın.
I paid, I didn't even get inside her I ended up stark naked. And you complain!
Ben ödedim, onu içeri bile almadım en sonunda çırıl çıplaktım.
And you bake cookies with ingredients that I paid for just to get invited to some stupid party.
Sadece aptal bir partiye davet edilebilmek için. Yoksa şöyle mi demeliyim ihanet partisi?
You have any idea how little the cops in this burg get paid?
Bu şehirde polislere ne kadar az maaş verdiklerini biliyor muydun?
We'd be dead Can't get paid if you're dead
Ölebilirdik. Ölmüş olsaydın ödemeyi alamazdık.
Can't get paid if you crawl away like a bitty, little bug neither
Böcek gibi gezinirsen ödeme falan alamazsın.
Good thing you don't get paid by the word.
- İyi ki kelime başına ücret almıyorsun.
We'd like to get paid. - Don't you usually just mail this in?
- Bunu normalde postalamaz mıydın sen?
What do you mean "Get the check?" I paid last time
En son ben ödedim.
Time to see if this stud horse is worth what you paid for him Come on now, Lamar Now, Lamar, when you get out there take your time
Richard Gere'nin vasıtasıyla Dalai Lama'dan öğrendiğim kadarıyla acı çekmek, heteroseksüellik ya da Ortabatı gibi bir ruhsal durum.
Get paid 10 times as much as you earn now... and own a piece of the patents.
Şu anda kazandığının yaklaşık 10 mislini kazanacak... ve patentlerin de bir kısmına sahip olacaksın.
I'll pay you back when I want to, and I say you'll get paid soon.
Paranı istediğim zaman öderim ve yakında ödeyeceğimi söylüyorum.
He paid me to get close to you, to keep you around.
Sana yaklaşmam için bana para verdi. Burada kalmanı sağlamak için.
I'll pay you back the money you lent me... when I get paid.
Para elime ulaşınca sana da borcumu ödeyeceğim.
You bottle that shit up, sell it, get paid, paid, paid.
Dinle, kızım, sende yetenek var. Şu b.ku şişele, sat, para al, para al, para al.
So if you want to get paid, pack up your shit and take your little friends out of here.
Eğer para almak istiyorsan, b.kunu topla ve ufak dostlarını al defol burdan.
It is a nightmare getting a babysitter... and then when you get one, they wanna be paid the earth.
- eğer bulursa da ödeme yapılmalılar
The time we get paid for this gig, you'll have enough money you can buy any chick you want.
Bu işten para kazandığımızda istediğin pilici satın alacak paran olacak.
You know, you should get paid for all this.
En azından para alırsın.
You're about to get what you paid for.
Parasını ödeiğin şeye kavuşmak üzeresin.
Get paid and then you get to buy your own shit.
Para kazan ve sonra git kendi malını satın al.
You told me I had to fill in the hours to get paid.
Ödenen paraları için saatleri doldurmamı sen söyledin.
You're pathetic for a tutor. You don't wanna get paid, huh?
Sen bir öğretmene göre çok utanç vericisin.
Don't you wanna get paid? Come on!
Ücret almak istemiyor musun?
You bottle that shit up, sell it, get paid, paid, paid.
Çok yeteneklisin. Bunu paketleyip sat, zengin olursun, zengin! Özür dilemek yok mu?
Look. I have a lot to do today, all right? So if you want to get paid, pack up your shit and take your little friends out of here.
Paranı almak istiyorsan... süprüntülerini toplayıp bu veletlerle birlikte buradan uza.
So, you actually get paid to live here?
Burada yaşaman karşılığında ücret alıyormuşsun.
You said I'd get paid for each one.
Her biri için ödeme yapılacağını söylemiştiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]