English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Belki daha az

Belki daha az tradutor Inglês

723 parallel translation
- Evet bayım, yarım saat, belki daha az.
- Yes, sir, half an hour, maybe less.
Ama hayatım, bu sadece bir ay için, hatta belki daha az.
But, darling, it's only for a month, maybe less.
Belki daha az uygun bir yere bulacağız...
We'll find an even less suitable shelter...
Mesela eğer annem, şu anda çok yaşlı olan annem gençken birinin kendisine sarılmasına izin vermiş olsaydı güneşin altında, böyle nehir kenarında benim hayatımın büyüyünce nasıl olacağını kafasına takarak kendine eziyet etmeseydi bugün belki daha az üzgün olurdu.
For example, if my mother - who's quite old now - had let someone hug her when she was young in the sunshine, on the riverbank like this instead of tormenting herself by thinking what my life would be like as an adult today maybe she'd be less sad
Bir ay, belki daha az.
- A month, maybe less. - What are we gonna do?
Belki daha az.
Maybe less.
Belki daha az
- Six days? Perhaps less.
Sana bunu söylediğimde belki daha az gururun okşanacak ama sen bizim tanıştığımız ilk erkeksin.
Maybe you will feel less flattered when I tell you that you are the first man we have ever met.
Bir saatimiz kaldı, belki daha az.
We got an hour, maybe less.
Savaş başlıklarını düzgün çıkaramazsak, belki daha az.
Or possibly less time if I don't handle the warheads properly.
Belki daha az.
I'll drive it out.
- Ah, 30. Belki daha az. 20 21 falan.
Maybe less, 20. 21
Bir saat, belki daha az, diyor.
An hour, maybe less, he says.
10 dakika. Belki daha az.
Ten minutes, maybe less.
İki ay... Altı hafta... Belki daha az.
Two months... six weeks...
- Belki daha az sıra olur.
- Maybe the line will be shorter.
Bir saat sürer, belki daha az.
Perhaps an hour, perhaps earlier.
Sekiz dakikamız var, belki daha az.
We've got eight minutes, maybe less.
Beni bilirlerse belki sana daha az yüklenirler.
But, Rocky, maybe if they thought I was in on it, they'd go easier on you.
Belki daha mutlu değil ama, en azından daha huzurlu.
Maybe not happier, but at least more peaceful.
Belki öyle ama en azından daha barışçıl olurdu.
Maybe so, maybe so, but it was a heap more peaceful.
Ve belki arkadaşın Bay Haven bazı şeylere daha az tenezzül eder.
Then perhaps your friend Mr. Haven will be somewhat less condescending.
Motorlarına en az bu kadar, belki de daha fazla devir yüklemek zorundasın.
You'll have to rev your motors at least that high and maybe higher.
Alec ve ben belki şimdikinden biraz daha genç, ama en az şimdiki kadar aşık ve yolumuzda engel yokken.
Alec and me - perhaps a little younger than we are now, but just as much in love... and with nothing in the way.
Belki sürü yerine ulaşacak ve sen de daha az endişeleneceksin.
Maybe this drive will get through, and you'll have less to worry about.
- Belki de daha az.
- Maybe less.
Çeyrek galon, belki biraz daha az.
Maybe a quart, or a little less.
- Ama belki de, daha az acı çekerler.
But maybe it's better in the long run. You suffer less. - That's true.
Burada en az bir hafta kalacak, belki daha fazla.
He'll be here at least a week, maybe more.
- Daha az, belki.
- Less, perhaps.
Gece benimle kalırsan, belki kendini daha az aptal hissedersin, değil mi?
Perhaps you would feel less a fool if you stayed the night with me, is that it?
Belki daha az perişan olurdum.
- No. Maybe it would make me a little less miserable.
O zaman başkaları olurdu, belki işi daha az yeterli başkaları.
And someone else would have, perhaps someone less competent.
Belki de daha az ilgisini çekerim ama..
I'll probably attract less attention.
Garnizonlarι altι saatlik mesafede. Orada 300 kadar mιzraklι süvari ve lejyoner var, belki daha da az.
Their garrison is about six hours away... and about 300 Lancers, Legionnaires, or maybe less.
Belki daha da az.
Maybe less
En azından, oğlu geri dönmüş olacaktı. Belki de dönmemesi daha iyi olmuştur.
On the other hand it's just as well this way.
O da en az benim kadar karşı. Belki daha fazla.
He's as much against this as I am, maybe more.
Pazartesi günü en az beş taneye ihtiyacımız olacak, belki daha fazlasına.
We're gonna need at least five Monday, maybe more to do the job right.
Belki bunlardan daha az kötüsü çarpışmalara katılanların yaptıkların işin akabinde toplumun onlara çok özel bir şey borçlu olduğu düşüncesinde olmalarıdır.
Perhaps one of the less obvious ones is that people who undertake these operations I think have a tendency to feel afterwards that society owes them something very special.
Azimli ve cesur, ama belki de sanıldığından daha az.
He has mettle and courage, but perhaps less than is supposed.
"Siyasi toplantılarında daha az zaman geçirirsen iş bakmaya zamanın kalır belki!"
"If you spent less time at your political meetings, you could maybe find some to look for a job!"
Daha az dürüst olmalıyım belki.
Maybe I am being less than honest. I -
Benim az miktardaki tarih bilgimi belki siz hayal gücünüzle daha iyi... açıklarsınız, Bay Lasky.
I have a suspicion history will be a little more difficult to beat than you imagine, Mr. Lasky.
En azından artık bir şey biliyorum ve belki daha çok şey öğreneceğim.
At least I know something now... and... maybe I'll get to know more.
Belki de bu köpek daha az acı çekerek ölür.
Maybe this pup is better off not making it.
Belki daha da az kimbilir.
Maybe less, who knows.
En az 10 defa aradım, belki daha fazla.
Really?
00 00 : 38 : 39 : 18 Belki daha az.
I need more time.
Belki benden geçmiştir, ya da daha az yetenekliyimdir.
Maybe I'm past it, or less gifted
Belki daha da az. Büyük
Maybe less.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]