English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ Y ] / You sound

You sound tradutor Turco

12,802 parallel translation
Wow, you sound super confident.
Kendinden çok emin gibisin.
Your life, I mean, you sound like you have it all together, but your life is pretty fucking far from perfect.
Hayatın, yani her şey mükemmel gözüküyor. Ama sen kusursuz falan değilsin.
You sound as if you'd been brainwashed by the patriarchy.
Büyükbabam gibi konuşuyorsun.
You sound better.
Kulağa daha iyi geliyor.
How do you expect anyone to want to talk to you if you sound retarded?
Geri zekâlı gibi konuşursan seninle kim konuşmak istesin?
No, no, you sound great.
Hayır, sesin çok güzel çıkıyor.
You sound like him, too.
Sesin de onun gibi.
You sound like Richard Pryor doing an impression of a white guy.
Richard Pryor'ın beyaz adam taklidi yapma şekli gibi konuşuyorsun.
You sound like John Ritter all the time.
Sen her zaman John Ritter gibi konuşuyorsun.
You sound wistful.
Hüzünlü görünüyorsun.
You sound like you're speaking from experience.
Deneyimle sabit gibi konuşuyorsun.
- Oh, now you sound like your old man.
- Baban gibi konuştun.
You sound like my mother.
- Annem gibi konuşuyorsun.
You sound like my mom.
Annem gibi konuşuyordun.
Christ, you sound like a fortune cookie.
Tanrım, kahve falı gibi konuşuyorsun.
You sound tired. Are you tired?
Sesin bitkin geliyor, öyle misin?
Love, you sound like them right now.
- Hayatım onlar gibi konuşuyorsun.
You sound like you know.
Bu işlerden anlıyor gibisin.
- You sound like me.
- Benim gibi konuştun.
You sound exactly like them.
Aynı onlar gibi konuşuyorsun.
RAY : You sound like you don't believe me.
Bana inanmıyormuşsun gibi geldi sesin.
Well, you certainly don't sound fine.
Kesinlikle iyi görünmüyorsun.
Now tell me, why are you staying all the way out there on the sound instead of on this side of the bridge where I can keep you handcuffed to my side?
Şimdi söyle bakalım, seni kelepçeleyip yanımda tutabileceğim bir yer varken neden onca yolu aşıp köprünün diğer tarafında kalıyorsun?
You hear that sound just a second ago?
Az önceki sesi siz de duydunuz mu?
You know, I'm thinking man, when we get ourself a break we need to check out the sound system in the carousel.
Biliyor musun, düşünüyorum da adamım, kendimize bir mola verip geldiğimizde Döngüdeki ses sistemini kontrol etmeye ihtiyacımız var.
Susan, you're starting to sound a lot like my warden, Hal, and even a little bit more like my parole officer, Neal.
Susan, gardiyan Hal gibi konuşmaya başladın. Şartlı tahliye memuru Neil gibi.
When I delivered you, you were a perfectly sound pitcher.
Seni eğittiğimde, müthiş bir atıcıydın.
If you're done with room service... how does homemade truffle pasta sound?
Oda servisinden sıkıldıysan ev yapımı mantarlı makarnaya ne dersin?
We were on the road in Spain, and I noticed that the people there pronounce the letter S with, like, a T-H "th" sound, so instead of saying Spain, they say Thpain, you know,
İspanya'da turnedeydik, insanların S harfini "th" sesi gibi telaffuz ettiklerini fark ettim. Yani, İspanya demek yerine İthpanya diyorlar.
Yeah, or you know who would sound better on it?
Evet ya da kim daha iyi söyler?
You will listen only to the sound of my voice, and from now on, you will answer only with these signals, yes or no, do you understand?
Sadece benim sesime odaklan ve şuandan itibaren sorularıma sadece zihninde oluşturduğumuz imgeler yoluyla cevap ver, anladın mı?
Do you want me to run a sound check?
Ses kontrolü yapmamı ister misiniz?
( JP ) So you can't make a sound.
Hiç sesini çıkaramazsın.
( JP ) "you'll hear a clear ringing sound."
"... birbirine çarpan metal sesini duyacaksınız. "
- Any sound. ... so let me get this straight, if this is your exhibition, does that make you the exhibitionist, or what?
- Herhangi bir ses... yani şunu açıklığa kavuşturayım, bu senin serginse bu seni göstermeci ya da başka bir şey yapmıyor mu?
It's gonna sound like bad news at first, but I promise you it's good news in the end.
Önce kötü habermiş gibi gelecek, ama sana söz veriyorum ki sonuçta iyi bir haber.
You sound just like Lance.
- Tıpkı Lance gibi konuştun.
Wow, when you say it like that, you almost sound like a real doctor.
Böyle konuşunca gözüme gerçek bir doktor gibi göründün.
- When you put it like that, It doesn't sound like a very good investment.
Böyle söyleyince kulağa pek mantıklı bir yatırım gibi gelmiyor.
Fraser, you have proved to possess a sound military mind, but I will not have my decision challenged by a junior officer.
Fraser askerî bir zekâya sahip olduğunuz kanıtlandı. Ancak kararım genç bir subay tarafından sorgulanacak da değil.
The sound that it made, like it was drilling into you...
Çıkardığı sese bakılırsa, sanki derini matkap gibi deldi.
How does 25 years to life sound to you?
25 yıl hapis kulağa nasıl geliyor?
Wow! Sound like he stunted on you right there.
Görünüşe bakılırsa sana taş attı.
You know what, that don't sound like no cop killer to me.
Anlattıklarına göre, Cage bana hiç polis katili gibi gelmiyor.
And if you consider that radio is just sound, I'm sort of chief engineer, really.
Radyonun da sesten ibaret olduğunu düşünürsek radyonun başmühendisi gibiyim.
- You made it sound bad.
- Ama söyleme şeklin öyleydi. - Hayır.
You make it sound like you need my permission.
Sanki benden izin almaya ihtiyacın var.
How do you make the "p" sound?
- "P" sesini nasıl çıkardınız?
That sound you, shithead?
O ses senden mi geldi salak ha?
Yeah, things sound really desperate, with you turning your back on an easy grand.
Evet, bu kadar kolay sırt çevirmen, kulağa gerçekten çok çaresizce geliyor.
You're really starting to sound like a creepy doctor, you know that?
Gerçekten ürkütücü bir doktor gibi konuşmaya başladın. Bunu biliyor muydun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]