Bana inanmıyorsanız tradutor Inglês
197 parallel translation
Bana inanmıyorsanız, gidin ve onlara sorun.
If you don't believe me, go in and ask them.
Eğer bana inanmıyorsanız Bay Sesamann'a sorun.
If you don't believe me just ask Herr Sesemann.
Bana inanmıyorsanız o zaman onlara inanın.
If you do not choose to believe me, then you must believe facts.
Bana inanmıyorsanız gidip kendisine sorun.
- Go ask him, if you don't believe me.
Bana inanmıyorsanız kimliğimi gösterebilirim.
"If you don't believe me, I'll show you my credentials."
Bana inanmıyorsanız sorun değil.
Well, if you'd rather not take my word, it's all right.
Bana inanmıyorsanız istediğinize sorun.
Don't take my word for it, ask anyone around.
Eğer bana inanmıyorsanız size sebebini söyleyeyim.
If you do not believe me, I'll tell you why.
Bana inanmıyorsanız, kendiniz bakabilirsiniz.
Look for them yourself, if you don't believe me.
Bana inanmıyorsanız, herhangi birinin kuşkuları varsa, Bayan Pryor'un izniyle, hemen şimdi burada bunu size kanıtlayacağım.
If you don't believe me, if anyone has any doubts, with Mrs. Pryor's permission, I'll prove it to you right here and now.
Bana inanmıyorsanız, sekreterime sorabilirsiniz.
You can check my secretary, if you don't believe me.
Bana inanmıyorsanız yatak örtülerini değiştirmeme yardım edin.
Listen, if you don't believe me, come on with me. You can help me change beds.
Bana inanmıyorsanız, gidp bakın!
Take a look if you doubt me.
Bana inanmıyorsanız, gidin kendiniz bakın!
Take a look if you don't believe me.
Bana inanmıyorsanız papazı arayın..... hemen!
If you don't believe me, I suggest you ring the vicar..... now!
Eğer bana inanmıyorsanız Miki'ye sorun.
If you don't believe me, just ask Miki.
Teksas'ta olduğu gibi burada da onları asıyorlar. Bana inanmıyorsanız Goolic'e sorun.
And, if you don't believe me ask Goolic.
Bana inanmıyorsanız işte pasaportum.
Here, if you don't believe me, here's our passport.
Bana inanmıyorsanız araştırabilirsiniz
If you don't believe me you can search
Bana inanmıyorsanız onu arayın.
Call him if you don't believe me.
- Eğer bana inanmıyorsanız, şeye -
- lf you don't believe me, ask- -
Eğer bana inanmıyorsanız gidip kendiniz bakabilirsiniz.
If you don't believe me, you ought to go and look for yourself.
Bana inanmıyorsanız, ayak tabanlarımı size gösterebilirim.
If you don't believe me, I'll show you the bottom of my feet.
Bana inanmıyorsanız, dinleyin!
If you don't believe me, listen!
Bana inanmıyorsanız, haftaya en yakınınızdaki sinemaya gidin.
If you don't believe me, go to your favourite theatre next week...
Bana inanmıyorsanız arkadaşlara sorun. Evet hocam. Güdük doğru söylüyor.
- If we didn't have you Mahmut!
Eğer bana inanmıyorsanız Neden hapishaneye bakmıyorsunuz?
If you doubt me, why did you go there?
Bana inanmıyorsanız 9. kişi siz olabilirsiniz. 9. şahit değil, 9. ceset.
If you don't trust me... you will be the ninth Not witness. but body. obviously.
Bana inanmıyorsanız, okulu arayın.
Check with the school if you don't believe me.
Bana inanmıyorsanız, tabağınızdaki kemik artıklarına bakın.
Check the bones if you don't believe me.
Bana inanmıyorsanız, soru sormayı bırakın.
If you don't believe me, stop asking questions.
Bana inanmıyorsanız, Sör Montague'ye sorabilirsiniz.
You could ask Sir Montague, you know, if you don't believe me.
Eğer bana inanmıyorsanız, Bulduğum şu kitaba bakın.
If you don't believe me, look at this book I found.
Ama eğer bana inanmıyorsanız, buna inanın.
But if you don't trust me, trust this.
- Bana inanmıyorsanız berber Gas'a sorun.
Ask Gus the barber.
Eğer bana inanmıyorsanız, açın bakın.
And if you don't believe me, you can look it up.
- Bana inanmıyorsanız Bayan Lingard'a sorabilirsiniz.
- It can ask the Beauty queen Lingard.
Bana inanmıyorsanız, bir de siz bakın.
If you don't believe me, take a look here.
Bana inanmıyorsanız, o adamın üzerini arayın.
If you don't believe me, check that man.
Bana inanmıyorsanız Şef O'Brien'a sorun.
Ask Chief O'Brien.
Bana inanmıyorsanız, DNA'mı kontrol edin.
Check my DNA if you don't believe me.
Bana inanmıyorsanız burada işiniz ne?
If you don't believe me why're you here?
Bana inanmıyorsanız oğlunuz bir tane deneyebilir.
Your son can try one if you don't believe me.
Bana inanmıyorsanız ona sorun.
If you don't believe me, you can ask her yourself.
- Eğer bana inanmıyorsanız, istediğiniz testi yapın.
Run whatever tests you need if you don't believe me.
Dinleyin, eğer bana inanmıyorsanız takvimden kontrol edebilirisiniz efendim.
Listen, check that calendar over there if you don't believe me, sir.
Eğer bana inanmıyorsanız, Janina'ya bir soruşturma komitesi gönderin.
If you don't believe me, send a committee of enquiry to Janina
Ve hâlâ bana inanmıyorsanız öldürdükleri adam çatı katındaki odada.
- Are you all right? - Sure Pop.
Size yardım edebileceğime inanmıyorsanız neden bana geldiniz?
Why have you come to me, when you really don't believe... that I can help you?
Hapların bizi güzelleştirdiğine inanmıyorsanız eğer, bana bir iyilik yapın. Tüm albümlerinizi, videolarınızı ve CD'lerinizi alın ve onları yakın.
Go home tonight, take all your albums, your tapes and your CD's... and burn them.
Uyuşturucular bize iyi şeyler yapar. Eğer buna inanmıyorsanız, bana bir iyilik yapın : Tüm albüm, kaset ve CD'lerinizi yakın.
Drugs have done good things for us, if you don't believe they have, do me a favour take all your albums, tapes and CDs and burn'em'cause you know what...?
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana ver 290
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53
bana yardım eder misin 113
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana ver 290
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53
bana yardım eder misin 113