Bir deneyeyim tradutor Inglês
835 parallel translation
Sidney'i bir deneyeyim.
How about Australia? I can try Sydney.
Bir deneyeyim.
Let me try.
Şimdi, bir deneyeyim.
Now, let me see.
Evet, şimdi inip şunu bir deneyeyim.
Yes, I think I'll go downstairs and take a whack at this.
Bir deneyeyim.
I'll take a chance.
- Dur da bir deneyeyim.
- Let me try it on.
- Bir deneyeyim.
- Well, I'll try.
- Bir deneyeyim.
- Let me try.
Ben bir deneyeyim.
Let me in there.
Dur bir deneyeyim.
Let me try it on.
Bir deneyeyim.
All right, Irene, I'll try it.
Bir deneyeyim.
Let me try that.
Bir deneyeyim.
I'll try one.
Hey, bir deneyeyim şu şeyi.
Hey, let me try that thing.
Şunu bir deneyeyim!
Let me try that!
Bir deneyeyim, Binmeme yardım edin.
Ride him? Let me try, somebody help me up.
- Bir deneyeyim.
- Let me try it.
Kingfisher'ı bir deneyeyim, söylerim.
Lets shake down the Kingfisher and lll tell you.
Bir deneyeyim.
I'll give it a try.
Bir deneyeyim.
I'll try it.
Şansımı bir deneyeyim.
I'll have to take a chance.
Öyleyse bir deneyeyim.
That I'll try!
Dur bir daha deneyeyim.
You know what? Let me try that again.
Bir de ben deneyeyim mi?
You mind if I try?
Teşekkürler. Şansımı bir de orada deneyeyim.
Thanks. I'll try there.
Sakın bir şey deneyeyim deme.
Don't you try anything.
Sadece gitmeden önce son bir kez deneyeyim demiştim.
I just thought I'd take a parting shot before I left.
Şu hödüğe bir şey deneyeyim.
Let me take a crack at that hick.
Bir de ben deneyeyim.
Here, let me try.
Başka bir yeri deneyeyim.
One more chance.
Bir de çiftçiliği veya hayvancılığı deneyeyim dedim. Sürü bulabilirsem tabii.
I thought I might try my hand at farming or ranching if I can find me some cattle.
- Bir daha deneyeyim mi, biraz daha yakından?
- Should I try him again, a bit closer?
Bir daha deneyeyim.
Let me try again.
- Bir de ben deneyeyim mi?
- Let me try.
Bir de ben deneyeyim.
Give me a try here.
Birileri gidip asker çağırsın. Bir de ben deneyeyim.
Send somebody for the militia.
Şimdi aklıma hiç bir şey gelmiyor ama deneyeyim.
I might have one for you, if I can remember it.
Ver bir tanesini deneyeyim.
Where are the coats?
Ben meyhaneye gidip bir şeyler almayı deneyeyim mi?
Why don't I run to the pub and try to get something?
Bir şansımı deneyeyim demiştim.
I... I just came by on the chance.
Bir kez deneyeyim.
Try it once.
Dur bir de ben deneyeyim.
Here, let me try it.
- Bir de ben deneyeyim.
- Well, here, let me try.
- Dur bir de ben deneyeyim.
- Let me have a go.
Ben bir şey yapamam keşke yapabilseydim. Bırak deneyeyim.
I wouldn't do it, if...
- Bir de ben deneyeyim şunu.
Now it's my turn to try it.
Bir daha deneyeyim.
I'll try again.
Lütfen bir kere daha deneyeyim!
Please let me try once more!
Bir de ben deneyeyim.
Let me give it a try.
Pekala, bir tane deneyeyim.
Okay, I'll try one.
Daha mütevazı bir yaklaşım deneyeyim.
I'll try the humble approach.
deneyeyim 22
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dilek tut 57
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir daha asla 148
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dilek tut 57
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir daha asla 148
bir daha yapma 24
bir dakika bekler misiniz 17
bir dolar 65
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika daha 36
bir dakika önce 23
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir de bana sor 80
bir dakika bekler misiniz 17
bir dolar 65
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika daha 36
bir dakika önce 23
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir de bana sor 80