Bana tradutor Inglês
748,471 parallel translation
Söylemeliyim ki karısı bana çok iyi davranmıştı.
I should tell you, that woman was very nice to me.
"Çok tatlısın ya," deyip sarılmıştı bana.
She said, "I think you're adorable," and she hugged me.
Bana ihtiyaçları yoktu.
They didn't need me.
Sonra iki Hollywood film yapımcısı doğrudan bana geldi.
And then two Hollywood movie producers came over, right to me.
Geçen çarşamba trafikte biri bana "pis zenci" dedi.
Somebody called me a nigger in traffic last Wednesday.
Bana iyi davrandı.
He was nice to me.
Sonra da... nihayet bana bağırdı,
And then, finally, she screamed out to me,
Ama bu kadın güvenlikle güreşip bana bağırırken alınmaya başladım.
But as this woman was wrestling and screaming at me, I started to take offense.
Oğlum bana döndü ve dedi ki, " Baba, ne olursun.
Then my son looks back at me and says, " Dad, please.
Geçen akşam Santa Fe'deydim ve yavşağın teki bana muz kabuğu attı.
I was in Santa Fe the other night, and a motherfucker threw a banana peel at me.
Adam bana muz kabuğu atarak ünlü oldu lan.
This guy was fucking famous for throwing a banana peel at me.
Ama belki siz... Siz birazcık... bana sakso çekseniz. Birazcık sadece.
But maybe if you- - if you could just... suck my dick a little bit.
Ama ben eroin bağımlısı olsam ve lisanslı bir tıp doktoru bana eroin veriyor olsa ölmemem gerekir.
But if I was a heroin addict and I had a licensed physician injecting heroin in me, I should survive that.
Elemanın bana muz atması gibi.
It's like when that guy threw that banana at me.
"Bu akşamlardan birinde biri bana muz atacak," diyordum.
I was like, "Somebody's gonna throw a banana at me one of these nights."
" Bu kaltak bana nasıl'zenci'der? Hem de bana tavuk kızartmayı kendisi öğretmişken.
I was just like, " Well, how is this bitch gonna call me a nigger when she taught me how to fry chicken?
Sonra bana bakıyor ve diyor ki, "Yüzüme boşal... pis zenci."
And then she looks up at me and goes, "Come in my face... nigger."
Çünkü karım da bana ağır laflar ediyor.
Because my wife says terrible shit to me.
Bir keresinde bana "amcık" demişti... hem de yemekte, misafirlerin önünde.
My wife once called me a pussy... in front of dinner guests.
Ben de dedim ki, "Bana güzel bakmazsan leş gibi olabilirim, tıpkı senin amcığın gibi."
Then I told her, "If you don't take care of me properly, I might stink, like your pussy."
Bugün gazetede gördüm, bana muz atan herif tekrar gözaltına alınmış çünkü Santa Fe'de bir barda bir herife daha muz atmış.
I saw in the paper today that the guy that threw the banana at me got arrested again'cause he threw a banana at another motherfucker in a bar in Santa Fe.
Muzu bana niye atmış, biliyor musunuz?
And you know why the guy said he did it that night?
Bana söylediğini sanmıyorum ama herkesin duyabileceği şekilde "Leziz bir şey," dedi.
I don't think he was saying this to me, but he said this. Everybody heard him say it. He goes, "It's delicious."
Söyle bana amcık, 50 Cent'le o ringde neler yaşadın? "
Tell me, pussy, what happened inside of that ring with 50? "
Bana erişmek zordur.
It's real hard to get to me.
Bana şeytanmışım gibi baktılar.
Then they looked at me like I was evil.
Baklava desenli süveter giyip "Merhaba, süveterimle kendimi beyaz gibi hissediyorum ve bana saygı duyup kredi vereceksiniz," desem işe yaramaz.
If I put on an argyle sweater, and I'm like, "Hey, everybody, I feel like a white guy in this sweater, and I want some goddamn respect and a bank loan,"
İçecek bir şeyler almaya gitti ve arkadaşım bana baktı.
And he went to go get some drinks, and then my buddy looked at me.
Gelip bana bakmaya başladı.
He came over and was staring at me.
Her gece yatmadan önce bana aynı şeyi söylüyor.
She says the same shit to me every night before she goes to bed.
Bana kızıyor.
Anyway, she gets mad at me.
Mutfak tezgâhında bir FedEx kutusu vardı ve bana gelmişti, açtım.
There was a FedEx sitting on the kitchen table, and it was addressed to me, so I opened it.
Bu dünyada bir kadının soğukluğu kadar soğuk başka hiçbir şey olamaz çünkü bana kızmıştı ama mevzuyu da konuşmuyordu.
No thing in this world is as cold as a woman's cold shoulder,'cause she was mad, but she wouldn't talk to me about it.
Bana ufak cezalar veriyordu, en sevmediğim şeyleri yaptırıyordu.
She would just punish me in little ways, make me do shit that I hate to do.
Bana iyi davranan tek ebeveynler lezbiyen bir çift.
The only parents that are nice to me is a lesbian couple- -
Benim gözlerime bak ve bana doğruyu söyle evlat, tamam mı?
I need you to look at my face, and I need you to tell me the truth, buddy, all right?
Doğruyu söyle bana.
Just tell me the truth.
Herkes bana baktı. " Ben öğretmedim.
And everyone looked at me. I said, " I did not teach him.
"Bu çocuklar sürekli bana bulaşıyor!"
"These kids keep fucking with me!"
Bana bakıyordu, "Tanrım," diyordu.
She was looking at me, like, "Oh, my God."
Bana bununla alakalı bildiğin her şeyi söylemeni istiyorum.
And I need you to tell me everything you know about it.
Keen'in Red'e haber uçurduğunu ispatlamam için bana yardımcı olabilecek bir şey biliyor olduklarına dair bir his var.
I have a feeling they may know something that could help me prove that Keen was tipping off Reddington.
Bana adresini gönder.
Text me the address.
Bana pop müzik gibi geliyor.
It's like pop music to me.
Onu bulmamda bana yardımcı olacak bazı bilgilere sahip olabileceğinizi umuyordum.
I was hoping you might have some information that would help me find her.
Ama bana bir yolcuyu bulmam için yardım ettiğin sürece, onun hiç kullanmayacak.
He does. But he'll have little use for it so long as you assist me in locating a passenger.
Yani nereye gideceksen gidip bana o bilgileri getireceksin yoksa bu treni durdurup paranızı alacağım ve Newton Boys'un Rondout'da o posta trenini soymasından bu yana demiryoluna en saçma PR felaketini vereceğim.
So you're gonna walk back to wherever it is you walk to and get the manifests, or I'm gonna stop this train, take your money, and give this rail line the most ridiculous PR disaster since the Newton Boys robbed that mail train in Rondout.
Kısa bir süre önce, Kate'in bana ulaşmanın bir yolu olarak size zarar vereceği fikri düşünülemezdi.
Not long ago, the idea that Kate would hurt you as a way to get to me was unthinkable.
Bana bunun arkasında Reddington'ın olduğunu mu söylüyorsun?
You are telling me Reddington was behind it?
Bunu kabul edeceklerdi, elbette, bana ve çiğnenmemesi gereken şanıma saygı olarak.
They would agree, of course, out of respect to me and my reputation as a man not to be crossed.
Bana söylediklerini ispatlayabilir misin?
Can you prove what you have told me?
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana yalan söyledin 158