English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Belki biraz daha fazla

Belki biraz daha fazla tradutor Inglês

171 parallel translation
- Bir saat. Belki biraz daha fazla.
Perhaps a little longer.
Belki biraz daha fazla.
- Maybe a little more.
- 30 dakika, belki biraz daha fazla.
- 30 minutes, maybe a little more.
Belki biraz daha fazla.
Perhaps just a little more.
Ben de yaklaşık 5 dolar var, belki biraz daha fazla
Well I have about five, maybe a little over.
- Sanırım 20 kişi. Belki biraz daha fazla.
- About 20, I think, perhaps more.
Bir ay için, yada bir yıl, belki biraz daha fazla, tabi birbirimize "seni seviyorum" demeyi bırakabilirsek.
For a month, a year, maybe longer, if we can stop saying, "I love you."
( Komodor Rodney Stone, SS Gharinda [25 ] ) Kaptan köşkünden suya atladığında köprü üstünün 3-5 metre, belki biraz daha fazla suyun üstünde olduğunu söyleyebilirim [ 26].
The bridge had to be to ones three four meters above of the water when it jumped for the sea.
Belki biraz daha fazla düşünmeliydin.
Maybe you should've thought about it a little harder, sheriff.
Oyunun kurallarını bana da anlatırsanız belki biraz daha fazla zevk alabilirim.
If you explain to me the rules of the game, I might have even more fun.
Belki birkaç gün, belki biraz daha fazla, ama benim için yapılabilecek bir şey yok.
Maybe a few days, maybe more, but there's nothing they can do for me.
Belki biraz daha fazla.
Four more to go.
Belki biraz daha fazla sebze daha az insan yemelisin.
Maybe you should eat more vegetables and less people.
Tastamam iki saat, belki biraz daha fazla.
All of two hours and maybe a little more.
- Belki biraz daha fazla.
Well... maybe a little more.
70,000ışık yılı uzakta belki biraz daha fazla.
70,000 light-years, give or take a few.
Belki biraz daha fazla.
Or a bit more.
Üç saat önce, belki biraz daha fazla.
Three hours ago, maybe a little more.
Belki biraz daha fazla, ama onunla ilişkim hemen hemen aynıydı.
Maybe a little more, but my relationship with her was fairly typical.
25-30 metre, belki biraz daha fazla.
Thirty yards, maybe a little more.
Bir yıl, belki biraz daha fazla olabilir.
A year, maybe a little longer.
Belki biraz daha fazla etrafta olsaydın Michael kâğıt kesebilirdi.
Maybe if you were around a little more, Michael could cut paper.
Belki biraz daha fazla çabalaman gerekiyordur.
Well, maybe you just need to try a little harder!
Tüm o önemli insanları ve töreninde konuşmalarını beklediğin tüm o küstah insanları listeden silmeye karar verdik, ve iki saat belki biraz daha fazla ben konuşacağım.
We've decided to bump all those incredibly prominent and terribly chic persons that you were expecting to speak at your memorial, and have me speak for two hours or so.
Belki sadece bir kere olsun biraz daha fazla paraya mal olabilirdim.
Maybe I could cost a little something, just for once.
Bozuklukları buna harcadım,... belki de ilgini biraz daha fazla çekebilecek bir şeye.
I expended it on this, a little extra token I thought you might fancy.
Ama etrafımızda pintiliğin, öfkenin, gurur ve aptallığın... cömertlik, tevazu, adalet ve düşünceden çok daha fazla yarar sağladığını görüyorsak... belki biraz kendimizi zorlayıp dayanmalıyız. Hatta kahraman olmak pahasına.
But since we see that avarice, anger, pride and stupidity... commonly profit far beyond charity, modesty, justice and thought... perhaps we must stand fast a little... even at the risk of being heroes.
Belki İtalyanlar biraz daha fazla bakar ama bizimkiler gibi değiller.
Perhaps Italian women look a little more, but not like this.
Belki de biraz daha fazla.
Even a bit more.
Belki de biraz daha fazla almalıyız tatlım.
Yeah. Honey, maybe we ought to even get more.
Bir düzine belki de biraz daha fazla kazazede olabilir.
Maybe a dozen or so survivors.
Belki biraz daha fazla.
it's about 500 million years old, perhaps a bit more.
- Biraz daha arkadaşça yaklaşırsak belki daha fazla çalışabilirler.
Maybe they'd work harder if you were more friendly.
Biraz daha önce de bulabilirdik belki ama, büyük bir suç işlendiğinde bile fazla ilgilenmiyoruz.
We might have found it earlier but we barely care when there's a major crime.
İşe yaramıyor. Belki evde biraz daha fazla vakit geçirsen...
- Maybe you spend more time at home.
Belki biraz fazla ateşli konuştum ama bir mola verin daha yeni aldık.
Maybe I was... a little overzealous. But gimme a break. I just bought it.
Bak, tamamen demek istediğim, belki bu kelimeleri biraz daha az kullanırsan, daha fazla anlamları olur.
Look, all I'm saying is, maybe you use them a little less, they mean a little more.
Belki insanı yaratmadan önce biraz daha fazla plan yapman yerinde olurdu, değil mi?
Maybe You should have had just a few more brainstorming sessions... prior to Creation.
İnsanoğlunun en iyi örnekleriyle çevrili olmadığınızın farkındayım ama belki de biraz daha fazla dışarı çıkmalısınız.
You aren't around the best people. - Maybe you should get out more. - He's never getting out.
Belki bununla ilgili olarak seçimlerden sonra İstafan'la konuşabilirsin... olaylar biraz sakinleştiği zaman, çocuklar daha fazla... odaklandığı zaman.
Perhaps you can talk about that with Istafan after the elections when things have calmed down a little When the children are more focused.
Bugün gitmeliyim, fakat ben acaba seni biraz daha görebilir miyim diye merak ediyorum. Veya daha fazla belki.
I have to go away today, but I... wondered if I didn't... whether you might let me see you a little, or... a lot, maybe.
Belki önümüzdeki hafta biraz daha fazla çaba sarf edebilirsin. Güzel.
Okay, well, perhaps you could try a little harder for next week, okay?
Belki meraklısı biraz daha fazla verebilir ama.
Maybe some amateur may be willing to pay a little more.
Belki dekorasyonla biraz daha az vakit geçirmelidir ve yatak odasında da biraz fazla.
Maybe she should have spent a little less time decorating... ... and a little more time in the bedroom.
Belki benden biraz daha fazla Anise'in.
Maybe a little more Anise than me.
Belki biraz daha az otoriter ve biraz daha fazla sevgi dolu olabilirsin.
Maybe you could be a little less strict and a little more loving.
Biliyorsun baba... eğer sen ve annem beni biraz daha fazla dinleseydiniz ve kendinize dikkat etseydiniz belki o hala yanımızda olurdu.
You know, Dad.... Maybe if you and Mom listened to me a little more and took care of yourselves maybe she'd still be here.
Belki de biraz daha fazla denemeliyim.
Perhaps I could be trying a little harder.
"Belki biraz fazla hızlıydı." "Tamam, daha yavaş yaparım."
I'll go slower.
Belki biraz konuşabiliriz, böylece geçmişiyle ilgili biraz daha fazla bilgi sahibi olabilirim.
So maybe we could chat a little bit... - And I could get some background - - I'm not going to talk to you much.
Belki kendime senden biraz daha fazla güveniyorum.
You know, maybe - Maybe I just have a little bit more faith in me than you do.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]