Не хочу вам мешать tradutor Turco

Инспектор, не хочу вам мешать, но объясните, что вы задумали?

Karışmak istemem, ama neyin peşinde olduğunuzu söyleyecek misiniz?

Клиптон, я не хочу вам мешать.

Clipton, mani olmayayım.

- Не хочу вам мешать. - Прошу вас.

Sıkıntı vermek istemem.

Не хочу вам мешать. ( Дверь закрывается ) Слава Богу.

- Hayır, rahatsız etmek istemem.

- Не хочу вам мешать.

Sünger.

- Я не хочу вам мешать.

- Sağolun! Rahatsız etmek istemem.

Не хочу вам мешать, но ты собиралась убить меня?

Sözünüzü kesmek istemem ama Beni öldüreceksiniz

Я не хочу вам мешать.

Hayır, hayır abartmak istemem.

Я не хочу вам мешать.

Rahatsız ediyor olmayayım.

Проходи, садись. О, я не хочу вам мешать.

- Sözünü bölmek istemem.

Не хочу вам мешать, но мы готовимся к ланчу.

Bölmek istemezdim ama öğle yemeği için hazırlanıyoruz.

Ой, я не хочу вам мешать.

Size engel olmak istemem.

Не хочу вам мешать, но по-моему, вы не совсем осознаете опасность того, что она собирается сделать.

Sizi rahatsız etmekten nefret ediyorum, ama Başkanın yapmak üzere olduğu şeyin öneminin farkında olduğunuzu sanmıyorum.

- Не хочу вам мешать.

- Tadınızı kaçırmak istemiyorum.

Не хочу вам мешать..

Bir şeyleri bölmek istemem.

В смысле... я вижу, что вы вместе, и не хочу вам мешать...

İkiniz aynı tarzdasınız ve ben bu tarza ayak uyduramam.

Ребята, не хочу вам мешать, но температура падает.

Çocuklar, sözünüzü kesmek istemem ama sıcaklık hala düşüyor.

Не хочу вам мешать, ребята, но та девушка уже, вероятно, мертва.

Bunu hatırlatmaktan nefret ediyorum ama kız muhtemelen ölmüştür.

Я не хочу вам мешать.

Ayakaltında dolaşmak istemem.

Я не хочу вам мешать, я приехала только запаковать свои вещи.

Ben bölmeyeyim sohbetinizi, eşyalarımı toplamaya geldim zaten.

- Не хочу вам мешать.

- Bölmek istemezdim.

– Если только вы не хотите быть один. Я не хочу вам мешать.

- Tabii yalnız kalmak isterseniz ayak bağı olmak istemem.

Я не хочу вам мешать.

Evet, ama senin de başını ağrıtmayayım.

Нет, не хочу вам мешать.

Sağolun. Zorla davet etmenize gerek yok.

- Я не хочу вам мешать. - Ты не мешаешь.

- Rahatsız etmek istemem.

- Я не хочу вам мешать.

Yemeğinizi bölmek istemedim.

Да. Я не хочу Вам мешать.

Evet, engel olmak istemiyorum.

Не хочу вам мешать.

Bölmek istemem.

Я не хочу вам мешать. Я бы очень хотел сесть.

Araya girmek istemem ama ama gerçekten oturmak istiyorum.

- Нет, нет, я не хочу вам мешать.

- Rahatsız etmek istemem.

- Нет, не хочу Вам мешать.

- Hayır, kimseyi rahatsız etmek istemem.

Не хочу вам мешать.

Rahatsız etmek istemem.

Я совершенно не хочу вам мешать.

Senin yoluna çıkacak değilim.

Не стоит, не хочу вам мешать.

Yok, böyle iyi. Gel buraya.

Слушай, я не хочу вам мешать.

- Gidiyor. - Aranızda ne varsa bölmek istemem.

Извините, не хочу вам мешать но мне кажется, вы ошиблись адресом.

Affedersiniz? Böldüğüm için bağışlayın. Ancak doğru evde olduğunuzdan pek emin değilim.

- Не хочу вам мешать.

- Bölmek istemem.

Не хочу вам мешать.

Gölge düşürmek istemiyorum, biliyorsun.

Не хочу вам мешать, но возле банка творится что-то странное.

Şimdi bakma ama bankada garip bir şeyler oluyor.

- Не хочу вам мешать, я пойду. Нет, нет, нет...

Siz hiç rahatsız olmayın.

Я не хочу мешать вам, честно.

Yolunuz oradan geçiyorsa, ama.

Но если это будет вам мешать, я не хочу...

Ama eğer size sıkıntı verecekse, rahatsız etmek is...

Не хочу мешать вам, я вижу у вас очевидно здесь полно работы.

Sana engel olmak istemem. Burada gerçekten yapacak işlerin var.

Я хочу сделать для мамы что-то хорошее и вам, блядь, лучше не мешать.

Annem için hoş bir jest yapmak istiyorum... sizse bana mani oluyorsunuz.

Я не хочу мешать вам

- Peşine düşmene mani olmayacağım.

Не хочу мешать вам ещё больше.

Daha fazla rahatsız etmek istemiyorum sizi.

Не хочу мешать вам поубивать друг друга.

Birbirinizi öldürürken size mani olmama fırsat verme.

Я хочу забрать свои инструменты, и я не буду вам мешать.

Sadece eşyalarımı alıp gideceğim.

- Я не хочу вам мешать.

- Okumanı bölmeyeyim, öylesine öneri.

Вы идите вперед, не хочу... вам мешать.

Siz gidin, size ayak bağı olmak istemem.

- Да и вам мешать не хочу.

Ayrıca yük olmak istemiyorum.