Bir daha yapma tradutor Inglês
1,293 parallel translation
- Sakın bir daha yapma, tamam mı?
- Don't do it again, huh?
Bir daha yapma.
Don't let it happen again.
Ve kocam da "Sakın bunu bir daha yapma Kurt." dedi.
And my husband says, " Don't you ever do that again, Kurt.
Sakın bir daha yapma.
Don't do it again.
Bunu bir daha yapma.
Don't do that again.
Bir daha yapma.
Don't do it again.
Sakın bu bokluğu bir daha yapma.
Don't ever pull this shit again.
Bunu bir daha yapma!
Don't do that again!
İki, bunu bir daha yapma. Özellikle bana söylediği şeyi.
Second, don't do it anymore, especially the part about what he said to me.
Lütfen bunu bir daha yapma.
Please don't do that again.
Bunu bir daha yapma, tamam mı?
Don't do that again, okay?
Oldy, böyle bir şey bir daha yapma!
Oldy, don't do anything like this next time!
- Bir daha yapma!
- Don't do that!
- Bunu bir daha yapma.
Never do that again.
Bir daha yapma bunu!
Don't do that!
Bir daha yapma!
Don't do that!
- Bir daha yapma.
Don't you do that again.
Bir daha yapma. 100
Do me a favor and don't do it again.
- Bunu bir daha yapma.
Don't do that, ok?
Pekala bunu bir daha yapma!
Well, don't do it again!
Sana bunu bir daha yapma dedim!
I said, don't do that!
Yanisi, bunu bir daha yapma lütfen.
So please don't do it again.
Bunu bana bir daha yapma.
Never do that to me again.
Bunu bir daha yapma.
No rats?
- Bunu bir daha asla yapma!
- Never do it again!
Bunu bir daha sakın yapma!
Come on, kiss me.
- Lütfen bana bunu bir daha yapma.
All right.
- Bana daha fazla bilgi getirene dek, hiç bir şey yapma Teğmen. - Bir Avcı gemi filosu gönderebilirim
- I can engage the Prowler squadron -
Bay Tribbiani, sizin cömert katkınız gençlik merkezi yapma hedefimize bizi bir adım daha yaklaştırdı.
Mr. Tribbiani, your contribution brings us... a step closer to building the youth center.
Bir daha Benson'ın babasıyla ilgili espri yapma.
- No barbs about Benson's father.
Başka bir tane daha yapma.
Don't make another one.
Eğer bir insanın bir hayvanı alıp istediğini yapma hakkı varsa daha üst bir varlık olduğu için... o halde Goa'uld'un da var.
If a human has the right to take an animal and do with it as he pleases because he is a superior being... then so does a Goa'uld.
Bu özel aile anlarını benimle paylaşmasıyla bozayıların kişiliklerini daha iyi keşfetmek için bir yolculuk yapma fikri aklıma geldi.
By her sharing these intimate family moments with me... I've been inspired to take a journey... to discover more of the true character of the grizzly.
Bir daha asla bunu yapma tamam mı?
Don't ever do that again, you hear?
Bir daha bunu asla yapma!
Don't you ever do that again!
Ama bunu bana bir kez daha yapma!
But don't ever do this to me again.
Yapma bir daha!
No more!
Bunu bir daha asla yapma!
Never ever do that again!
Cheryl bir daha sakın sinirliyken sandviç yapma.
CHERYL... NEVER MAKE SANDWICHES OUT OF ANGER.
Çok kötüsün Sakın bir daha yapma.
Don't do that.
Senin "Dünyayı daha iyi bir yer yapma" şiirlerine ne oldu?
Once we have her, I'll be in touch. - What's the trouble? - His arm won't stop bleeding.
Ailenin senin için planladığı gibi ve bizim Christopher için boşuna planladığımız gibi, bir üniversiteye gitmiş olsaydın mavi yakalı bir işten daha fazlasını yapabilirdin. - Bunu yapma!
If you'd attended university... as your parents had planned, and as we had in vain for Christopher... you might have aspired to more than a blue-collar position.
Bana bir daha bu suratı yapma genç adam.
Don't you make that face at me young man.
İyiydi! Bir daha asla yapma bunu.
Don't ever do that again.
Artık bu fırsat elinde, o yüzden... bana daha fazla rol yapma... sanki her zaman istediğin bir şey değilmiş gibi!
You have got this so... Just don't pretend to me... that it wasn't what you always wanted!
Bunu bir daha asla yapma.
Don't do that again.
Sadece bir daha yapma aynısını çünkü...
Don't do it again, because- -
Bunu bir daha sakın, sakın, sakın yapma!
Dont you ever, ever, ever do that to me again!
- Bunu bir daha yapma, Astrid.
Don't do it again, Astrid.
Daha karışık bir şey yok. Panik yapma.
Nothing more complicated than that.
Daha kendi içimizde bir geçiş yapma şansımız olmadan... geleneksel erkek rolleri bir kenara atılıyor, sizce de öyle değil mi?
Traditional male roles are being tossed aside... before we have any chance to make an internal shift, don't you think?
bir daha yapmayacağım 40
bir daha yapmam 21
bir daha asla 148
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha olmasın 24
bir daha 442
bir daha olmayacak 147
bir daha bak 16
bir daha da gelme 19
bir daha yapmam 21
bir daha asla 148
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha olmasın 24
bir daha 442
bir daha olmayacak 147
bir daha bak 16
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha yap 42
bir daha söyle 118
bir daha asla olmayacak 26
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha dene 80
bir daha düşün 29
bir daha ki sefere 39
bir daha yapalım 21
bir daha yap 42
bir daha söyle 118
bir daha asla olmayacak 26
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha dene 80
bir daha düşün 29
bir daha ki sefere 39
bir daha yapalım 21
bir daha düşündüm de 20
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmalıyız 39
yapmayın 745
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmaz 37
yapmayacaksın 53
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak istemiyorum 51
yapmalıyız 39
yapmayın 745
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmaz 37
yapmayacaksın 53
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapmam 83
yapma bunu 151
yapma be 35
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmam 83
yapma bunu 151
yapma be 35
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69