You saved her tradutor Turco
496 parallel translation
You saved her.
Onu kurtardınız.
You... You saved her life, Dr. Vollin.
Siz onun hayatını kurtardınız Dr. Vollin.
You saved her.
Onu kurtardın.
You saved her!
Onu kurtardınız!
- You saved her life, Zachary.
- Kızın hayatını kurtardın, Zachary.
You saved her.
Onu korudunuz.
She thinks since you saved her father's money once, perhaps you can do it again.
Babasının parasını bir defa kurtardığı için bir daha yapabileceğini düşünüyor.
You saved her life.
Sen onun hayatını kurtardın.
You saved her life.
Onun hayatını kurtardın.
She thinks you saved her lite.
Hayatını kurtardığını sanıyor.
You know somethin ´, I think you saved her life.
Biliyor musun sen onun da hayatını kurtardın.
And you saved her all for me?
Ve onu bana mı ayırdın?
You saved her life, and mine, then you restored her to me.
Onun yaşamını kurtardın, benimkini de sonra da onu bana geri verdin.
So you saved her.
Onu kurtardın.
Well, you saved her violin, right?
Onun kemanını kurtardın, değil mi?
I mean that after you saved your own hide and left us all to die in Marmorus you went to Karen and induced her to go to America with you.
Kendini kurtarıp, bizi Marmaruş'ta ölüme terk ettikten sonra... Karen'e koştun ve seninle Amerika'ya gelmesi için gözünü korkuttun.
You pointed out yourself that Esther saved her life.
Esther'in onun hayatını kurtardığını siz söylediniz.
If you'll be the girl Who saved her love
Eğer sen aşkını Yağmurlu bir güne saklamış
I saved you.
Her zaman birlikte olmalıyız.
When you were on the lake with that poor girl, and the boat capsized and there was a moment when you might have saved her.
Sen o zavallı kızla göldeyken, kayık devrildiği sırada onu kurtarabileceğin bir an geldi.
You sure saved her a buster.
Onu sahiden adam gibi kurtarmışsın.
You've saved every letter he wrote as...
Yolladığı her mektubu sakladın...
You couldn't have saved her if you'd been twice as quick.
İki kat çabuk hareket etseydin bile onu kurtaramazdın.
You might have saved her.
Onu kurtarabilirdiniz!
After all, you saved my life.
Her şeyden önemlisi, sen benim hayatımı kurtadın.
Oh, I tell you, boy, she's so like the one I... saved that day I got hurt, I thought it was a ghost when I first seen her!
Kurtarırken sakat kaldığım kıza o kadar benziyor ki ilk karşılaştığımızda hayalet gördüğümü sandım!
You've thrown away every cent we've saved in this world.
Hayatta biriktirdiğimiz her senti elden çıkardın.
It means either you saved his life, or he saved yours, or both.
Ya sen onun hayatını veya o seninkini kurtardı ya da her ikisi.
Oh. You really saved her life.
Gerçekten onun hayatını kurtardınız.
Before the night is out if her spirit is to be saved you must obey me absolutely.
Kızın ruhu, gece sona ermeden önce kurtarılacaksa kesinlikle bana itaat etmelisiniz.
We didn't afford to eat but saved every penny to send them to you
Yemeyi göze alamadık ama her peniyi sana göndermek için sakladık.
But, you see, you would've saved both you and me a great deal of trouble... if you'd checked with Joanna Ferris first.
Fakat, görüyorsunuz, her ikimizi de büyük bir sıkıntıdan kurtarmış olurdunuz, önce Joanna'ya sorsaydınız.
Mr. Green, you know, my mama saved her life.
Annem onun hayatını kurtardı.
"Hand it over, everything you've worked for, everything you've saved."
"Çalıştığın her şey, kazandığın her şey için, onu ver der."
While she's not a virgin, she saved her virginity for you... and pleasure comes with experience.
O, bakire olduğu zamanlar bekaretini senin için sakladı... ve mutluluk da tecrübeyle kazanılır.
But I'll always remember that. You've saved my life today.
Ama ben, bugün hayatımı kurtardığını her zaman hatırlayacağım
So the masked man who saved Kung Suen Wang and her was you.
WuDi Klanıyla ilişkin nedir? Açık değil mi?
You know, I probably could have saved her if I'd have moved sooner but I thought it was just another nightmare like the one I had the night before.
Belki de onu kurtarabilirdim... keşke daha önce kımıldayabilseydim. Başka bir kabus olduğunu düşünmüştüm... bir gece önceki gibi.
Look, with the exception of a few nice suits that I bought, I saved almost every penny you gave me.
Satın aldığım birkaç takım elbise hariç, bana verdiğin her kuruşu biriktirdim.
I'll return them to you once we've saved her.
Onu kurtardıktan sonra onları size iade ederiz.
Yep. You see, I thought I finally saved up enough money to get you a nice present that you deserve.
Peg ve ben bu konuyu konuştuk ve bu benim hatam olduğu için, her şeyi benim halletmeme karar verdik.
You've saved 5 rupees a day.
Her gün 5 rupi.
Mr Homn said he saved it in case someday you wanted to remember her.
Bay Homn birgün onu hatırlamak istersin diye bunu sakladığını söyledi.
Perhaps you think that, but I pass by the woods I've saved from the ax... and I hear the forest sighing.
Böyle düşünebilirsin ama ben baltadan kurtardığım her ağacı gördüğümde ormanın iç çekişini duyuyorum.
Don't you think it'll eat at her, wondering if she could've saved you?
Bunun onu mahvedeceğini düşünmüyor musun, seni kurtarıp kurtaramayacağını merak etmiyor musun?
You get the house, you get to spend every penny she ever saved.
Mükemmel. Hem evi al, hem de biriktirdiği her kuruşu.
Well, I'm just glad Shinji was saved. Maybe your sister, too? Aren't you just taking advantage of her?
Şey, Shinji nin kurtulmasına sevindim.
Mary Ann, you could have saved her anytime you Liked.
Mary Ann, onu kurtarabilirdin.
Second, to the boys who fished me out of the river and saved my life, and to the nurses and doctors here who are taking such good care of me, and for the thousands of letters and prayers I have received from all across America, thank you.
Îkinci olarak da, beni nehirden çikartarak hayatimi kurtaran çocuklara bana çok iyi bakan ve hala bakmakta olan hemsire ve doktorlara dualarini esirgemeyen herkese ve Amerika'nin her kösesinden gelen binlerce mektup için tesekkür ediyorum.
But now you know there was a man named Jack Dawson... and that he saved me... in every way that a person can be saved.
Ama beni her anlamda kurtaran... Jack Dawson adında birinin olduğunu... artık biliyorsunuz.
You know, I-I could have saved her.
Onun hayatını ben de kurtarabilirdim.
you saved her life 48
you saved me 262
you saved my life 478
you saved him 34
you saved us 79
you saved my ass 25
you saved his life 60
you saved our lives 31
you saved them 18
here 35434
you saved me 262
you saved my life 478
you saved him 34
you saved us 79
you saved my ass 25
you saved his life 60
you saved our lives 31
you saved them 18
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
herpes 52
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
herpes 52
herman 232
herb 224
herald 31
heroin 209
herbert 132
herself 49
hercules 220
hershey 18
hertz 45
here we go again 374
herb 224
herald 31
heroin 209
herbert 132
herself 49
hercules 220
hershey 18
hertz 45
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366