You play golf tradutor Turco
289 parallel translation
You play golf, of course, Your Graceness?
Golf oynuyorsunuz değil mi düşeşim?
- Do you play golf?
Golf oynar mısın? - Evet efendim.
You play golf?
- Golf oynar mısınız?
You play golf, Dr Vesely?
Golf oynar mısınız, Doktor Vesely?
- D'you play golf?
- Sen golf oynar mısın?
- Do you play golf?
- Golf oynar mısınız?
Do you play golf, Agent Cooper?
Golf oynar mısınız Ajan Cooper?
- You play golf on Thursday.
- ve Perşembe günü... - Perşembeleri golf oynuyorsunuz.
- You play golf?
- Gold oynar mısın? - Hayır.
- You play golf with him.
- Golf oynuyorsunuz.
You don't play golf with these things.
Bu şeylerle golf oynanmaz.
Ez, you promised to play a little golf with me.
Kendimi berbat hissediyorum.
- You can come along, Gloria. - You going to teach me to play golf?
- Bana golf oynamayı mı öğreteceksin?
I suppose Myra McKillip was in grammar school, too, and Miriam Ingals, whom you tried to teach to play golf for three years!
Myra Mckillip de ilkokuldaydı ve Miriam Ingals'a da üç yıl boyunca golf oynamayı öğrettin.
Can't you hear them play golf?
Golf oynadıklarını duyabiliyor musun?
And maybe you'd like to play tennis and golf with us.
Belki bizimle tenis ve golf de oynamak istersin.
It's extravagant for you office workers who just draw salary to play golf.
Nerden bulacaksın parayı, maaşınla mı oynayacaksın golfü?
I didn't say you can't go to play golf.
Golf oynamaya gidemezsin demedim ki sana hiç.
It's uncommon brother stay at home, I thought you must go to play golf.
Abimin evde olmasını beklemiyordum. Golf oynamaya gideceğini sanıyordum.
- You didn't come here to play golf.
- Buraya golf oynamak için gelmediniz.
You and I must play golf sometime.
Sen ve ben bir ara golf oynamalıyız.
Tell John if you have objections, then you can play golf.
İtirazın varsa John'a söyle, sonra gidip golf oynayabilirsin.
- Are you gonna play golf, or no?
- Golfe gidecek misin?
I'm sure you play a hell of a game of golf.
Eminim çok iyi golf oynuyorsundur.
Play some golf, good to see you, say hello to the wife.
Nasılsınız? Golf oynayalım mı? Sizi gördüğüme sevindim.
You can either play Goofy Golf, which means a lot of waiting and pushing or you can see Pinocchio which is a lot of furry animals and magic and a wonderful time.
Ya Çılgın Golf oyunu. Ama çok bekler ve itişirsiniz. Ya da Pinokyo.
You didn't have to play golf with your buddies.
Arkadaşlarınla golf oynamak zorunda değildin.
- Roger! Who wants to go to the boozer or play golf, when you can come to one of Basil's do's?
Basil'in partilerine gelmek varken... kim meyhaneye veya golfe gider ki?
You set things up so you can play a little golf, you get a little poon, you smoke some good grass...
Her şeyi öyle ayarlarsın ki, biraz golf oynar bir fıstık bulur, güzel bir ot çekersin.
Claudia, have you ever heard of a Jew who didn't play golf?
Claudia, Yahudilerin golf oynamadığını duydun mu hiç?
I'll even teach you to play a little golf.
Sana golf oynamayı öğreteceğim.
Golf could be fun if you could play alone. But it's these genetic defectives that you have to hang around with that makes it such a boring pastime.
Yalnız oynarsanız keyifli olabilir ama taşıdığımız şu genetik bozukluklar yok mu onlar çok sıkıcı bir hale getiriyor.
And you send us to play golf?
Sonra bizi golf oynamaya göndereksin, öyle mi?
You know... Play some golf, redecorate the country house.
Biraz golf oynayacağım, köşkümü tekrar dekore edeceğim.
Son-in-law, do you play this golf thing?
Damat, golften anlar mısın?
- You can't play golf, can you?
- Golf oynayamıyorsun değil mi?
You sure nobody else wanys yo play golf?
Golf oynamak istemediğinizden emin misiniz?
- I play golf, you know.
Golf oynuyorum da. Sahi mi?
- Really? - You want to play golf with me?
Benimle golf mu oynamak istiyorsun?
You doctors play golf, though.
Ama siz golf oynarsınız.
You do play golf, don't you?
Golf oynuyorsun değil mi?
Remember I told you about the pro at the Westchester Country Club who's letting me play every time I gave him those Cuban cigars?
Her Küba purosu verdiğimde Westchester Golf Kulübü'nde oynamama izin verecek olan profesyoneli hatırlıyor musunuz?
Not to mention the calibre of people you have to play with.
Oynadığın insanların golf yeteneklerinden bahsetmeye gerek bile yok.
You will play golf and enjoy hot hors d'oeuvres.
Sizler golf oynuyorsunuz, sıcak ordövrlerle keyif yapıyorsunuz.
Oh duuude, you gotta play miniature golf. "
Ahbap, minyatür golf oynamalısın.
And you-you don't play any golf.
- Golf de oynamıyorsun. - Oynamıyorum.
I'm offering to teach you how to play golf, personally, for free.
Sana öğretmeyi teklif ediyorum. Bedavaya.
You know, you're too old to play for the Yankees... and you're too young to take up golf.
Basket oynamak için fazla yaşlı... golfe başlamak için fazla gençsin.
You know, I have a theory that people who put down golf do so because they can't play well.
Bir teorim var Bence golfu aşağılayanlar, iyi golf oynayamıyor.
Uh, I play golf several times a week, you know?
Haftada bir kaç kez golf oynuyorum.
- You don't play golf.
- Sen golf oynamazsın.
you play chess 16
you played me 45
you play your cards right 34
you play 111
golf 153
you pussy 73
you piss me off 51
you piece of shit 340
you perv 30
you poor thing 253
you played me 45
you play your cards right 34
you play 111
golf 153
you pussy 73
you piss me off 51
you piece of shit 340
you perv 30
you poor thing 253
you pervert 102
you pick 52
you promise me 56
you pick it up 19
you prick 174
you passed 89
you passed the test 28
you pig 158
you pay 85
you promised 545
you pick 52
you promise me 56
you pick it up 19
you prick 174
you passed 89
you passed the test 28
you pig 158
you pay 85
you promised 545